zorlanmış kızgınlık YİZHAN

~20~

Ertesi gün ikisi, herhangi bir olay olmaksızın öğleden sonraya kadar uyudu. Yibo gözlerini açar açmaz öğleden sonra saatin üç olduğunu fark etti.

"Seni uyandırdım mı?"

Yibo, Zhan'ın uyanamayacak kadar yorgun olduğunu tahmin etti. Giyecek bir şeyler bulmak için gardıroba gitti ve daha giyinemeden Zhan'ın gözlerini açtığını gördü.

Zhan'ın karşısındaki adamın yapılı bedenini görmesiyle beyninin dün olanları hatırlaması bir saniye sürdü, gerçi hayır, sabahın erken saatlerinde olanları.

"Hayır." Orduda oluşan bir alışkanlıktan dolayı o sadece yakınlarda hareket varsa ne kadar yorgun olursa olsun uyuyamazdı.

Yibo ayrıca eski bir asker olarak Zhan'ın temel ihtiyat kalitesinin hala var olması gerektiğini hatırladı. Ve bu yüzden de en küçük harekette anında uyanacağını.

"Bu gece geri dönüp erken yatacağız. Şimdi dışarı çıkalım. Kendini nasıl hissediyorsun...? "

Zhan yorganı kaldırdı ve ayağa kalktı. Belindeki iki belirgin el izi Yibo'nun gözlerini o noktadan ayıramamasına neden oldu.

"Bu küçük izi sevdim."

Zhan onu görmezden geldi ve Yibo'nun yatağa attığı giysileri yakaladı ve giydi,

"Dışarıda ne yapacağız?"

Yibo, Zhan'ın ani merakıyla güldü. Yatağın yanına oturmak için çabucak yanına gitti ve şaşkın ifadesinden yararlanarak ona hevesli bir günaydın öpücüğü vermekten çekinmedi.

Zhan ani öpücük karşısında şaşkına döndü ve çabucak başını çevirdi,

"Dişlerimi fırçalamadım daha..."

Bu sözünün kulağa ne kadar tatlı geldiğini bilmiyordu bu yüzden Yibo onu gülümseyerek tekrar öptü.

Ardından, ciddiyetle ona,

"Henüz erken değil, saat öğleden sonra üçü geçti. Bir an önce dışarı çıkmazsak uygulamayı kapatacaklar. "

"..." Zhan'ın ifadesi belli ki bir anlığına donmuştu.

Aklına gelen şeyle sordu,

"Düğüm... Evlilikten mi bahsediyorsun?"

"Ah, başka ne olabilir? Burada kalabilmen için bu İmparatorluğa ait bir kimliğinin olması gerekiyor. Ve evlilik kaydı da kimlik çıkarma işlemlerinin en hızlısıdır. Başka bir kimlikle burada yaşamaya devam etmek istemiyor musun yoksa?"

Yibo, Zhan'ın şaşkın yüzüne yaklaştı.

"Gerçi haklısın, daha yeni bitirdik ve spermlerim hala içinde. Yataktan çıkıp insanları görmek istemezsin, değil mi?"

"Spermlerinden bahsetmeyi kes!"
Zhan bunu karanlık bir yüzle söyledi. Uyuyup uyandıktan sonra içinin spermlerin birazını emmiş olmasına rağmen, hala dolu ve rahatsız hissettiriyordu. Ve tüm bunlar... sadece biraz ani geliyordu ona.

Yibo ona hak veriyordu aslında, ancak bu kimlik
işlemleri aynı zamanda üstün bir emirdi. Aksi takdirde kaydolmak için acele etmez ve Zhan'ı asla böyle zorlamazdı. Yani sonuçta evleniyorlardı ve en azından bir elmas yüzük, çiçek vs. hazırlaması gerekiyordu.

Hayır, çiçekleri unutalım.

"Ben de şu anda acele etmek istemiyorum, yani sen bu haldeyken... Ama aynı zamanda bunun talimatların bir parçası olduğunu bilmen gerek. Kimlik işlemlerinin mümkün olan en kısa sürede çözülmesi gerekiyor ki burada kalmana kimse hiçbir şey diyemesin. Hem endişelenme, söz veriyorum daha sonra telafi edip sana güzel bir yüzük alıp harika bir düğün yaptığımızdan emin olacağım. Ve inan bana, balayı da daha az olmayacak."