4

18 1 0
                                    

selam! bölüm biraz gecikti biliyorum, umarım beğenirsiniz :)

keyifli okumalar. oy verip yorum yazar mısınız?

--

duyduklarım sinirime dokunmuştu, sınıfta onunla doğru dürüst iletişim kurmamam rağmen benden nefret eden bir kız vardı. Aral'ın yanındaydı, ona benimle ilgili saçma salak şeyler anlatıyordu. hiç yapmadığım şeylerden bahsediyordu, Aral'da kaşlarını çatmış onu dinliyordu. konuşmalarını duyabilecek kadar yakındım, fakat beni öylece göremezlerdi.

"ve bu dediklerine inanmamı bekliyorsun, öyle mi?" dedi Aral, ona inanmamış mıydı? o kız çok manipülatifti, ona inanmaması için bana çok değer veriyor olması lazımdı.

bu imkansızdı.

"inanıp inanmamak senin kararın. ben sadece senin iyiliğin için söylüyorum, eğer Alaca'ya ilgin varsa vah haline. o kız tam bir orospu."

ben gelmeden önce ne anlatmıştı bu kız? öğrenmem lazımdı, arkamdan veya yüzüme böyle bir tabirde bulunamazdı bir kere. dönüp kendi kıçına baksındı ilk.

derin nefes alıp yanlarına gittim, kaşlarım hafif çatıktı. bu defa rol yapmıyordum Aral'a karşı. onu gerçekten sevmiştim, arkadaş olarak.

"selam Aral. sohbetiniz iyidir umarım." dedim dümdüz bir sesle.

beni görünce çatık kaşları yumuşadı, sakinledi mi o? kendi kendime çok konuşuyordum şu aralar. olmazdı böyle, birine bağlanamazdım ben. eğer Aral'ı seversem, babasını öldüremezdim. öldürebilir mıydım? suç benim üstüme kalmazdı ki, vicdan azabı da çekmezdim ben. cana karşılık can almış olacaktım sadece, Aral'ı sevmem buna engel değildi ki. bende hak ediyordum sevmeyi ve sevilmeyi.

"aslında pek iyi değil, gelsene yanıma." dedi, yanına ilerleyince kolunu omzuma attı. aramızda ki boy farkına güldüm, genetik olarak uzun biri değildim. meraklı gözlerimle ikisini süzdüm. 

"ne konuşuyordunuz, yoksa Sena sana kafasından uydurduğu şeyleri mi anlatıyordu?" diye sordum. Aral anlamıştı onları duyduğumu, gülümsedi.

"aynen öyle oluyordu." dedi Sena'ya sinirli bakışlar atarak. "hepsi de saçmalıktı, boş versene. sen ne yaptın? attım bu arada imzayı." konuşurken bir yandan da yürütüyordu beni.

yeterince uzaklaşınca bir süre suratımı inceledi ne düşündüğümü anlamak ister gibi. "aslında tek merak ettiğin onunla neden konuştuğum, değil mi?" diye bir soru yöneltti bana. şaşkınlıkla  kafa salladım. 

"seninle konuştuğumu duymuş, yanıma geldi. bir anda konuşmaya falan başladı, bende pek anlamadım yani." dedi.

"anladım, o hep öyle zaten boş ver." dedim, beklentiyle yüzüne baktım. nedense benimle konuşmasını, ilgilenmesini istiyordum. kendi kafamda görevimden uzaklaşıyor gibiydim, bu çok yanlıştı. düşmanımın oğluydu bu çocuk, kanmamalıydım ona.

ellerini saçlarından geçirdi, gözlerini kıstı. "çıkışta bir şeyler yapalım mı?"

içimden çığlık atmak geldi.

kalbim hızlandı.

midem kasıldı, içimde bir şeyler kıpırdadı.

"neden?" umurumda değil gibi davranmaya çalıştım. bu kadar sevinmemi de daha önce kimseden böyle bir teklif almamış olmama yordum. daha önce utku dışında kimseyle bu kadar yakın olmamıştım, Utku'da zaten abim gibiydi.

"birbirimizi daha iyi tanırız, arkadaş oluruz. hm, olmaz mı?"

"olur tabii."

--

bölüm bu kadardı, bir sonraki bölümü Aral'ın ağzından yazacağım ve beklemediğiniz şeyler olacak, kitabın ilerisiyle ilgili bayağı bir fikir oluşacak gibi kafanızda. umarım memnun kalırsınız, herhangi fikriniz varsa lütfen belirtin :)

kendinize iyi bakın! " <3

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 09, 2024 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ikilemWhere stories live. Discover now