OYUN

3.

Lina'dan

Dışarıdan gelen sesler ile yavaşca gözlerimi açmaya başladım. Gözlerimi tamamen açıp yanıma baktığımda koltukta uyuyan bir adet Alaz beklemiyordum elbette,yüzüne yansıyan güneş ve dağınık saçları ile o kadar güzel bir manzara veriyordu ki insana..bir dakika ya neredeydim ben etrafıma göz gezdirdim bir hastane odasındaydım gözlerimi aşağı indirince fark ettim ki kolumda bir serum bağlıydı yavaş ve sessizce yatakta doğrulmaya çalıştım ancak sanırım yeterince sessiz olamamıştım ki Alaz yavaşça yerinde doğrulurken gözlerini açmaya başladı.

Ona mahçupça bakarak alt dudağımı ısırdım "Özür dilerim seni uyandırmak istememiştim." bana uzunca bir süre baktıktan sonra konuşmaya başladı "İyi görünüyorsun ama daha yeni ölümden dönmüş biri için fazla mütevazisin." ölümden döndüğümü tamamen unutmuştum oysa,bi dakika bi dakika Alaz beni kurtarmıştı.."Beni kurtardığın için sağol,sana bir hayat borçluyum." ona hafifçe gülümsedim "Önemli değil görevim sayılır sonuçta." dedi.

"Olsun bu arada..Ozan nasıl?" derince iç çekti "Kafasını yarmış hayvan heri- neyse dikiş atıldı tomografi çekilecek ne olur ne olmaz galiba." anladım der gibi kafa salladım kendi kendime düşünürken onu bana bakarken yakaladım,her zaman yaptığım gibi düşünürken dudağımı büzüyordum hemen kendimi düzeltip boğazımı temizledim.

"Ne zaman çıkabilirim biliyor musun?" kafasını olumlu anlamda salladı "Hemşire serum bitince çıkabileceğini söylemişti." anladım der gibi kafa salladım derken aklımda çarklar dönmeye başladı "O kimdi beni öldürmek isteyen? ve öğretmene noldu?" sıkkın bir şekilde verdiği nefes hiç hoşuma gitmemişti gözlerime bakarak konuşmaya başladı "O adam bir çetenin baskınında yakalanmıştı,ve öğretmene gelecek olursak aynı plakasız araba tarafından kaçırıldı." düşünceli bir şekilde gözlerimi kısmıştım kafamı kaldırıp konuşmaya başladım,

"Bu sandığımız kadar basit bir dava olmayabilir..sanki daha büyük birşey var yok yok..hatta direkt var bir öğretmen tek başına yapamazdı güçlü biri olmalı arkasında onu koruyan..belki de kızı öldüren ya da öldürten de o kişidir." etkilenmiş bir şekilde bana bakıyordu.

Kafamı kaldırıp seruma bakınca bittiğini fark ettim "A bitmiş bile çıkabilirim sanırım." ayağa kalktı "Bekle bir hemşire çağıra-" diyene kadar kendi kendime serumu sökmüştüm bana ters bir şekilde baktı "Kızım deli misin? Niye kendin çıkarıyorsun?" omuz silktim "Alışığım ben bir şey olmaz." diyerekten odadan çıktım ve peşimden oflayarak gelen Alaz'ın sesini duyup kendi kendime sırıttım.

Çıkış işlemlerini yapmıştık ardından da telefonumu düşürdüğüm için Alaz beni merkeze götürmüştü ancak telefon paramparça olmuştu yenisini almış kurmaya çabalamış ancak eski mesajları ve fotoğrafları yükleyememiştim sonra da beni eve bırakmıştı şimdi ise kahve yapmış dizi izliyordum.

Saat on olmak üzereydi hafiften uykum bastırırken televizyonu kapatıp yatağa uzandım birkaç dakika içinde uyumuştum.

------<>------

Sabah çalan alarmla kalkıp eteğimi giydim üzerime siyah yarım omuz kazağımı giydim ve çantamı alıp evden çıktım. Arabama bindikten 20 dakika sonra varmıştım merkeze.

İçeri girdikten sonra herkes geçmiş olsun dileklerini iletiyordu, onlara teşekkür edip Alaz'ın odasına gelip kapıyı çaldım ve içeri girdim "Günaydın komiserim." bana gözlerini saniyelik kaldırıp baktı "Size de günaydın savcım." kendi kendime kaşlarımı çatmama sebep olmuştu hali sanki eskiye göre soğuk davranıyordu.

Kafamı sallayıp düşüncelerden arındım muhtemelen abartıyordum "Yeni bir şey var mı?"

Dosyaları kapatıp bana baktı "Yok,yani isterseniz adliyenize dönebilirsiniz." onun bu tavrına anlam veremiyordum artık emin olmuştum soğuk yapıyordu ama neden "Peki..gideyim ben iyi çalışmalar yeni bir şey olursa biliyorsunuz."

Odadan çıkıp kapıyı kapattım. Arabama binip adliyeye doğru yola çıktım Alaz hakkında düşünmekten de kaçınmıştım hayatımda daha çok derte gerek yoktu.

------<>------

15 dakika sonra adliye koridorlarında topuklularımın tıkırtısı ile yürüyordum odama girip kalemim Zarife'yi çağırdım tatlı ve güzel bir kızdı Zarife gençti de benim gibi.
Zarife içeriye girip konuşmaya başladı "Hoşgeldiniz savcım,bunlar istediğiniz belgeler buyrun başka bir isteğiniz var mı?" ona yok dercesine kafamı sallayınca odadan çıktı.

