15

1.1K 92 74
                                    

Abimin dik dik bakışlarının yanında Lix'in tatlı bakışını gördüm, göz göze geldik. Gülümsedi bana bende karşılık verdim.

"Hayırlı olsun, aramıza hoş geldiniz."

"Teşekkür ederiz Seung."

"Ay çok mutlu oldum ya, iyi ki tanıştınız siz."

Lix'in sözünün üstüne arkadan "evet" "İyi ki" lafını duyuyordum.
Mutluydum bir bakıma çünkü abim daha konuşmamıştı. Minho'nun telefonu çaldı.

"Pardon, izninizle." Diyip kalktı masadan. O uzaklaşınca abim ve Chan konuşmaya başladı.

"Cidden yaptın mı bunu Jis?"

"Bravo Jisung, sen abinin tersine gitmeye devam et."

"Yok ya zaten o bana inadına yapıyor sevdiğinden falan değil yani."

"E çüş ama siz de, çocuk niye sevmediği biriyle beraber olsun azcık mantıklı olun, ayrıca birisine aşık olmadan önce sana mı soracak Changbin? Sen kendi aşkına baksana ne uğraşıyorsun çocukla."

"Tamam Lix, yeterli teşekkür ederim ama değmez bunlara. Sevmediğim birisiyle çıkacak kadar kahpe bir insan mıyım ben?"

Soruma yanıt alamadan Minho gelmişti. Ayağa kalktım. Minho'nun kolundan tuttum ve çıkışa doğru ilerledim.

"Gidelim."

Kapıdan çıktığımız gibi Minho beni durdurdu.

"Ne oldu güzelim? Bir şey mi dediler?"

Kafamı Minho'nun göğüsüne yasladım. Elini sırtıma götürüp okşadı.

"Anlat bana güzelim."

"Bir şey yok, sadece orada daha fazla bulunmak istemedim."

"Onu anladım da sana ne dediler?"

"Söyliyeceğim, ama umursamayacaksın. Tamam mı?"

"Söyle."

Tam söyleyecekken Lix ve Hyunjin'in kapıdan çıktığını gördüm. Bizi görünce yanımıza geldiler.

"Jisung, biz çok sevindik sizin adınıza, siz çıktıktan sonra Hyunjin güzelce ağızlarının payını verdi, normalde Seung ve Jeongin de gelirdi ama ne yaparsın sevgilileri işte."

"Anladım, teşekkür ederiz ikinizede."

"Olay ne ya biri anlatsın."

"Onu boşver de siz kahvaltı ettiniz mi?"

"Yok onun için gelmiştik zaten ama."

"E tamam beraber gidelim orada da olayı Minho'ya anlatırız, değil mi sevgilim?"

"Olur Lix'im gidelim."

"Minho?"

"Gidelim Jisung'um."

(...)

Kahvaltı restoranlarından birisine gelmiştik. Oturduğumuz gibi Minho konuşmaya başladı.

"Ya hadi anlatın ne varsa."

"Şimdi şöyle Minho, Changbin'i biliyorsun zaten bizden pek haz etmez. Biraz sizin hakkınızda ileri geri konuştu."

"Ya güzelim, bir tanem sen niye bana söylemiyorsun oradayken? Sikinden tutup havaya asardım o Changbin'i."

"Bu yüzden işte, abimle kavga etmeni istemiyorum."

"Balım anlıyorum da en azından tek başına gözükmezdin, keşke o telefon konuşmasına gitmeseydim."

"Önemi yok, o zaman konuşmazlardı. Biz yeteri kadar savunduk sizi Lix'le."

"Teşekkür ederiz."

Bu sayede Hyunjin ve Minho'nun arası düzelmişti.

"E o zaman bundan sonra 4lü date mi yapıyoruz?"

Lix'in söylediğine hepimiz gülmüştük.

Tabağımda ki zeytinlere bakarak gözüm dalmıştı. Minho yanağımdan makas aldığında tüm odağım o oldu. Başını yana eğip benimle konuşmaya başladı.

"İyi misin güzelim?"

"İyiyim bir tanem niye ki?"

"Durgun gözüküyorsun."

"Dalmışım öyle ya bir şey yok tatlım."

"Öyle diyorsan."

"Hm hm."

Elini yüzüme götürdü, yanaklarımı sıktı. Sonra öptü. Öpüşü yüzümü güldüren şeylerdendi. Çok aşığım, çok.

(...)

Lix ve Hyunjin ile kafeden sonra ayrılmıştık. Yapacak bir şey bulamayınca ya da yapmaya üşenince eve geçmeye karar verdik. Motorda Minho'ya sanki son kez sarılıyormuş gibi sarıldım. Gözlerimi kapayıp gidiceğimiz yere kadar dinlenmeye başladım.

(...)

Eve gelmiştik. Koltukta bir köşede oturan Minho'yu görünce yanına gittim. Bacağına kafamı yaslayarak uzandım. Yüzümü ona doğru çevirdim. Elinde ki telefonu bırakıp bana baktı. Tek elini saçıma götürdü ve okşamaya başladı. Yüzüme doğru yaklaşıp iki yanağımdan da öptü, sonra alnımdan sonra da dudağımdan. Dudağımdan öperken karşılık verdim ona. Çok uzun sürmedi. Saniyeler içinde bitti. Tekrar gözlerini gözlerime dikti.

"Seni seviyorum sevgilim."

"Duygularımız karşılıklı tatlım."

_________________
Helüüüüü
Nasılsınızz???
Umarım çok çok mutlusunuzdur.
Oy vermeyi unutmayın lütfenn
Yazım hataları için kusura bakmayın.
Sizi seviyorum.
😽

iddia/minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin