İyi okumalar...
**
Gerginlikten titreyen dizlerim, arabanın evimizin önünde durmasıyla son bulmuştu. Son konuşmamızın üzerine aramızda kol gezen sessizliği umursamadan başımı ona çevirdim. Gözlerim anında buluşmuştu, kahverengi ile çevrelenmiş yeşil irisleriyle. Dudaklarımı araladığımda bakışları saniyelik olarak oraya düştü. Ardından tekrar gözlerime baktı.
Bakışlarında ki ifadesizlik ne düşünmem gerektiğini oldukça sorgulatıyordu bana.
Boğazımı temizleyip konuştum. "Yarışlarda ki rozet olayı ne?" Aksel'in sorduğum soruya karşılık kaşları çatılmıştı. "Sen nereden biliyorsun bunu?" Gözlerimi devirdim. "Benim abim senin o yarışlarda ki rakibin Aksel, unuttun mu?" Bu sefer o göz devirmişti. "Rakip mi? Güldürme beni Sarışın."
Koltukta geriye doğru yaslanıp önüne döndüğünde sorumu cevapsız bırakacağını sanmıştım ama o beni şaşırtarak konuşmaya başlamıştı. "4 yılda bir yapılan rozet yarışı var. Her zamanki yarışlardan biraz farklı," bakışları bu noktada bana döndü. "daha tehlikeli." Gözlerim ellerimdeyken mırıldandım. "Yaptığınız yarışlar zaten yasal değil, başka ne gibi bir tehlike olabilir ki?"
"Rozet yarışında herkes birbirinin zayıf yönlerini kullanmak için ellerinden geleni yaparlar. O yarışın sonunda sadece galip gelen kişi canlı olarak çıkar yarıştan." Normal bir ses tonuyla söylediği şey ile elime bakan gözlerim sekteye uğradı.
İrileşen gözlerimle ona baktığımda o da gözlerini bana çevirmişti. "Ne demek sadece galip gelen kişi canlı çıkar?" İfadesiz gözleri ve keskin yüz hattı sert denecek şekilde duruyordu karşımda. Soruma neden bilmiyorum ama sinirlenmişti. "Kazanan dışında herkes ölür Sarışın."
Dudaklarım yaşadığım şokla aralandı. Onca insan bir rozet uğruna kendilerini ölüme mi atıyorlardı? Abim... Abim de mi yapıyordu bunu?
"Rozet liderlik demek. O yarışın galibi kim olursa 4 yıl boyunca motor camiasının tamamının lideri olur. Yıllardır bu döngü böyle işliyor." Aksel'in söyledikleri aklımda dolanırken düşündüm. Abim 8 yıldır bu işin içindeydi. Ancak o telefon konuşmasında bir 4 yıl daha bekleyemeyeceğini söylemişti, şuan lider değilse nasıl yaşıyordu?
"Şuan lider kim?" Aksel'in bakışları sorduğum sorunun karşısında küçük bir çocuk gibi parıldadı. Başını biraz eğip şımarık bir şekilde sırıttı. "Benim."
Yutkundum. Abim nasıl yaşıyor olabilirdi? Aklım almıyordu şuan hiçbir şeyi. "Eğer liderlik sendeyse... Abim nasıl yaşıyor Aksel?" Aksel'in yüzünde ki gülümseme yavaş yavaş solarken derin nefes alıp eğdiği başını kaldırdı. Bakışları eskisi gibi buz kütlesine dönerken önüne dönmüştü. "İn artık Sarışın yeter. Çocuk bakıcılığı buraya kadar."
Gözlerim sinirle onun üzerinde gezindi. Sık nefesler alırken tane tane konuştum öfke dolu sesimle. "Sana abim nasıl yaşıyor dedim." Çok çabuk öfkelenen bir insandım ve öfkemin sonucunda hep zararla oturuyordum. Şuan içimde dolup taşan sinirin sebebi Aksel'in tavırlarıydı kesinlikle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİNAL ÇİZGİSİ
ChickLit"iyi şanslar!" bağırışımla etraftaki birkaç bakış üstümüze düştüğünde o da arkasını dönüp benim olduğum tarafa çevirdi gözlerini. Yüzünü saran gülümsemeyle beraber kısılan gözleri aceleci bi tavırla üzerimde gezindi. Büyük adımlarla yanıma ulaşıp el...