You made me shine ☀️ Seungin

Bölüm 24☀️✨🧚🏻‍♀️

Kızlar selammm nasıl gidiyor oruç bakalımmm bir kaç bölüm kaldı zaten bunun bitmesine sonra başka ficlere yöneleceğim. Bu arada hate love olan seungini de kaldıracağım ona yazın devam ederim biraz derin konuları var onun sürekli yazmam gereken bir kurgu. Amaa gel gelelim bu amk okulu varken yazamam.

Bu arada buradaki jeonginin saçının rengini unuttum önceden de sarı dediysem çaktırmak yok öptüm.

Hadi bölüme dalıınnnn 🏊🏻‍♀️ cıp cıp

☀️

Seungmin, elinde tuttuğu konsolu koltuğa koyduktan sonra kollarını göğsünde birleştirdi. Yüzündeki düz ifade trip attığını açıkça belli ediyordu ama Jeongin biraz daha öpmeye devam ederse ortada trip falan kalmayacaktı biliyordu.

"Of Jeongin ya uzaklaş."

"Senden," dedi ve ellerini ince beline sardığı gibi onu kucağına çekti. "Nasıl uzak durulur bilmiyorum." dedikten sonra dudaklarını yavaşça beyaz tenine sürttü. Seungmin tırnaklarını şortunun açıkta bıraktığı et parçasına batırırken titrek bir nefes verdi.

"Ama küsüm ben sana."

Jeongin, boynundan ayrılıp dudaklarını büzerek, parıl parıl parlayan gözlerini Seungminin gözlerine sabitledi. "Ne yaptım ki ben?"

"Ne mi yaptın? Bunu sorabiliyorsun yani gerçekten sen var ya-" Seungminin cümlesini yarıda kesen şey Jeonginin yeniden yaklaşıp dudaklarını dudaklarına sürtmekti. "Ben var ya ne?"

"Ç-çekil."

"Tch. Napmışım ben söyle."

Seungminin, kucağından hızla kalkıp ellerini kullanarak kendine yelpaze yapmasına çok az kalmıştı gerçekten. Jeongin fazla flörtözdü ve bu davranışlara pek de aşina değildi Seungmin. Yutkundu ve bakışlarını sarı saçlarına çıkardı.

"Öncelikle senin teklifin falsoydu zaten. Bana çıktığını bile söylemedin iki gün habersiz durdum sonra bir anda bu saçlarla geldin. Hem ne gerek vardı boyamana önceki daha iyiydi."

"Bence sen daha çok saçıma takılmışsın gibi. Kuramadığın cümleler de bunu gösteriyor."

"Hiç de bile!"

"Dürüst ol başkan saçımı beğendin mi?" Beğendiğini biliyordu ama utangaç bebeğini başka türlü konuşturamayacağını da biliyordu. Seungmin oflayarak kucağından kalkmak istese de belini daha sıkı tuttu. "Söyle başkan."

"Jeongin-"

"Sadece söyle."

"Beğendim tamam mı çok... Çok fazla güzel olmuş! Ne gerek vardı şimdi buna zaten dikkat çekiyordun daha çok dikkat çekiyorsun artık."

"Ha sen o yüzden az önce marketteyken bir anda çekip öptün beni? İnsanlar bakıyor diye öyle mi?"

Seungmin, bakışlarını gözlerine çıkarıp ellerini de omzuna koydu. Aralarındaki mesafeyi kapatıp "Yok, kiminle olduğunu anlasınlar diye."

Jeongin oturduğu yerde biraz daha yayılıp ellerini beli ve kalçası arasında hareket ettirmeye başladı. Ağır hareketler ile okşarken sırıttı. "Bak sen?"

Başını hafifçe yana eğip daha fazla kendini tutamayıp dudaklarına kapandı. Yumuşak bir şekilde alt dudağını emmeye başladı. Seungmin ona elinden geldiğince karşılık vermeye çalışırken Jeongin kalçasından bastırdığı için bacak arasında hissettiği baskı ile ağzının içine doğru inledi.

