zorlanmış kızgınlık YİZHAN

~4~

Zhan bir süre hareketsiz yattı, kolunu gözlerini kapatmak için kaldırdı ve yibo'nun menilerini temizlemesi için bir mendil almasına izin verdi.

"Hey! iyi misin?"

Yibo, mendili fırlattı ve zhan'in hâlâ aynı pozisyonda olduğunu gördü.

"Az önce birlikte boşaldık daha önce yapmadın mı?"

Neyse, zhan de eskiden bir alfaydı. Bir omegayla birlikte olmasa bile, iki alfa veya bir alfa ve beta çifti arasında bu tür bir 'yakınlık' daha önce hiç olmamıştı yibo, zhan'in kolunu açtı ve gecenin karanlığında gözlerinin yaşlardan oarladığını gördü. Biraz üzgün hissetti.

"Herkesi kendin gibi mi sanıyorsun?"

Zhan ona soğuk bir bakış attı, yorganı çekti ve yatağın köşesine kaydı.

"Tanıdığım tüm alfaları biliyor musun?"

Yibo, bugünlerde senin gibi saf alfaların neredeyse olmadığını söylemek istedi. Ah, o artık bir alfa değildi. Tabii ki söylemedi. Başkalarının yaralarına tuz basmak kabalıktı. Ucuz olsan da hâlâ iyi olabilirsin.

Yibo yatağa gitti ve zhan'e bir baktı. Diğeri sanki vebalıymış gibi yatağın diğer tarafında, ondan uzakta yatıyordu. Belli ki zhan henüz uyumuyordu ama artık yibo ile konuşmak istemiyordu ve kenarda durmaya devam etti. Birkaç saniye sonra bir yanıt alamadı ve yibo, ona açıklama yapmak kadar tembeldi. gözlerini kapattı ve uykuya daldı.

Ertesi sabah yibo uyandı ve zhan'in kalktığını gördü ve neler olup bittini bilmiyordu. Düzgün giyinmişti ve sessizce kanepede oturup birkaç ay önceki haber dergisini karıştırıyordu.

"Ne kadar erken kalkıyorsun? Ordudan gelen bir alışkanlık mı?"

"Hım."

Yibo yıkandıktan sonra üniformasını giydi ve E'yi yukarı çağırdı.

"Bu benim hizmetçim E. Bir şeye ihtiyacın olursa doğrudan ondan isteyebilirsin."

Daha sonra zhan'e parmak iziyle çözülmesi gereken bir çift elektronik kelepçe taktı.

"Üzgünüm ama şu anda sana güvenemiyorum."

"Seni bu şekilde üzmek benim için bir onur"

Zhan homurdandı ve sağ elini cömertçe yibo'ya uzattı.

Bir tıklamayla zhan'in sağ eli kanepenin kol dayanağına kelepçelendi.

"Sana haksızlık ettim."

Yibo diğer kişinin sözlerindeki ironiyi hiçbir suçluluk duymadan dinledi. Eğilip diğerinin dudaklarını hızla öptü.

"Tuvalete gitmek istersen direkt E'ye söyle. "

"... Defol buradan."

Zhan sol eliyle ağzını sertçe sildi ve sonunda yüzünde çökme belirtileri görüldü.

Yibo, diğerine oyun oynamaktan giderek daha çok hoşlandığını hissetti ki bu pek de iyi bir alışkanlık değildi.

Sonraki birkaç gün fazlasıyla normal geçti.
Birlik ateş hattından çekildi. Casuslar karşı bölgedeki iç durumun çalkantılı olduğunu bildirmeye geldi. İmparatorlukla uğraşamayacak kadar meşgullerdi. Hatta toprağı keserek barış aramaya bile gelebilirler. Yüzlerce yıldır ilk kez iki güç arasındaki savaş barışla bozuldu.

Yibo her sabah zhan'i kelepçeliyor, orduya rapor veriyor ve zhan'in kelepçelerini çözmek için eve gidiyordu. Onu şaşırtan şey, zhan'in onunla olan yakınlığına içerlememesiydi. Her ne kadar insiyatif almasa da çaresizce öpüp sarılmaktan kaçınmadı.