11. Hemşire ve Asker

105 8 0
                                    

Bölümler ilerledikçe bende ölüyorum.

Bölümleri yazarken elbette özen gösteriyorum ve çaba veriyorum ama biraz acelem var,kendime kitabı bitirmek için bir süre tanıdım,onu halletmeye çalışıyorum. Evet eksikleri var ama bence okumaya değer.

Macera seviyorsanız ben buradayım, biz biradayız."

Eksiklerimi de biliyorum,o belirttiğim sürecin işine editasyon sürecini de aldım, merak etmeyin tertemiz olacak.

****

               11

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

11. Hemşire ve Asker

"İfade edemediğim bir eksiklik var içimde,sanki herşey başka türlü olabilirdi..."

Acının farklı şekilleri vardır,biri ruhsal bir acıdır. Elle tutulmaz,gözle görülmez ama hissedilir. Çok derinlerde hissedilir.Bir diğeri fiziksel acıdır,elle dokunabilirsiniz ona,gözler ile görebilirsiniz,duyarsınız bile ve sebepleri değişir. Hangisi en kötüsüdür diye soracak olursanız buna ben ikisi derim,ikisi çok acıdır. Çünkü ruhsal acı ve fiziksel acı kardeştir,biri varsa diğeri de mutlaka vardır,birini diğerinden ayırt edemezsin. Onlar ayrılmaz bir ikilidir. Bu ikili insanları mutlu ve güçlü gördükleri zaman bunu çok kıskanır ve o insanı hedef alırlar,yeni hedef bellidir. Önce ruhsal acı görev alır,hedef aldıkları kişinin içindeki sevinci alır ve onu sömürgesi haline getirir. Bu kişiyi oldukça zayıf düşürür ve bir süre sonra kişinin sağlığı kötüleşir,bedende ruhsal acıdan dolayı sorunlar oluşmaya başlar. Etki alanı artar ve sıra fiziksel acıya geçer,kişi sağlıksal problemler yaşar ve çeşitli durumlara maruz kalır. Sonra o kişiyi umutsuz bir vaka haline getirip köşeye bırakırlar ve yeni bir av aramaya başlarlar.

Okuduğunuz bu şey tanıdık geldi değil mi? Bir zamanlar bu yüzden evden çıkamadın,ölmek istedin ve yaşamak istemedin,değil mi?

Ama biliyor musun bu yanlıştı,en basitinden sırf güzellik algılarına uymadın diye kendini diğer kızlardan düşük görmen kendine karşı yaptığın en büyük haksızlık oldu. Güzellik algılarını kim çıkarmıştı bilmiyorum ama bildiğim bir şey vardıysa o da bu algıların tamamen saçmalık olduğuydu. Herkes birbirine benzeyecekse neden isimlerimiz farklıydı ki? Ya da neden farklı DNA 'lara sahiptik? Parmak izlerimiz aynı değil ve seri üretim robotları da değiliz. O zaman neden birileri tonlarca para yatırıp onlara verilen vücudu kabul etmedikleri için bıçak altına yattılar diye bize zorbalık yapıyordu ki?

Buna hakları yoktu,asıl bizim onları bir köşeye çekip onlara kendilerini sevmeyi ve kendileriyle barışık olmayı öğretmemiz gerekirdi. Evet elbette kimsenin tercihlerine karışamayız,bu kişinin kendi öz iradesiyle verdiği bir karardı neticesinde ve bunda bir sorun yoktu. Sorun olan şey onların yaptığı bu şeyleri etrafa ve çevreye diğer herkesin de yapması gereken bir şeymiş gibi empoze edip gençleri depresyona sürüklemeleri ve bu kişilerin yanlış kararlar alıp hayatlarını bir hiç uğruna tehlikeye atmaları ve kendilerini değersiz hissetmelerine sebep olmalarıydı. Bunu yapmaya hakları kesinlikle yoktu mesela.

Seversen Geçer/ +18 (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin