"iyi şanslar!" bağırışımla etraftaki birkaç bakış üstümüze düştüğünde o da arkasını dönüp benim olduğum tarafa çevirdi gözlerini.
Yüzünü saran gülümsemeyle beraber kısılan gözleri aceleci bi tavırla üzerimde gezindi. Büyük adımlarla yanıma ulaşıp el...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi okumalarr...
*
Başımda hissettiğim kuvvetli ağrı bilincimi yavaş yavaş yerine getirirken daha gözlerimi açamadan elimi şakaklarıma atıp ovuşturdum. Gözlerim aralandığında görüş açıma giren tavan ile anlamsızca birkaç saniye bakıştıktan sonra etrafa bakındım. Odamdaydım.
Kaşlarım hafifçe çatıldı. Ne ara buraya gelmiştim ben?
Ağrıyı birkaç saniye kenara bırakarak gözlerim etrafı taradı telefonuma ulaşmak için. Yatağımın kenarında ki çanta gözüme ilişince doğrularak çantayı aldım ve içinde ki telefonumu çıkardım.
Dün gece ne kadar içmiştim de hiçbir halt hatırlamayacak hale gelmiştim ben? İçimden kendime birkaç küfür savururken Dora'nın numarasını bulup aradım.
Telefon çalarken dün gece ile alakalı son hatırladığım şeyleri aklımdan geçiriyordum ancak Dora'nın yanımdan ayrıldığı andan sonrası yoktu kafamda.
Birkaç çalıştan sonra telefon açıldığında uykulu bir mırıltı geldi karşı taraftan. "Dora? İyi misin?" Endişeli sesim karşı tarafa ulaştığında birkaç hışırtıdan sonra Dora'nın sesi doldu kulaklarıma. Tahminimce yataktan kalkmıştı. "Aşkım iyiyim de sabah sabah ne oluyor?" Derin bir nefes verdim. "Dün ile alakalı pek bir şey hatırlamıyorum da kendimi yatakta bulunca seni merak ettim."
Dora birkaç saniye sessiz kaldı bu söylediğime. Daha sonra boğazını temizleyip konuştu. "Dün ben gidince alkolü biraz kaçırmışsın, gelince hemen eve götürdüm seni."
Görmese de kafamı yavaşça salladım. "Tamam iyiysen sorun yok hadi yat uyu." Onaylayan birkaç mırıltı çıkarttığında aramayı sonlandırdım. Yataktan kalktığımda tekrar başıma nükseden ağrı ile gözlerimi sıkıca yumdum ve dişlerimi sıktım. Ne gerek vardı o kadar içmeme anlamıyordum. Ben çok fazla alkol kullanan bir insan da değildim neden içmiştim ki o kadar?
Kafan dağınıktı Yeşim, bunu da ben mi söyleyeyim?
Şu halde bile bana karşı çıkan iç sesime göz devirerek odadan çıktım.
Mutfağa geldiğimde bir su ve ağrı kesici alıp içtim ve birkaç saniyede ağrının geçmesini bekledim her zamanki gibi. Aynen Yeşim, bekle sen üç saniye içinde ilaç etkisini gösterir, aynen.
Mutfaktan çıkıp salona geçeceğim sıra abimin odasından gelen ses ile duraksadım.
"Hayır Erdal bu yarışın ne kadar önemli olduğunu biliyorsun. O rozeti almam lazım o heriften." Kaşlarım çatıldı. Ne rozetinden bahsediyordu? Odasının kapısına yaklaştım biraz daha.
Yuh! Bir yapmadığın bu kalmıştı zaten.
"Saçmalama. Yarışa çıkmamam için elinden geleni yapacaktır. Bu defa yine ucu kardeşime dokunursa gerçekten öldürürüm onu." Zaten çatık olan kaşlarım mümkünmüş gibi daha da çatılmıştı. Konunun benimle ne ilgisi vardı ki?