2 saat kadar boş belgeleri imzalamış gelen birkaç kişiye yardımcı olmuştum şimdi ise kahvemi içip oturuyordum derin bir iç çekip duvarla olan bakışmamı kestim tam bilgisayarıma uzanırken telefonum çalmaya başladı alıp baktığımda arayan Alaz'dı iç çekerek telefonu açtım.

"Buyrun komiserim." uzun bir sessizlikten sonra cevapladı "Öğretmenin karısını getirdiler sorguya.

"Tamamdır geliyorum." cevap vermesine izin vermeden kapatıp odadan çıktım ve arbama atlayıp merkeze doğru yola çıktım.

Merkeze girip sorgu odasına ilerledim Alaz'ı görüp ona bakmadan içeri girdim ve kadının karşısına oturdum.

"Avukat istiyor musunuz?" kadın kafası eğikken kafasını olumsuz manada salladı bende konuşmaya devam ettim "Sanırım neden burada olduğunuzu biliyorsunuz?" kadın kafasını sallayıp konuşmaya başladı. "Eşim Erdem içinmiş sanırım." ona kafa salladım ve dosyayı açtım.

"Eşiniz hakkında birkaç bilgiye ihtiyacımız var" kafamı kaldırıp kadına baktım 35-36 yaşlarında yorgun görünen kahverengi saçlı yeşil gözlü biriydi "Ne isterseniz savcım."

Ona sorular sormaya başladım "Eşiniz nasıl biriydi?" sesini toparlayıp konuşmaya başladı "Eşim sinirli biriydi ama bize hiç elini kaldırmadı ilk başlarda çok aşıktık ama son zamanlarda çok soğuktu sanki stresli gibiydi." anladım der gibi kafa salladım "Peki genç kızlara ilgisi var mıydı?" kadın soruyu anlamamış gibi bakakaldı "Ben ne için burdayım?" ona cevap verdim "Sadece cevaplayın" kadın derin bir nefes alarak konuşmaya başladı "Öyle bir şey hiç sezmedim ki eşim öğretmendir zaten."

Bir süre geçmişti ve artık derin kısımlara geliyorduk "Peki eşiniz nerede olabilir biliyor musunuz?" kadın kafasını olumsuz manada salladı "Hayır ama başına iş açmış olabilir diye korkuyorum." kaşlarımı çatarak sordum "Ne demeye çalışıyorsunuz?" kadın iç çekti "Son zamanlarda en çok konuştuğu kişi Selim diye bir arkadaşı ama o adam çok pis bir adam ben biliyorum mafya ile bağlantısı olduğunu duymuştum,benim eşimin ne işi olurdu ki o adamla bu kadar." kafamda puzzle iyice oturuyordu.

"Peki bir soyadı falan var mı bu Selim'in?" kadın olumsuzca kafa salladı dosyayı kapatıp ayağa kalktım "Şimdilik bu kadar ancak şehir dışına çıkmayın size bir daha ihtiyacımız olabilir."kadın kafasını salladı odadan çıkıp nefes almak için bahçeye çıktım.

Bir süre sonra saatime baktım çoktan mesaim bitmişti arabaya binip evime sürdüm.

------<>------

Akşam olmuş duş alıp saçlarımı kurutmuş yemek yiyip televizyon izliyordum dışarıda yağan yağmurun huzurlu sesi ile kafamda dönüp duran tilkiler durmuyordu Alaz niye soğuk yapmıştı o kadar Alaz neden beni ilgilendiriyor ki diye düşünerek zihnimi susturdum bugün ki davayı düşünecektim adamın mafyalara karışması çok olasıydı onu kaçırabilecek güce sahip aynı zamanda oldukça mantıklı bir teoriydi kızı da stres yapıp öldürtmüş olabilirdi ancak bunu onun için yapacak kişi ona çok uzak biri olamazdı mafya bir tanıdık bulmak uzun sürecek gibi duruyordu ama o kız için davasını çözmek istiyordum o pis tacizci içeriye girmeyi hak ediyordu.

Elimde ki bitmiş kupaya bakıp bugün ki üçüncü kahvemi yapmaya gittim. Kahveyi yapıp oturduktan sonra telefonumu elime aldım kimseden mesaj yoktu ki bu öngörülemez bir şey değildi.

Kahvemden yudum alıp İnstagram'da gezerken dışardan gelen şimşek ile huzursuz hisetmiştim annemin öldüğü günü anımsatıyordu şimşekler o gece de çok şimşek vardı olduğum yerde kıvrılırken çalan kapı sesi ile hafif irkildim kim gelmiş olabilirdi ki bu saate.

Ayağa kalkıp kapıyı açtığımda beni şok etkisinde bırakacak biri duruyordu kapıda sırılsıklam ıslak Alaz.."Evime su bastı tavan çöktü de..Ozan'a gidecektim aslında ama ailesi gelmiş İzmir'den kalmaya gidecek başka kimsem yok son çaremdin,yani birkaç gün burada kalabilir miyim? eğer istemezsen anlarım." o güzel gözleriyle bana bakarken kapıda kalakalmıştım.

------<>------

Yeni bölümm biliyorum biraz geciktim umarım beğenirsinizz.