Bu öpüşmelerini daha da derinleştirirken Jeongin açılan ağzının içine dilini yollayıp Seungminin dilini kavradığı gibi kendine ağzına çekti. Elinin hareketleri hızlanırken, Seungmin de kucağında rahat durmuyor dairesel hareketlerle onu daha da tahrik ediyordu.

Ellerini sarı tutamlarına çıkarıp sertçe sardı tutamları. Jeongin, kalçasını sıkıca kavrayıp yoğururken daha rahat hareket etmesine de yardımcı oluyordu. Saç diplerindeki acı ise o an umurunda değildi.

Kalpleri gümbür gümbür atıyor ve göğüsleri çarpışırken nefes nefese birbirlerinden ayrıldılar. "Hassiktir, öldüreceksin beni." Jeongin elini hafifçe Seungminin yanaklarına sarıp, alnına, burnuna ve yanaklarına küçük öpücükler bırakarak boynuna kadar indi.

Beyaz tenine küçük öpücükler ve ısırıklar bırakırken kulak memesi ile boynu arasını öptüğünde Seungmin ellerini yapılı kollarına sarıp sıktı ve kısıkça inledi. "Yoksa çok değerli başkanımızın hassas noktası burası mı hm?"

Kısık bir şekilde konuştuktan sonra oraya bir dil darbesi attığı an aldığı tepki ile emin olmuştu. Orayla biraz daha ilgilenirken Seungmin başını arkaya doğru attı. "Jeonginmhh!"

"Seungmin, sesin öyle güzel geliyor ki seni şu koltuğa yatırıp sabaha kadar-"

"Jeongin!"

"Sabaha kadar öperim diyecektim."

"Pislik."

"Senin için fesat yavrum." İki elini yanaklarına bastırarak dudaklarını büzmesine sebep olduktan sonra pembeliklerine sert bir öpücük bıraktı. "Yaa yapmasana şunu!"

"Çok tatlısın Seungmin ya, kalk şu ödeve başlayalım hadi yoksa ben seni burada yiyip bitireceğim, ödev falan da yapamayacağız."

"Ben hocaya kendim yaparım dedim ama sen atlayıp ben sans yardım ederim dedin."

"Bıraksaydım da başkası mı etseydi?" Jeonginin tepkisine gülüp omuz silkti.

"Tek yapardım şapşal."

"Birlikte yaparız yavrum işte hatta istersen bizim salakları da çağırayım bir işe yarasınlar." dedi gülerek Seungmin de onun gibi gülüp gözlerini devirdi.

"Arkadaşlarına olan sevgin gözümü yaşarttı."

Jeongin kulağına yaklaşıp fısıldadı. "Başka şekilde de yaşartırdık gözünü de işte."

Seungminin gözleri fal taşı gibi açılırken omzuna vurdu sertçe. "Öldüreceğim seni bak!"

"Olur yavrum, hazır kucağındayken boğabilirsin."

"Çok beklersin salak."

Jeongin başını geriye atıp kahkaha attı. Ardından elini Seungminin beline sarıp tekrardan dudaklarından öpüp kucağından indirdi. "Bir el daha atıp başlayalım."

"Uf doymadın mı ya on tane gol yedim zaten senden. İnsan sevdiğine acır biraz."

"Oyuna doydum da sana doyamadım napsak oynamasak mı?"

"Ben Real Madrid'i alacağım." Bu hareketinin üzerine yeniden gülüp Bayern Münih'i seçti Jeongin de. Birlikte mutlulardı hatta seungmin uzun zaman sonra ilk kez bu kadar huzurlu hissetmişti. Aşk buydu, annesi ve babasının kavga ettikten sonra bir anda barışıp yine kavga etmeleri aşk değildi.

Jeonginin ona kıyamaması, yalnız bırakmaması, sorunları birlikte çözmeleri ve ona olan düşkünlüğü aşktı. Artık aşk ne biliyordu ve aşk, iki insanın birbirine duyduğu cinsel çekimden ibaret bir şey değildi.

Aşk Jeongindi.

☀️

Seungminshiiiiii evin yanıyooo

Derse gitmem lazım acil o yüzden hepinizi öpüyorum mwaaahh

Bölüm biter Beyz kaçar 🏃🏻‍♀️🤸🏻‍♀️