Akşam parti vardı ve ben ne giyeceğime daha karar verememiştim, sweatshirt giysem çok mu spor kalırdı yoksa normalmi kalırdı? Ofofofofoffooffo napıcam ben şimdi?
Dolabımın kenarında kalan beyaz gömleğe gözüm çarptı ve elime aldım biraz süzdükten sonra üstüne geçirdim ve kenarda duran süveteri giydim,
altıma siyah bir pantolon çektim,dur bi dakika amına koyayım bu niye bu kadar yakıştı?Yüzüklerle konbini tamamlamaya başladım ve nedense çok hoşuma gitmişti saçlarımı düzeltip aynanın karşısında kendime baktım,OF OF ŞU YAKIŞIKLILIĞA BAK TÜTÜ MAŞALLAH.
Odamdan çıktım ve montumu üzerime geçirdim,yanımda deri ceketiyle jilet gibi duran changbin vardı kızarmama engel olamadım.
"Sen nereye?"
"Seninle geliyorum"
"İyi ta- DUR Bİ DAKİKA NE!?"
"doğru duydun?"
"SAÇMALAMA CHANGBİN SEN NİYE GELİYORSUN"
"Sana sahip çıkıcam"
Changbin ayakkabılarını giydi ve aşağı indi peşinden hızlıca indim.
"Kuyruğum musun benim ne dolanıyorsun peşimde?"
Kalçalarıma baktığında tüylerim diken diken oldu.
"Kuyruğun varmış gibi durmuyor jeong?"
Sinirlenip derin bir iç çektim ve önden yürürken arkamdan sessiz sessiz geliyordu.
Felix'in evine vardığımızda ceketlerimizi kenara koymuştuk ve yavaş yavaş insanlar gelmeye başlamıştı.
Kenarda duran şapkayı kafama geçirdim ve camdaki yansımama bakıp güldüm,arkamda şeytanmış gibi duran birini görünce arkamı dönüp baktım,bilin bakalım kim tabiki de ENES BATUR,hayır taşak geçiyorum changbin.
"Ne yapıyorsun?"
Baktım baktım ve uzun süre baktım.
"Sikişiyorum? Ne yapıyor gibiyim changbin?"
Changbin bana baktı ve kenardaki sakalı ve şapkayı aldı,elimden tutup fotoğraf köşesine götürdü ve sakalı ve şapkayı takıp benim fotoğrafımı çekmek için oraya koydu.
"Biraz gülümse jeong?"
Göz devirip gülümsedim o ise fotoğrafımı çekti,arkasından çıkarttığı kutuyu bana uzattı ve gülümsedi.
"Mutlu yıllar yang jeongin"
Şaşkın şaşkın ona ve kutuya baktım,bana hediye alıcağını düşünmemiştim ona hediyesini verdiğimde bana hediye almayı unuttuğunu düşünecek diye düşünmüştüm...
Sıkıca sarıldım ona önemli olan hediye değil onun bu güzel günde yanımda olmasıydı.
"Teşekkürler seo changbin"
Koşarak gittim ve onun hediyesini getirdim ve ona uzattım,bana ışıldayan o güzel gözleriyle baktı ve gülümsedi.
"Teşekkürler tilki çocuk"
Yanaklarım kızarmaya başladı.
"Hadi geç bakalım birde hediyenle çekeyim fotoğrafını"
Kafamı salladım ve yerimi aldım,fotoğrafımı çektiğinde şapkayı ve sakalı ona verdim ve onun çekinmesi için kamera karşısına aldım.
"Saçmalama jeongin ben fotoğraf çekinmeyi sevmem"
Göz devirdim.
"Gülümse changbin yoksa mutsuz bir yıl mı geçirmek istersin?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
upper neighbor || JEONGBİN
Fanfictionjeongin her zamanki gibi canlı yayın açmış eğleniyordu birden canlı yayına gelen daveti kabul etti ve karşısına çıkan manzara ile şoka uğradı.