Omzundan vurulan bir kişi ne kadar dayanabilir bu acıya?
Yoksa omuzdan vurulmak çok ciddi bir yaralanma değil midir?
Tabi içinde kurşun kalmadıysa.
Yavaş yavaş gözlerini açmaya başlamıştır Tuna. Nerde olduğunu, ne durumda olduğunu algılayamıyodur, en son ne olmuştu?
Elleri başının üstünde duran demire kelepçelenmişti tabi dikenli kelepçeler ile, boynunda yine o çatal denilen alet takılıydı ve bu sefer ayaklarını da iple bağlamışlardı.
Başı geride elleri yarı havada baygın hâlde oturuyordu yerde.
Gözlerini tam olarak açamıyodur kendini ne kadar zorlasada ama yanında birinin olduğunu hissetmiştir.
Alp Tuna'nın karşısında oturmuş kendine gelmesini bekliyodur.
Tuna: Nerdeyim ben?
Alp: Bıraktığımız yerde.
Tuna: Alp?
Alp: Ta kendisi!
Tuna: Omzum- Ah!.. kurşun içeride mi hâlâ?
Alp: Evet, çıkartmamı ister misin? Yoksa bu gidişle ahirete gideceksin. Ve benim işim daha bitmedi.
Tuna: Su- su-..
Alp: Efendim? Ne dedin?
Tuna: Su var-.. mı?
Alp: Rica edeceksin.
Tuna: Verir misin?
Alp: Öyle değil! Baştan al her şeyi.Zar zor konuşmaya çalışan Tuna Alp'in dediğini ikiletmeden yapar çünkü karşı koyacak gücü kalmamıştır.
Tuna: Su verir misin? Lütfen?
Alp: Ha şöyle! İsteyince yapabiliyormuşsun değil mi Velibaşoğlu?Alp başını kapıda bekleyen adamlarına çevirip işaret verir, adamlardan biri gidip bir şişe su getirir ve Alp'e verir.
Alp adamın elinden suyu alıp kapağını açar Tuna'ya içirir birazını.
Dört gün sonra ilk defa ağzına bir şey giriyodur Tuna'nın. Suyu içince az da olsa rahatlamıştır.
Alp: Bu kadar yeterli.
Tuna: üç yudum içebildim.
Alp: Yeter de artar sana, sonra tuvaletin gelecek gidip yine ayna kırıp da beni tehdit edeceksin. Böyle aksiyonlara gerek yok sonra diğer omzuna da kurşun yeme istersen.
Tuna: Saat kaç?
Alp: Ertesi gün oldu, dün öğleden beri baygınsın.
Tuna: Kurşunu nasıl çıkaracaksın?
Alp: Kendi yöntemlerimle.
Tuna: Ne?Alp yanında duran çantayı açar içinden makas çıkarır ama bu makas normal makas değildir. Ameliyatlarda kullanılan makastır.
Alp: Ellerini açalım bari daha fazla kan kaybetme.
Tuna: Sonra ne olacak?
Alp: Kurşun çıkarınca yeniden takacağız öyle kolay kurtulabileceğini mi sandın?
Tuna: Boynumdaki peki?
Alp: Çıkarıcam.Alp Tuna'nın ellerindeki ve boynundaki kelepçeyi çıkartır. Kapıda duran adamlar yanına gelirler birisi Tuna'nın bağlı olan ayaklarını tutar, diğeri de onu sırt üstü yatırıp ellerini tutar.
Alp: Hazır mısın Velibaşoğlu?
Tuna: Böyle mi yapacaksın?
Alp: Aynı soruyu sormaktan bıkmadın mı? Aynen bu şekilde olacak!Alp elindeki makası Tuna'nın kurşun olan omzuna yaklaştırır ve içindeki kurşunu yakalamaya çalışır.
Bu sırada yarı baygın olan Tuna hissettiği acı ile bağırır.
Alp: Bez getirip ağzına bağlayın, dişlerini kıracak yoksa.
Yavuz: Biriniz bez getirsin.
Serdar: Getiriyorum.Alp'in bir diğer adamı olan Serdar gidip bez getirir. Getirdiği bezi Tuna'nın ağzına bağlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Olur Uyandır Beni! (Seksendört)
FanficSiz kardeş lafını altı harfe sığdırmışsınız biz ise yere göğe sığdıramıyoruz. Kardeşlik öyle bir denizdir ki dibi bulunmaz, öyle bir sırdır ki, her gönül kaldırmaz, öyle özeldir ki vicdanı olmayan anlamaz! Kuşkusuz ki dostlar her şeyden önce gelmeli...