~15~

49 7 5
                                    

Zhan, ilacı şaşkınlıkla aldı. Elindekinin nadir bir S sınıfı hayvan kanı ve Wanda otu karışımı olduğunu biliyordu. Boyut olarak küçük olmasına rağmen hızlı etki etme avantajına sahipti. Biri onu yuttuğu sürece, hemen ölecekti. Dezavantajı, toksisitenin diğer bileşenlerden kolayca etkilenmesiydi, bu nedenle onu yiyecek veya sıvıyla karıştırmanın zor olmasıydı.

"Ben..."

Zhan ağzını iki kez sessizce açıp kapadı. Hiçbir şey söyleyemedi. Kane ise karşısına oturdu ve onu izledi.

Zhan, ölümden korkmadığını itiraf edebilirdi.
Genç yaşta öksüz kalmıştı. Uzun bir süre dolaştıktan sonra, yanlışlıkla eğitim için Rezerv Departmanına gitme şansı buldu. Daha sonra orduya girip savaşa katkıda bulunduktan sonra, Birlikten emekli olmayı hiç düşünmedi, ancak her zaman ön cepheye koştu, çünkü hayatının bir önemi yoktu ve o yalnızca Birliğe katkıda bulunması gerektiğini hissetti. O hep, günün birinde, savaş alanında öleceğini düşündü.
Bu olmazsa da dileği emeklilik yaşına geldikten sonra bir köşede huzur içinde ölmekti.
Ama bu şekilde ölmek istemiyordu! Yeni başkomutan tarafından şüpheleniliyordu veşu anda tamamiyle işe yaramaz bir atık olarak sistemden dışlanmıştı, biliyordu ki öldükten sonra da bir hain olarak anılacaktı adı.
Sadece tüm hayatını Birliğe adamış olduğu gerçeği yok sayılacaktı. Zhan'ın dudakları hafifçe titredi, sesi neredeyse hiç duyulamayacak kadar zayıftı,

"Feromonlar tarafından kontrol edilmiyorum. İşkence görsem ve bu dönüşümü kabul etmek zorunda kalsam bile, bu asla Birliğime olan bağlılığımı etkilemedi..."

Diğer tarafta ise Kane biraz sabırsızdı. Zhan'ın reddetmeye kararlı olduğunu hissetti. Neden sadece Cass için değil, aynı zamanda ağabeyinin döşediği eski parçaları temizlemek* ve kendi kuvvetlerinin önünü açmak için kurban edildiğini anlamıyordu ki? Bilakis Kane, Zhan'ın sadakatiyle gerçekten ilgilenmiyordu.

Zhan, Kane'in ona sert bir soğukla baktığını ve içten sözlerine cevap vermediğini gördüğünde, kendi kalbi de soğudu ve yumruğunu sıktı.

Fakat buna rağmen emir, Zhan için yenilmez olan Birliğin başkomutanı tarafından verilmişti.
Zaten iki tarafa da verdiği yenilginin ardından kendi Birliğinin başkomutanının intihar emrine teslim olmamak artık anlamsız görünüyordu. Bir an önce bitirmek daha iyiydi. Zamanında Yibo'nun kendisini kaderine ve yaşamına son verenlerin yalnızca korkaklar içten sözlerine cevap vermediğini gördüğünde, kendi kalbi de soğudu ve yumruğunu sıktı.
Fakat buna rağmen emir, Zhan için yenilmez olan Birliğin başkomutanı tarafından verilmişti.
Zaten iki tarafa da verdiği yenilginin ardından kendi Birliğinin başkomutanının intihar emrine teslim olmamak artık anlamsız görünüyordu. Bir an önce bitirmek daha iyiydi.

Zamanında Yibo'nun kendisini kaderine ve yaşamına son verenlerin yalnızca korkaklar olduğu konusunda nasıl ikna ettiğini düşündü. 'Gerçek askerler Zhan, onlar geleceğin fırtınalarına ve umutlarına nasıl dayanacaklarını bilmelidir. Bunlar onun sözleriydi.

Fakat Zhan dayanamayacaktı. Yaşamıyla beraber kaderine de son vermek zorundaydı ve bunu korkaklığından yaptığının düşünülecek olması canını en çok yakan gerçekti.

Şimdi mi olacak? Başkomutan, Zhan'ın umutlarını yıkmıştı fakat o yine de hayır diyemedi.

Zhan ilacı aldı ve ağzına götürdü. Aklında ise ne Birliğin geri kalanı ne de kurtarılması için Kane'e yalvaran kişiler vardı. Yalnızca Yibo.

O cesedini görecekti... İntihar etmek zorunda kaldığını düşünür müydü? Yoksa kalan herkes gibi o da kendisini bir korkak olarak suçlar mıydı?

Zhan bunu asla öğrenemeyecekti... Hap dudaklarından yalnızca yarım santim uzaktaydı.

*BANG!*

zorlanmış kızgınlık YİZHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin