Ficlere artık yorum sınırı koyucam çocuklar valla sinirim bozuluyo yav sınır 50
İyi okumalaaarr hadi bölüme dalıınnn 🏊🏻♀️ cıp cıp
☀️
Seungmin odasındaki ilk yardım çantasını alıp odadan çıktı. Normalde okulda değil de evde olması lazımdı ama onun yüzünden cezaya kalan Jeongin sayesinde o da okulda kalmıştı. Oflayarak resim atölyesine doğru yürüyordu.
Attığı her adımda zihnine dolan kaos dolu anlar yüzünden suratı daha da asıldı. Yukiye fazlasıyla sinirliydi hatta şu an burada olsaydı yüzüne bir tane de o vururdu ama değildi işte.
"Ayarsız herif." En alt kata indiğinde sağ tarafa dönüp atölyenin önüne geldi. Elini uzattı ve kapı kolunu tutup derin bir nefes alıp verdi. Ona teşekkür etmesi gerekirken öfkesine yenik düşüp saçma sapan konuşmuştu, pişmandı. Onu kırmıştı.
Kapıyı açıp içeri girdiğinde gözleriyle etrafı taradı. Jeongin şövaleleri düzeltirken arkası ona dönüktü ve kulağında da kulaklık olduğundan dolayı geldiğini fark etmemişti. Homurdanarak işini yaparken Seungmin, bu hali yüzünden belli belirsiz gülümsedi.
Son kalan şövaleyi de yerine koyduktan sonra arkasını dönmüştü ki başkanı görmesi ile kaşlarını çattı. Müziği durdurup kenarda duran pembe bezi aldı. "Ne işin var burada?"
"Sana yardım etmeye geldim sonuçta bu ceza benim hakkım."
Sırıttı jeongin alaycı bir sırıtıştı bu. "Neden?" dedi ve elindeki bezi masaya bırakıp gözlerine baktı. "Sen mi kırdın ağzını yüzünü onun? Ben cevap vereyim hayır. O zaman senin cezan değil gidebilirsin."
"Jeongin bak, kızmakta haklısın gerçekten sana teşekkür etmem, öyle kaba konuşmamam gerekirdi."
"Evet, ama konuştun."
"Jeongin öyle demek istemedim" dedi bir çırpıda. Neden bilmiyordu ama onun kendisine böyle davranması canını fazlasıyla sıkmıştı. Aralarını düzeltmek istiyordu. Jeongin umursamazca omuz silkti. "Sorun yok." Samimiyetten uzak sanki sadece çıkıp gitsin diye söylenmiş bir sözdü bu. Seungmin de bunun gayet farkındaydı.
"İyi, bana da bir bez ver o zaman."
"Gerek yok, git sen saat kaç olmuş niye bekledin bu saatte kadar?"
"Seninle konuşmak için."
"Başkan, biraz düşünerek konuşursan böyle şeyler yapmana gerek kalm-"
"Alakası yok! Kavga etmemiş olsaydık da seni bekliyordum zaten yardım etmek için. O yüzden izin ver yardım edeyim." dedi elindeki çantayı bir kenara bırakıp diğer temizlik bezlerinden birini alırken. Jeongin bıkkın bir nefes verdikten sonra bezi bıraktı ve kapıya doğru yürümeye başladı. Şu an onu görmek istemiyordu söyledikleri resmen kalbini kırmış, onu öfkelendirmişti ve kafasını fena halde karıştırmıştı. Bu yüzden onu görmek şu an ona iyi gelmiyordu.
"İyi sana kolay gelsin o zaman ben eve gidiyorum." dedikten sonra kapı kulpunu tuttu. Tutup, açıp çıkacaktı ve eve gidecekti ama bir anda beline sarılan kollar ve sırtında hissettiği baskı ile duraksadı. Şaşırmıştı fazlasıyla şaşırmıştı hatta.
"Özür dilerim."
"Gerçekten özür dilerim ve teşekkür ederim beni o an kurtardığın için."
Jeongin, kafası daha çok karışırken kalbinin hızlandığını hissettiği an bir adım öne gidip ayrıldı ondan. Şaşırdığı için böyle atmıştı, en azından Jeongin böyle düşünüyordu. Sonuçta başkandan bir özür beklemiyordu değil mi? Şaşırmıştı işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You made me shine ☀️ Seungin
FanfictionJeongin: Selam baskan sen niye bizim sınıfa geldin just asking (cocukarla dedikodunu yapıcaz nolur söyle) 29.12.2023☀️ ©Tüm hakları saklıdır.
