Kucak Dansı

2.5K 18 2
                                    

Oy verin! ☆

Dans pistine ilerledim. Sarhoş değildim ama garsonu durdurup sürekli yeni bir şeyler istiyordum. Kafamı güzel etmezsem bu gece her şey zorlaşırdı.

Bir yandan insanların arasında karıştım. İşte deli gibi dans etmeye başlamıştım. Şu an yabancı bir müzik çalıyordu ama ne çaldığı umrumda değildi. Ellerim bacaklarımdan yukarı doğru büyük bir cilve ile çıktı. Belime geldiğinde kalçamı bir sağa bir sola doğru salladım. Sonra şarkının ritmi değiştiğinde bende daha çok hareketlenip ayak uydurdum.

İzlendiğimi fark ettim. Biri bana baktığında tuhaf bir şekilde bunu hissediyordum. Kim olduğunu bulmak için etrafa bakındım. Rıfat'ı bile bulamadım. Gitmiş miydi acaba ? Derken gözüme başka bir adam ilişti. Evet beni izleyen oydu.

Tanımadığım ve daha önce hiç görmediğim bu adam büyük bir beğeni ile beni süzüyordu.

Bu hoşuma gitmişti. Daha fazla sallanarak dans ettim. İlgi çekmek hoşuma gidiyordu. Dans ederken belime dolanan elleri fark ettiğimde durmadım, şu an o kişinin de kim olduğu önemli değildi. Kalçamı o kişinin bacağına sürterek dans etmeye devam ettim. Yine de merakıma yenik düşüp adama baktım.

Sarışın, oldukça uzun ve iri bir adamdı. Kulağıma eğilip "Yukarıya geçelim." teklifinde bulundu. Ona gülümseyerek bakarken garsondan bir tekila daha aldım.

"Üzgünüm koca adam. Hedefim başkası."

Sarışın adama arkamı dönüp dans ede ede siyah deri koltukta tek başına içkisini yudumlayan adama doğru ilerledim. Yanına gittiğimde yüzünde harika bir tebessümle karşıladı beni. Kulağına eğildiğimde büyük ihtimalle bir şey söyleyeceğimi düşündü ama ben kulağına dilimin ucunu sürttüm. Anlık şaşkınlığı ile de kucağına çıkıp oturdum.

Oldukça şaşırmış olmasına rağmen hâlinden memnundu. Bende bundan destek alarak dudağına ufak bir öpücük kondurup geri çekildim. Daha doğrusu çekilmeye çalıştım ancak ensemden tutup dudaklarına bir kez daha bastırışı ile bende kendimi ona bastırdım.

Dudaklarımız büyük bir açlıkla öpüşüyordu. Arkasında kelepçe olmuş ellerimden biri saç diplerini okşamaya başlarken diğeri koluna doğru ulaştı. Oldukça sert, kaslı bir kola sahipti. Bu vücudun devamını merak ediyordum.

Buz mavisi gömleğinin altında yalamamı bekleyen nasıl baklavalar vardı ? Öpüşüyor olmasak ağzımın suyu akardı.

Elleri bir anda kalçamı kavradı. Güzelce yoğurup kendine daha çok çekti. Sürtünmemi istediği bariz meydandaydı. O hâlde ona istediğini verecektim.

İki elini tutup kafasının arkasına koymasını sağladım. Bağlamadım ama oyunun kuralına uyacağını biliyordum.

Saçlarımı omzumdan geriye atıp, göğüs dekoltemi ortaya çıkardım. Ona sürtünürken çalan şarkıya uygun dans ediyordum ve vücudum olduğu yerde kıvrılıyordu. Ona her dokunuşum kasıklarımdaki minik kelebekleri uyandırmaya başlamıştı.

Ama yanılmıştım, oyunu bozmuştu. Elleri saçlarımı at kuyruğu şeklinde toplayıp arkaya doğru çekmişti. Bu yüzden göğüslerim havada, yay gibi arkaya doğru gerilmiştim.

"Seni bu şekilde sabaha kadar becermek istiyorum."

Cümlesi ile kendini bana bastırdı. Siktir ! İyice sertleşmişti. Bende onu istiyordum...

Saçlarımı bıraktığında ben kucağındayken ayağa kalktı. Merdivenlere doğru öpüşerek yürüdük. Ah ! Çok iyi öpüşüyor bu ibne.

Odalardan birine girdiğimizde beni duvara yapıştırıp öpmeye başladı. Beni tek kolu ile taşırken bir yandan eli eteğimin altına sızdı. Narin ve iş bilir dokunuşları inletecek derecedeydi. Beni şuracıkta becermezse bu şekilde bile boşalabilirdim.

Kapının gürültüyle açılışı ile kapıya döndüm. Tabi ki Rıfat'ı görmeyi hiç düşünmüyordum.

