3

2.1K 194 160
                                    

Changbin abimin seslenişiyle uyandım.

"Hadi Jis. Okula geç kalıcaz."

Yataktan doğrulup esnedim.

"Tamam geliyorum."

Önce formamı giydim. Sonra yüzümü yıkadım. Sonra da abimin yanına geldim.

"Okulda atıştırırız bir şeyler."

Beraber evden çıktık. Abimin arabasına bindik.

(...)

Okula geldik. Arabadan indim. Bazı insanlar bana bakıyordu. Hiç takmadan okula girdim. Abimle aynı sınıfta değildik. O 12. Sınıf bense 11. Sınıfım.
En azından bir süre abim yanımdan ayrılsın istemiyordum. Sınıfıma girip çantayı bıraktım. Sonra abimin sınıfına gittik.

"Changbin de geldi!"

"Günaydın gençlik."

"Günaydın brom hayırdır?"

"He şey kardeşim Jisung."

"Hoş geldin Jisung, Chan bende."

"Hoş buldum Chan abi."

"Öyle deyince yaşlı hissettim sen Chan de sadece."

"Tamam Chan."

Onların yanlarına oturdum. Zil çalana kadar beraberdik. Sohbeti sarıyordu Chan'ın.

Tekrar kendi sınıfıma geldim. Bu sefer yanımda abim yoktu. Çantamı bıraktığım yere geçip oturdum. Yanıma sarışın bir çocuk geldi.

"Hoş geldin sınıfımıza ben Felix, ama arkadaşlarım Lix diye seslenirler. Senin adın ne?"

Çekinerek konuştum.

"Jisung."

"Tanıştığıma memnun oldum Jisung."

"Bende Lix."

"Ah, söylemeyi unuttum. Bu sırada ben oturuyordum."

"Pardon bilmiyordum kalkayım."

Ayaklandım.

"Hayır onun için söylemedim. Sıra arkadaşınım."

"He öyle mi?"

Kıkırdadı.

"Evet Jisung."

Sonra içeri kavga eden iki kişi girdi.

"Ya ayın ışığı yok diyorum anlasana!"

"Ne demek yok? O zaman neden ay ışığı diye bir şey var?"

"Of ne aptalsın."

"Asıl sen aptalsın Seung."

"Fazla konuşma geç otur şuraya Jeongin."

Önümüzde ki sıraya oturdular. Felix onlara seslendi.

"Size de günaydın arkadaşlar, mutluluk saçıyorsunuz."

"Günaydın Lix."

Sanırım adı Jeongin olan kişi, dönüp bana baktı.

"Şey bu Jisung. Yeni sınıf arkadaşımız."

"Hoş geldin Jisung Jeongin ben, şu yanımda ki inatçı keçi de Seungmin."

"Selam Jisung, bana Seung diyebilirsin."

Gülümsedim ve ikisini de selamladım.

(...)

Dersin bitiş zili çaldığında abimi ve Chan'ı kapıda gördüm.

"Jisung kantine gidicez bizimle gelmek istermisin?"

"Abim kapıda beni bekliyor. Kusura bakmayın."

"NE ABİN Mİ?"

"Evet? Noldu?"

"Bir şey yok Jisung'cum saçmalıyor işte Jeongin, sen git bekletme onları."

"Peki görüşürüz."

Onların yanından ayrıldım. Abimlerle beraber bahçeye çıktık. Chan bana döndü.

"Seungmin ile tanıştınız mı?"

"Evet neden?"

"Aranızı iyi tutun, yakında yengen olabilir."

Şok içinde onu izliyordum.

"Ama sakın gidip ona bir şey deme, haberi yok tamam mı?"

Anlamamış olsam da kafamı salladım.

İkisi sohbet ederken ben de gözüme çarpan iki çocuğu izliyordum. Bizden bir farkları yoktu aslında. Sadece dikkatimi çekmişlerdi.

Zil çalınca önce bizimkileri sınıflarına bıraktım. İçeri de o gözüme çarpan iki çocuğu gördüm. Demek ki bu sınıftalar.

"Her teneffüs beni almaya gelmenize gerek yok."

"Tamam brom sen bilirsin."

"Hm hm, hadi kaçtım ben."

Onların yanından ayrılıp kendi sınıfıma geçtim. Felix'in yanına oturdum. Jeongin arkasına dönüp bana baktı.

"Benziyorsunuz aslında."

"Anlamadım?"

"Benziyorsunuz diyorum, Changbin'le. Kardeşsiniz değil mi?"

"Evet."

"Süper! Artık en yakın arkadaşımsın."

Seungmin Jeongin'in kafasına vurdu.

"Kahpe bir çocuk için bizi mi satıyorsun?"

"Ama Seung."

"Dalga geçiyor seninle Jeongin."

Ne saf çocuk.

"Neyse Jisung sen beni dinle."

"Efendim Jeongin?"

"Sevgilisi var mı?"

"Kimin?"

"Kim olabilir ya? Changbin'in."

"Bildiğim kadarıyla hayır, yok."

"Yaşasın! Hala bir umut var."

"Ne için?"

"Boşver sonra anlatırım sana."

Çok da umurum da değildi açıkçası. Gerisi abime kalmış.

İçeri hoca girdi.

(...)

Öğlen yemeği teneffüsüne girmiştik. Beraber yemek yiyeceğimiz için abimin sınıfına çıktım. Onlar çoktan her şeyi ayarlamışlardı. Bense sadece yiyecektim.
O ikili bizim sınıftaydı.

__________________
Diriririm
Bir bölümün daha sonuuu
Sizi seviyorum
Yazım hataları için kusura bakmayın

iddia/minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin