Bu sabah yine hepsi erkenden uyanmış kahvaltılarını ediyorlardır birlikte, fakat bu sabah Tuna biraz dalgındır Erdem de durumu fark etmiştir. Tuna'nın bu hâli Erdem'i biraz tedirgin etmiştir, Okan ve Serter ise kendi aralarında sohbet ediyorlardır.
Erdem: Tuna?
Tuna: Efendim?
Erdem: Sen iyi misin? Sürekli dalıp gidiyorsun, canını sıkan bir şey veya bir durum mu var?
Tuna: Bir şey olmadı gayet iyiyim, sadece uykumu alamamış gibi hissediyorum.
Erdem: Uykun varsa ve yorgun hissediyorsan gidip biraz daha uyu istersen?
Tuna: Şuan yatsam uyuyamam, gündüzleri uyumak zor oluyor benim için.
Erdem: Peki sen bilirsin.Yine de bu durum Erdem'in içine sinmemiştir, fazla uzatmak da istemez konuyu ve kahvaltı etmeye devam eder.
Serter: Çaylarınız bitti mi?
Okan: Benim bitti.
Erdem: Az bir şey kalmış benim.
Serter: Çaydanlığı getireyim ben sende bitirirsin o zamana kadar.Serter kalkıp mutfağa gider, çaydanlığı alıp gelir herkese çay doldurduktan sonra geri götürür mutfağa.
Serter: Eee siz ne konuşuyordunuz deminden?
Tuna: Kim?
Serter: Kim diyen.
Tuna: Önemli bir şey değil.
Erdem: Sürekli dalıp gidiyor da onu konuştuk.
Okan: İyi misin bir sorun mu var?
Tuna: Hiçbir sorunum yok gerçekten. Sadece uykumu tam alamamış gibi hissediyorum.
Okan: Tamam da niye hemen sinirleniyorsun? Hâlini sormak da kötü mü ettik?
Tuna: Sinirli değilim, iyiyim ben.
Serter: Büyütmeye gerek yok, gayet iyi durumda şuan, bugün ne yapıyoruz mesela onu konuşalım.
Tuna: Program mı yaptınız?
Serter: Bende onu soruyorum, ne yapacağız bugün?
Erdem: Ne yapmak isterseniz onu yaparız.
Okan: Siz karar verin, ben uyarım programa.
Erdem: Bende bilemedim bu sefer, ya da şöyle yapalım çıkıp kafamıza göre gidelim bir yerlere dönüşte de döner yiyelim?
Tuna: Olabilir bence.
Serter: O zaman program bu şekilde. Haydi kalkın şu masayı toplayalım sonra da çıkarız.Hepsi birlikte kalkıp masayı toparlayıp hazırlanıp çıkarlar.
Yolda giderken sohbet etmeye başlarlar yine.
Erdem: Beyler biz bu şarkıyı çıkarma işini erteleyelim bence.
Okan: Bencede, baksana bir türlü yapamıyoruz.
Tuna: Zaten daha şu tarihte çıkacak diye bir haber de paylaşmadık. Önümüzde ki aylar da çıkarırız işte bir şey olmaz.
Serter: Yani çokta sıkıntı yok aslında hem hepimizin içine sinen bir şey olur böylelikle, aceleye getirmeye lüzum yok.
Tuna: Hallederiz dert etmeyin. Galiba şu karşıdan bize doğru gelen kişiler fanlar?
Okan: Hani? Nerde?
Serter: Bak geliyorlar.Yürüdükleri yolun karşı tarafından bir kaç tane kız onlara doğru geliyordur.
Hepsi çığlık çığlığa onlara seslenip koşa koşa sarılmaya çalışıyodur. Erdem, Serter, Okan ve Tuna ise hangi birine cevap vereceğini şaşırmış hâldelerdir.
Erdem: Kızlar bi sakin olun, şuan hiç birinizi anlamıyorum teker teker gelin lütfen!
Serter: Arabayla niye gitmedik ki?
Erdem: Biraz yürümek iyi gelir diye düşündüm ben.
Okan: Evet ya çok iyi geldi! Baksana fanlar uçuyor üstümüze, etrafta çığlıklar falan!
Tuna: Çığlıklar yardım çığlıkları!Hepsi gülmeye başlarlar, aralarından bir kız elinde tuttuğu albümü Tuna'ya doğru uzatır imzalaması için Tuna da bunu fark eder ve kendisine uzatılan albümü imzalar. Diğerlerinin sorularını cevaplamaya çalışırken birinin kendisini izlediğini görür o an.
Başını çevirip baktığında ise gördüğü kişi ile şaşkına uğrar. Geçen gece karşılaştığı Özgedir bu kişi.
Etrafındaki fanları elinin tersi ile kenara çekip kendini oradan kurtarır ve Özgenin yanına gelir. Özge yüzüde hafif bir gülümseme ile Tuna'yı karşılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Olur Uyandır Beni! (Seksendört)
FanfictionSiz kardeş lafını altı harfe sığdırmışsınız biz ise yere göğe sığdıramıyoruz. Kardeşlik öyle bir denizdir ki dibi bulunmaz, öyle bir sırdır ki, her gönül kaldırmaz, öyle özeldir ki vicdanı olmayan anlamaz! Kuşkusuz ki dostlar her şeyden önce gelmeli...