"Toprak!"
"Toprak!"
Toprak ise şoktaydı. Bir zombi olacağını düşünmek çok kötü bir histi. Ama arkadaşlarını bu yüzden kaybetmek istemezdi. Düştüğü sert zeminden aldığı güçle bir hızla kalkıp pencereye yöneldi. Burası Toprak için ölüm noktasıydı. Ya da zombi olarak yeni bir hayata başlamak. Artık Toprakta insan olarak yaşamını bitirdiğini biliyordu.
"Ben , ben artık bir zombiyim." Derken çok umutsuzdu. Salgın çıktıktan hemen sonra mutasyon geçirmiş kertenkelelerin yanına katılacağı canını sıkıyordu. Ama en azından arkadaşlarini kurtarmalıydı. Dönüşmesine az kaldığını biliyordu.
"Zombi! Buraya!"
Zombi hemen Topraka yöneldi ve Toprak onunla birlikte pencereden atladı.
"Toprak!"
Nefes koşarak pencereyı kapattı. Toprak umrunda değildi.
"Ne yapıyorsun sen?!"
"Pencereyi kapatarak hayatımızı kurtardım. Daha ne yapayım?"
"Gerizekalı."
Yaman hemen pencereye yöneldi. Bütün zombiler Toprakin üstundeydi. Bunu görmek istemezdi.
"Artık 8 kişiyiz."
Ve artık 8 kişilerdi. Bundan sonra belki dışarı çıkmayı becerebilecek o 8 kişi.
Herkes şokta ve korku içindeydi. Artık bir kişinin bile ölmesini istemiyorlardı. Tamamen garantiye oynayacaklardı.
"Burada kaldıkça birilerini kaybedip duruyoruz, artık burada boş boş oturmak yerine birşeyler yapmalıyız. Sadece 8 kişi kaldık, daha fazla risk alamayız. Dedi Berrin .
"Oğretmenler odasına cikabilirsek işimiz çok kolaylaşır. Belki bir telefon buluruz." Dedikleri mantıklı olabilirdi.
"O zaman ben ve Barçın gidelim." Dedi Yaman.
"Hayır, hepimiz gidelim." Dedi Nefes bencilce ,'Ya sadece siz kurtulursanız?"
"Bence hep birlikte gitmeyelim.4 er 4er ayrılalım."
"Bencede en mantıklısı o.
"O zaman 2erkek 2 kız olarak ayrılalım."
Uzun kararlar sonrası seçimler şöyleydi;
Duhan, Nefes, Berrin, Rüzgar. - Yaman, Melin, Aysu, Barçın.
"Bence iyi oldu."
"Bence de."
"Tamam, şimdi yavaşça kapıyı açacağım, sonra üst kata çıkacağız, oradan erkek öğretmenler lavabosuna çıkacağız, zaten tuvaletin yanındaki çay ocağından öğretmenler odasına geçiş var, lavaboları sadece mola olarak kullanacağız."
"Peki, kolay görünüyor."
"Bence çıkmadan önce elimize kendimizi zombilerden koruyabileceğimiz bir şeyler hazırlayalım."
"Dolapların kapaklarını sökebilirsek bence yeterli olur."
"Akıllı tahtanın demirlerinide söküp sivri uçlarını dolap kapaklarına eklersek kocaman birer bıçağımız olur."
Dolapları, tahtaları, sıraları, perdeleri ... ne varsa hepsini kullandılar. Ve artık hazırlardı.
"Bence artık okeyiz."
"Bence de."
"O zaman kapıyı açıyorum."
Yaman yavaşça kapıyı açar ve sessizce çıkarlar.
"Bu mutasyon geçirmiş kertenkeleler bence kör, gözlerinin önünden geçiyoruz ama hiç bakmıyorlar."
"Evet ama çok iyi duyuyorlar."
"Susun!"
Sonunda 2 kata varmışlardı, çoğu zombi 3.kattaydı ve asıl işleri oradaydı.
"Lavaboya!"
Bir hızla lavaboya girdiler. Artık lavabolar erkekmiş, kızmış umurlarinda değildi.
"Sıçtık!"
Kendilerine biraz uzak olan bir kabinde tam 2 tane zombi vardı.
"Dışarı çıkın!"
Herkes dışarı çıkarken Duhan sadece başka bir kabine girip kapıyı kapatmıştı. Artık lavaboda 3 kişilerdi; iki tane zombi ve Duhan...
"Duhan nerde?"
"Şu an Duhandan daha önemli işlerimiz var."
"Nedir?"
"Arkanda!"
Artık hepsi zombilere alişmış, onları öldürmek gram zor gelmiyordu. Hepsi sayısız zombi görmüş , öldürmüştü. Sonunda öğretmenler odasına girmişlerdi.
Aslında öğretmenler odası bomboştu, çünkü kapı nasıl olduysa kapalı kalmıştı. Sadece 2 kat yukarı çıkmak bile onlar için çok zordu.
"Allah!"
Kapıyı hızla açıp içeri girdiler. Nefes kapıyı öyle kapatmıştıki, kapı tam olarak kapanmamıştı. Tam kapıyı kapattıktan sonra arkadan biri kapıyı tekmelercesine vurdu.
"Bu kim ya?!"
"Zombidir."
"Duhan olabilir."
Rüzgar korkusuzca gidip kapıyı yavaşça açtı.
Kapıdaki Duhandı.
"Hemen içeri gel!"
Duhan kendini en son hızda içeri attı.
Rüzgar, indirime girmiş yağı almaya çalışanlar gibi içeri saldıran zombileri itmeye çalışırken kapıyı kapatmaya çalışıyordu.
"Yürü! Yardıma gidelim!" dedi Yaman Barçına. Barçında tamam anlamında başını salladı. Yaman odada ne bulduysa kapıdan atmaya çalışıyordu. Ama zombiler asla durmuyordu. Rüzgar ayağıyla attığı tekmeyle zombiler yere çakıldı.
"Gir!"
Rüzgar elinde bir acı hissetti. Ama şuan tek isteği içeri girip kapıyı kapatmaktı. Artık kapı kapanmıştı, ama Rüzgar zorla girdiği bu odadan kendi isteğiyle çıkacağını bilmiyordu.
"Offf çok yoruldum ama iyiki kurtuldun."
"Sahi sen neredeyd-"
"Eline bakın!"
"O-o ısırılmış mı?"
"Dışarı çık!"
"Hayır! Olamaz!"
Rüzgar şoktaydı. Arkasından gelen sesleri duymayıp, sadece eline bakıyordu.
Artık sadece 7 kişilerdi, belkide buradan kurtulabilecek sadece 7 kişi.
Rüzgar birden ayağa kalktı. Pencereye yöneldi.
"Artık sadece 7 kişisiniz, kolay gelsin!"
Yaman koştu, Barçın koştu ama kimse yetişemedi. Çünkü Rüzgar pencereden atlamıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Tutulması
Детектив / ТриллерBütün grup asansöre doğru koştu. Asansör çok yavaş geliyordu ve Nefes boşluğa atlayıp öldü. Çok feci bir şekilde