zorlanmış kızgınlık YİZHAN

~16~

Yibo daha sonra İmparatorluğun ve Birliğin her birinin geri çekildiğini öğrendi. Zhan İmparatorluğa bırakıldı, Cass Birliğe geri döndü...

Zhan vazgeçilmişti..

Sonunda iki taraf da sınırdan çekilmek zorundaydılar. Bu mesafe onlara hiç zarar vermemiş olsa da, başkomutan Kane'i uzun süre kızdırdı. İmparatorluğun düşmanından -Birlik'ten- zarar görmüş olmasına rağmen Birliğin durumu daha da kötüydü. Bu sefer onlardan yararlanmaya ve soymaya gelmişlerdi ama sonunda güçlü bir talepte bile bulunamamışlardı.

Kane, İmparatorluğun Zhan'ı korumaya yönelik ani girişimi karşısında şaşırmıştı.

Sadece dün odaya giren General Wang'ın, Zhan'ın vücuduna bağımlı olduğunu düşünebiliyordu. Aklına gelen sahneyle aşağılayıcı bir gülümseme verdi. Aralarında şimdiden oluşmuş bir duygusal bağ olamayacağından, bütün bunların nedeni yoksa aslen alfa olan Zhan'ın tadının gerçek bir omega'dan çok daha iyi olması yüzünden miydi?

Kane'in astları, başlama zamanının geldiğini fısıldadılar.

İmparatorluk'ta bir hafta kaldıktan sonra, Birlik Başkomutanı ses getiren bir şekilde ayrıldı. Yakın gelecekte ve önümüzdeki birkaç yıl içinde Birlik ile İmparatorluk arasındaki tek etkileşim büyük ihtimalle bu olarak kalacaktı. Muhtemelen Kane, artık geri dönecek ve Birlik içindeki durumu düzeltecekti. İmparatorluk içindeki düşmanlıkla başa çıkacak zamanı yoktu.

Yibo, erken ayrılışını dört gözle bekliyordu ve bir gün savaş alanında Kane ile buluşabilirse, intikam olduğunu iddia ederek onu öldüreceğini düşünüyordu. Ancak ikinci kez düşünüldüğünde, Birlik Başkomutanı kolayca savaşa gitmeyecekti. Onu sadece kalbinde öldürebilirdi.

(O fırsat umarım eline geçer)

Süreç dolambaçlı olmasına rağmen, Yibo bir bütün olarak kendinden geçmişti. Ne de olsa, Zhan'dan sonsuza dek ayrılması gerektiğini düşündü, ancak Birlik onu kendinden uzaklaştırdı.

Acaba o, burada kalırsa gelecekte ne olacağını düşünmüş müydü? Yapılacak bir şey de yoktu. Zhan eğer imparatorluğun kimliğine katılmak istiyorsa, en uygun yol evlilik için kaydolmak olacaktı.

(Ehe evlenecekler)

Ancak bu, yine de Zhan'ın ne istediğine bağlıydı.

Yibo, onunla evde birkaç gün geçirdi ve sonrasında ona verdiği kolyenin izleme ekipmanı hapishane tarafından çıkarılmıştı. Elbette emperyal hapishaneler, kendi halkına ait olsa bile monitörün hücreye alınmasına izin vermezdi. Yibo, En Büyük Prens'in, Zhan'ın Kane ayrılana kadar güvenli bir şekilde hapishanede kalmasını sağladığına inansa ve yemekle sürekli değişen ortamın ona zarar vermeyeceğini bilse de, Zhan'ın zihinsel durumu hakkında çok endişeliydi.

(Oy kıyamıyormuş da)

Sonuçta, birkaç gün önce, Zhan oldukça savunmasız görünüyordu. Kendisini götürmek için geldiklerinde, o sadece sessizdi. Başını eğdi ve kimseyle göz teması kurmadı.

Yibo Zhan'ın ne düşündüğünü bilmiyordu.
Ancak gözlerindeki güçsüzlük ve kafa karışıklığı kolayca fark edilebiliyordu.

Yibo'nun bugünlerdeki huzursuzluğunun nedenlerinden biri, Zhan'ın kalbinin küller kadar ölü olmasıydı ki bu, direnirken yaptığı orijinal imgesiyle aynı değildi ve hatta görünüşü kasvetliydi. Yibo o kadar korkuyordu ki fırsatı olsa kendine neler yapacağını düşünemiyordu. Bu durumda olan her kimse sonunda çökecekti, bunun farkındaydı.

Yibo, Birlik ayrıldıktan sonra askeri departmandan bir özet duydu ve ardından mareşal önemli konuları İmparatora bildirdi. Yibo, ancak kararında yanlış bir şey olmadığına dair tüm bilgileri aldıktan sonra, Zhan'ı onların elinden alabilirdi. Ancak bu haber artık bir sır değildi, çünkü Zhan'ın gelecekte İmparatorluk topraklarında kalması gerekecekti. Er ya da geç başkaları tarafından bilinecekti. Artık hepsi Birliğinin Zhan'ı kabul etmediğinin farkındaydılar. Doğal olarak, gelecekteki düzenlemelerini de önemserlerdi.