"Gir". "Savcım, iyimisiniz?" "İyiyim Fırat komiser" "Savcım, o adammı yaptı?" Kafamı sallamakla yetindim."Fırat komiser umarım ben olmadığım bu bir kaç saatde dediklerimi yapmışsınızdır.", "Yaptık savcım, her kesi teker teker sorgu odasına aldım. Komiserinden tut temizlik görevlisine kadar.", "Ee varmı şüpheli birileri?", kafasını sallayıp "Var efendim, hemde hiç düşünmeğimiz biri." , "Ee? Kimmiş bu şüpheli", bıkkınlikla nefes alıp anlatmaya başladı. "Reşit komiser. Savcım, Reşit şüpelerin en başında gelen isim.", "Nasıl ya? Bu kadarda olmaz ama nasıl bunca zaman fark edilmedi? Anlat sen nasıl şüpelerin en başında", "Şöyleki savcım, bu adam bizi arayıp itirafçı olduğunu söğlediğinde orada sadece 3 kişi vardı. Ben, Reşit ve Adnan komiser. Bu haberden sonra Adnan ve ben hep bir arada olduk yani Adnan şüpheli kısmında değil. Ama Reşit haberi duyar duymaz bizden 1 dakikalığına uzaklaştı. Bu süre zaafında birileriyle konuşmuş olmalı diye tahmin ediyorum. Daha sonra kapıda nöbet tutan polisleri bir şeyler taşımak için içeriye çağırmış. Yani bu yüzden polisler nöbet yerlerinden ayrılmışlar. Kaldıki kameralara. O en kolay iş. Karakolun kamera odası buradan kontrol edilmiyor. Yani kolaylıkla giriş sağlanıla bilir. Ve en esasıysa o ki Reşit sabah siz çıktıktan sonra ortalıkta yok. Sanki kayb oldu. Telefonuna ulaşılamıyor.", "Bir şey daha savcım sabah siz ayrıldığınızı söylediğinizde Reşitte yanımızdaydı". Fırat komiserin söylediklerini dikkatlice dinledikten sonra zaten mal olmayan herkes Reşitin onlardan biri olduğunu anlar. Ama işi sağlama almakta fayda vardı. "Tamam Fırat komiser. Siz bu Reşitin evini, adresini, gide bileceği her yeri iyice arayın. Burdan çıktıktan sonra nöbet tutan polislerle bende görüşmek istiyorum.", "Peki savcım şimdi izninizle ben artık gideyim. Tekrar geçmiş olsun" kafamı sallayıp gitmesine izin verdim. Daha sonra odadaki her kesi adeta kovup uykuya daldım.
☆☆☆☆ 9 gün sonra
Hastaneden çıkalı bir hafta olmuştu. Ve tim göreve gideli iki gün. Ben bu görevde sahada yer almasamda, operasyonun her ayrıntısını takip ediyordum. Tetikte kalmam gerekti. Her ne kadar sahada olmasamda bir şeyler ters gitse bana verilen timle birlikte sahaya inmem gerekirdi.
Bu geçen bir hafta içinde nöbette olan polislerle konuşmuş birde onların ağzından dinlemiştim. Daha sonra Reşit denen şerefsizin gide bileceği her yer didik didik aranmış, ancak bir ize rastlanmamıştı. Sadece evinden çıkan bazı dosyalarla terörist olduğu tastiklenmişti. İsmi arananlar listesine eklenmişti. Bu gün savcılıktan çıktıktan sonra karargaha geçmiştim. Ebrara geç geleceğimi haber vermiştim. Yoksa beni her dakika arardı. Son yaşanan olaydan sonra zaten üzerime titriyor.
Karargahta operasyonun gidişini izlemekle meşguldüm. Ama bir şeyler ters gidiyor gibiydi. Kaç saatdir aynı yerde hiç kıpırdamadan bekliyorlardı ama bir çıt yoktu. Kesinlikle bir şeyler vardı. "Albayım bu sessizlik hiç normal değil. Bir şeyler olucağı belli. İzin verin bende gideğim.", " Biraz daha bekleyelim üstteğmenim. Ama siz her ihtimal hazırlanın. Sana bir tim veriyorum. Emir komuta sende. Git ve hazırlan.", hemen hazırola geçip "Emredersiniz komutanım!" Deyip odadan çıktım. Hazrılanalım bakalım. Uzun zamandır sahaya inmiyorum. Çoğu zaman dışarıdan yardım sağlardım.
10 dakika içinde hazırlanıp Operasyon odasına tekrar döndüm. Üzerime siyah kamuflajlarımı giyinip, yüzümede kar maskemi geçirmiştim. Silahlarımı takıp tam techizat hazırlanmıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