Tanımadığım adam beni indirip üzerime yürüyen dağ ayısını durdurdu. Fakat beynimin algılayamadığı cümlelerinden sonra beni kolumdan çekiştirmeye çalıştı.

"Rıfat ! Her şeyin içine sıçmak zorunda mısın sen ? Neyi böldüğünün farkında mısın sen ?"

Sarhoş sarhoş hesap soruyordum.

"Sevişmenizi böldüm İdil Hanım. Ayrıca, cidden sevişeceğin adam tipi bu mu ? Zevksizsin."

"Çok konuşma. Evet benim zevkim o, o da zevk verme işinde baya iyi zaten. Gelmicem seninle git hadi."

"İdil Hanım ! Zorlamayın beni."

"Hayır,.."

İtiraz kabul etmeyen, otoriter beyimiz benimle baş edemeyince çareyi beni omzuna almakta bulmuştu. Binadan çıkardığında havanın soğukluğu tenime çarpınca üşüdüm.

"Beni böyle bir zevkten alıkoyma sebebin ne hıı ?"

"Babam size göz kulak olmamı istedi."

"O zaman sen ver."

Bana o zevki sen ver. Demeyi çok istemiştim ama yinde yapamam.

"N-e vereyim ?"

"Üşüdüm, ceketini ver başımın belası."

Ceketini çıkartıp verdikten sonra bir şey demeden arabaya bindi. Hem sinirli hem değildi. Beni taşıdığı o an ki vücudumuzun teması bile o kadar etkilemişti ki... Tabi bunda beni önsevişmenin içinden çekip almasının büyük bir payı vardı.

Arabasına bindim.

"Arabam-..."

"Arabanızı aldıracağım."

Güldüm. Çok komikti. Onunla sevişiyor olmam gerekirken beni başkasının kollarından aldı. Yinede üzerimde onun kokusunun hapsolduğu ceketi vardı.

Ben ise şarkı söylemeye başladım. Hangi şarkıyı söylediğimi bende bilmiyorum ama zihnimde çalan şarkıyı dile döktüğüme inanıyordum. Arada mide bulantım oluyor ama umursamadan şarkıyı söylüyordum. Camı açıp daha çok bağırmaya başladım ama camı kapattı. Her şeyime engel oluyordu.

Yollar sonunda benim evime çıktığında ona döndüm.
"Ceketin güzelmiş evin kapısına kadar bende kalsın mı?"

"Bende geliyorum İdil Hanım. Şu sarhoşluğunuzla kapı açacağınızı sanmıyorum."

Ben çantamı alıp arabadan inmeye çalıştım. Sanki tanktan iniyor gibi görüyordum. Yere bakmak hiç iyi olmadı. Düşmek üzereyken beni tuttu.
Beraber daireme doğru yol aldık. Sahi nasıl bu kadar iyi bilebilirdi ?

Çantamdan anahtarı bulamayınca Rıfat çantamı karıştırmaya başladı. Yanıma makyaj tazelemek için aldığım eşyalara kısık bir küfür savurdu. Çok geçmeden anahtarı çıkartıp kapıyı açtı.

İçeri geçtim. Fakat o içeri girmiyordu.

"İçeri gel, yoksa merdivenden yuvarlanabilirim. Gerçi sen beni kasıtlı itebilirsin. Beni sevmiyor gibisin. Sahi Rıfat ya benimle derdin ne senin ? O kadar sinirlendiriyorsun ki beni, sana karşı olan tüm iyi düşüncelerimi bir bir yıkıyorsun. Ve ve ımm şu yakışıklılığın bile sinirimi hafifletmiyor. Ben İdil Turan'ım, tamam mı ha ? Ben öyle kolay yıkılmam ? Sarhoş değilim tamam bırak indik merdivenden. "

Ben konuşurken o sadece dinledi. Bir yandan düşerim dediğim için koluma destek verip merdivenlerden aşağı indirdi. Onu itekleyerek gitmesini söyledim. Ve yine hiç bir şey demedi. Sadece çıkıp gitti.

Beni duvara yaslayıp, inlete inlete becermek varken neden öylece beni dinleyip gitti ki. Salak adam ! Mide bulantımla lavobaya koştum. İğrenç olay bittiğinde lavobada elimi yüzümü yıkayıp yüzüme baktım. Şu dağınık hâlim bile sexydi.

Başım öyle ağrıyordu ki. Çatlayacak gibiydi. Kendime acı bir kahve yapıp içtim. Hiç hâlim olmadığından olduğum gibi yatağa attım kendimi. Kıyafetlerimin rahatsız edeceğini umursamadım. Şu an tek istediğim uykuydu.

Bölüm sonuuu

Oy vermediğiniz için İdil +18 yaşayamadı +16 kaldı sjxnsnnxjsjx

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aklımda Bir Sen +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin