2.BÖLÜM

130 13 3
                                    

      Uyandığımda ise ilk önce akşamdan çalmaya devam eden şarkıyı kapattıktan sonra tuvalete gidip işlerimi de hallettim. Okula gitmek için hazırlanmaya başladım. Mutfağa inip birşeyler atıştırdıktan sonra kulaklığımı takıp okula yürümeye başladım. Tam ayağım takılıp yere düşücektim ki belimden birinin tutmasıyla dengemi sağladım. Kim olduğuna bakmak için kafamı çevirdiğimde bu o çoçuktu evet evet oydu. Bana saati soran çocuk onun burda ne işi vardı ki nası ne işi vardı ya yine saçmaladı iç sesim. Buralarda oturuyor olamaz mı yani ? Bu arada düşmeme engel olup tuttuğun için "Teşekkür ederim" dedim ona doğru dönerek "Rica ederim ama bundan sonra daha dikkatli olmalısın sakar." dedikten sonra oha oha bir saniye bana sakar mı dedi "Uyuz" dedikten sonra okula gelmiştik ve sınıfıma geçip yerime oturduğumda ireme noldu anlatmak ister misin diye sorduğumda bana sarılıp ağlamaya başlamıştı bende ona destek olup sarılmıştım. Hoca geldikten sonra İrem başını sıraya koyup hala ağlamaya devam ederken bende onu teselli etmeye çelışıyordum. Zil çaldıktan sonra ireme seslenıp "Ne oldu anlatmak ister misin? belki çözüm bulabiliriz" dedikten sonra irem bana dönerek "Halam vedaf etti." dedikten sonra derin bir nefes alıp ona destek olmaya çalıştım. İrem'in telefonu çaldığında arayan annesiydi. açtığında "Kızım biz kayseriye gidiyoruz. Evin anahtarını Necla Teyzene bıraktım ordan alırsın" dediğinde "Tamam" diyerek telefonu kapattı. Ne olduğunusormak için yanıma yaklaştığında anlamıştı ki ben sormadan direk anlatmaya başladı. "Bende evde tekim annemle babam bir iş seyehatine çıktı istersen bize gelebilirsin hem evde sende yanlnız kalmamış olursun." Dedikten sonra başını onaylarcasına salladı. Bende tebessüm ettikten sonra tekrar zil çaldı. Dersimizin boş olduğunu öğrendikten sonra yemek yiyip eve doğru ilerlemeye başladık. Eve geldiğimizde odama çıkıp üzerime rahat birşeyler giydikten sonra ireme'de çilekli pijamalarımdan verdim. Üzerini giyinmesi için odadan çıkıp mutfağa doğru ilerledim. Dolabın kapağını açıp cips, kek , çikolata ne varsa tepsiye koymaya başladım. İrem'de üstünü değiştirip geldikten sonra kolaları katıp salona geçip korku filmi izlemeye karar vermiştik. Filme başlayalı 15 dakika olmuştu. Filmi durdurup kapıyı açtıktan sonra mine ve damlanın geldiğini gördüm. Hiç soru sormadan onları da içeriye aldım. Hep berbaer bağdaş kurup salona oturduğumuzda teker teker dertlerimizi ve sorunlarımızı anlatmaya başlamıştık. İlk önce Damla anlatmaya başlamıştı. Annesini ve babasını kaybetmiŞ bu yüzden yetimhaneye yerleştirmişler. Daha sonra da yengesi onu yanına alıp büyütmüş şimdi ise bu durumdayım dedikten sonra Mine karıştı söze bende bende seninle aynı durumdayım biliyor musun ama sen yine de şanslısın anneni ve babanı görmüşsün ben onları da görmedim. Annemle babam ben küçük yaştayken ayrılmışlar beni de yengeme bırakmışlar. Yengem her ne kadar annem ve babama nereye gittiklerini sorsa da annem söylememiş. Giderken sadece şunu söylemiş. Eğer 2 hafta içerisinde gelemezsem kızıma iyi bak olur mu Açelya dedikten sonra evden cümleye İrem girdi ve bana anlattığı durumu kızlara da anlattıktan sonra biraz da olsa rahatlamıştık. Masanın üstündeki cipleri yemeğe başlamıştık. Sabah uyandığımda hepimiz farklı koltuklarda uyuyorduk saate baktığımda saat tam 10 olmuştu. Ayağa kalkıp "KIZLARRRRRR!!" diye bağırdıktan sonra kimse uyanmamıştı. Bende sürahiyi alıp içine buz gibi suyu doldurduktan sonra sırayla hepsinin üstüne dökmeye başladım. Ne de olsa "Suyun kaldırma kuvveti var." :D dedikten sonra bune biçim espiri ya , sabah sabah bu yapılır mı ... hepsi farklı birşeyler söylüyordu tabikide bunlar umrumda değildi. Umrumda olan tek şey onları uyandırmış ve bügünün cumartesi olmasıydı.

ÇİLEK KOKULUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin