Hile Ve Hurda

26 2 47
                                    

Yazıp yazıp sildiğim birkaç hikayemi birleştirip tamamen farklı bir kurgu buldum yine, bazı karakterlerime eski kurgularımda ki karakterlerin isimlerini verdim hatta onlara olan özlemimden sşlöwlşdölşsö

Benim bu kararsızlıklarım ne olacak bilmiyorum inanın... Neyse işin sonunda yine buradayız. Biraz klişe kitap özlemi çektim ve neden ben yapmıyorum diye düşünüp enemies to lovers tadında bir hikayeyle geldim missss

Fazla tutmak istemiyorum sizi, bu yüzden çok çok uzun zaman sonra tekrardan iyi okumalar...

Ed Sheeran- Give Me Love

21 Aralık 2024

"iyi şanslar!" bağırışımla etraftaki birkaç bakış üstümüze düştüğünde o da arkasını dönüp benim olduğum tarafa çevirdi gözlerini.

Yüzünü saran gülümsemeyle beraber kısılan gözleri aceleci bi tavırla üzerimde gezindi. Büyük adımlarla yanıma ulaşıp ellerini yüzüme sardı ve yanağıma derin bir öpücük bıraktı. Geri çekilip yüzümün her karışında gezdirdi bakışlarını. "Şansa ihtiyacım olacak."

Piste gitmeden son kez baktı yüzüme. Gözlerini uzunca kırptı. Bana söz vermişti o an.
Bugünün sonunda yanımda olacağına dair söz vermişti gözlerini kapattığı birkaç saniyede.

"Final çizgisinde seni bekliyor olacağım."

Gülümsedi söylediğime karşılık.

"Söz veriyorum ilk ben geleceğim yanına."

*

Ocak 16 2024

"Give a little time to me, or burn this out."

Kulaklığımda sesi yükselen şarkı yüzümde kocaman bir gülümseme oluşturmuştu. Çok severdim bu şarkıyı. Sırtımı otobüs koltuğuna iyice yaslayıp kafamı cama dayadım ve şarkının sesini arttırdım.

Gözlerimi kapattıktan saniyeler sonra kulaklığımın tekinin kulağımdan çıkmasıyla tekrar açtım. Yanımda oturmuş sırıtan elemanı gördüğümde kaşlarım anında çatılmıştı. Elinde tuttuğu kulaklığımı kulağına takıp birkaç saniye bekledi. Dudakları bükülmüş, kaşları kalkmıştı. "Vay! Güzel seçim Sarışın."

Gözlerimi devirip kulaklığımı kulağından çektim. "Zevzeklik yapma Aksel. Senin ne işin var burada?" Etrafına bakınıp tekrar bana döndü. "Kızım insan içindeyiz biraz sessiz olsana. Hem devletin otobüsü değil mi bu araç Allah Allah binemez miyim?" Otobüste çok fazla insan yoktu ancak yine de ses tonuma dikkat ederek konuşmaya devam ettim. "Binme kardeşim binme. Motorun yok mu senin altında? Git ona bin. Burada, benim yanımda ne işin var?"

Ciddi bir surat ifadesiyle baktı yüzüme. "Kendini çok önemli zannetme Sarışın. Sana ölüp bittiğimden oturmadım yanına. Abine bir mesaj iletmeni isteyecektim sadece." Kaşlarım iyice çatılırken o derin bir nefes alıp aynı ciddiyetle konuşmaya devam etti.

"Sarp, hakkımda ortaya attığı 'hileyle hurdayla yarışa girdi' iftiralarını ortalıktan kaldırmazsa canını felaket yakacağım." Çenemi kaldırarak yüzüne baktığımda yüzünde ki ciddiyet yerini güzellikten uzak bir sırıtışa bıraktı. Bileğimde hissettiğim soğuklukla gözlerimi çevirdiğimde, soğuk parmaklarını bileğimde gezdirmeye başladı. "Ya da bir bakmışsın onun canını yakmak için başka birisinin canını yakmışım."

Bileğimdeki parmaklarına tekrar bakıp yüzüne baktığımda daha fazla dayanamayıp gülmeye başladım. Sırıtan yüzü değişirken anlamaya çalışır gibi yüzüme bakıyordu. Elimin tersini ağzıma kapatıp gülüşümü kesmeye çalıştım. "Of Aksel gerçekten... Gerçekten beni inanılmaz keyiflendiriyorsun."

"Ciddiyim Sarışın." Derin bir şekilde nefes alıp daha da sırıttım. "Evet bu beni daha çok güldürüyor." ineceğim durağa geldiğimi fark edince ayağa kalktım ve dizlerine değmeden ilerleyip otobüsten indim.

Bu çocuk kendini ne zannediyordu hiçbir zaman anlamayacaktım.

*

"Yeşim o herif sana nasıl dokunabilir? Bu sefer gerçekten öldüreceğim onu." Salonun ortasında volta atarak dönen abimin söylemlerini pek takmıyordum açıkçası. Tırnağımı törpülemekle meşguldüm.

"Sana anlattığıma pişman etme abi. Ağzının payını verdim zaten. Hem..." Elimi öne doğru uzatıp bir süre bakındım. Diğerlerine göre daha sivri duran tırnağımı tekrar törpülerken sözlerime devam ettim. "Bahsettiği iftira da neyin nesi? Aksel yıllardır yarışlarda diye biliyorum. Nasıl hileyle girebilir?"

Abimin umursamaz sesi tekrar doldu kulaklarıma. "Hileyle girmedi zaten ama insanların bunu böyle bilmesine gerek yok. İtibarına ne kadar zarar gelirse o kadar iyi benim için."

Kaşlarımı çattım. Sinirlenmeye başlıyordum. "Bu nasıl bir saçmalık ya?"

"Ne diyorsun Yeşim? O herifi mi savunacaksın bana?" Tırnaklarımda olan bakışlarımı abimin öfkeli çıkan sesiyle ona çevirdim. "Ha? Ne? Ay ne saçmalıyorsun bir tırnağım diğerlerine göre daha kısa oldu ondan bahsediyorum."

Abim bana göz devirip sabır dilediğinde oflayarak törpüyü masaya bırakıp koltuktan kalktım ve abime baktım. "Aksel'i ölsem savunmam abi ama yaptığın yanlış. Bileğinin hakkıyla bir galibiyet alacaksan tamam ama insanlara iftira atarak o yarışı baltalayamazsın. Aksel'in ne yapıp edip iftiraların yalan olduğunu kanıtlayıp o yarışa katılacağını biliyorsun."

"Savaş'ı çok iyi tanıyor gibi konuşuyorsun Yeşim. Kendine gel tabii ki bileğimin hakkıyla kazanacağım." Elbette onu çok iyi tanıyordum.

"O zaman ona göre davran ve şu iftira işine bir son ver. İşin ucu bana dokunursa ikinizi de yakarım."

Sarp'ın kaşları belli belirsiz çatıldı. Gözlerinde ki ifadeyi çözemiyordum ama sanki yeşil gözlerinin etrafını korku sarmıştı. Aksel'in yanında olduğumu düşünmüştü.

"Davranışları birbirini tutmayan sensin Yeşim. Daha düne kadar Savaş'a karşı olan öfken belki de benimkinden fazlaydı. Bugün ne değişti de abine karşı onu savunur oldun? İşin ucunun sana değmesine izin verir miyim sanıyorsun?"

Sözleri duraksamama sebep oldu. Aksel'i savunmuyordum kesinlikle. Ben sadece abimin, iftira atarak kendisini daha iyi göstermesinin yanlış olduğunu savunuyordum.

Gözlerimi devirip arkamı döndüm ve odama giderken konuştum. "Lafı anlamak istediğin gibi anlama abi."

Odama girip kapıyı kapattım ve derin bir nefes aldım. Senelerdir ikisi arasında dönen rekabetin ortasında kalmaktan bıkmıştım. Hayatımızda Savaş Aksel isminin bu kadar fazla geçmesinden de bıkmıştım.

Abimle olan problemleri yüzünden defalarca Aksel tarafından tehdit edilmiştim. Kendisi de benden pek haz etmezdi, bunun için Sarp Gürsoy'un kardeşi olmam yetmişti ona.

Yüksek hızdan korktuğum için yaptıkları yarışları canlı canlı izleyemiyordum mesela. Aksel bunu nereden öğrendiğini bilmediğim bir şekilde yine intikam uğruna üzerime son sürat bir motor sürmüştü. Yaşadığım korku tarif edilemezdi kesinlikle. Bu bile ondan delicesine nefret etmem için bir sebepti aslında.

Kavgalarına kurban gitmek yormaya başlamıştı artık beni.

*

Hızlı bir giriş bölümü oldu diyelim. Bölümler geldikçe kafanızda yavaş yavaş toparlarsınız kurguyu zaten.

Ben sadece yaşlardan bahsedeyim şimdilik,

Savaş Aksel 27

Sarp Gürsoy 27

Yeşim Gürsoy 25

Üzerine çok fazla düşündüğüm bir kurgu değil. Keyfe keder yazacağım valla artık nasıl ilerlerse slşdmwelkaşldwşl

FİNAL ÇİZGİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin