KAYIP MACERACI

5 1 0
                                    

Fortes elara'nın herşeyi anladığını fark etti ve onu ayıltmak için kontrol edebildiği saçları yüzüne getirdi. Elara rüzgarın giremediği bu evde bir anda yüzüne saçları gelince önce lelea şaka yapıyor sandı. Uyur gezer olmadığı çok belli ve uyuyor numarası yapamayacak kadar saf.

Elara kafasının içindeki kişiyi duymak istedi, ama ondan korkuyordu. Fortes ve Elara arasındaki bağ tek taraflı çalıştığı için iletişim kurmaları için başka yollar denemeleri lazım, bilmediği bir şeyden herkes korkar.

Elara dışarı çıkıp biraz hava almak istedi ve nehrin oraya gidip yüzünü yıkadı. Yansımasına baktı ve saçlarının bir kısmı kendi kendine hareket edebildiğini gördü. kısa bir süre şoka girgi ve çığlık attı. Çığlığa uyanan lelea ne oldu diye yanına geldi.

"Saçım kendi kendine hareket ediyor!" "Ne saçmalıyorsun sen? Hala yerinde ve onu hareket ettiren şey rüzgar." Elara tekrar yansımaya baktı ve dediği gibi olduğunu gördü. Kafası karışmış bir şekilde neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Lelea aç olduğunu düşündü bu yüzden küçük bir hayvan bulmaya gitti. Elara tekrar yansımasına baktı, bu sefer halüsinasyon görmediğini emin olmak için iyice baktı. Yine saçı hareket ediyordu, elini oraya götürdü ve saçı gerçekten kendi kendine hareket ettiğini gosterircesine elini sardı.

Elara bundan biraz korktu ama en çok korktuğu şey yansımasının garip durmasıydı. Gözlerine bakmak için suyun yansımasından çok bir aynaya ihtiyacı vardı. En yakın köy nerde olduğunu bilmiyordu, ayrıca en ucuz ayna bile neredeyse dünyanın parasıydı. Özellikle gözlerine bakmak istiyordu çünkü garip bir şey gördü. Lelea çok 2 ölü tavşan ile geldi. Sihir ile bir ateş yaktı ve tavşanları pişirdi.

Fortes büyü yapmak için sözlere ihtiyacı olduğunu ışık sihri yaparken görmüştü, ama bu sözler tahmin edildiğinden daha hassas olduğunu ateş sihrinde gördü. Sardırır için ayrı sözler, yemek pişirmek için ayrı sözler gerekiyordu. Bu hangi büyü yaptığını tahmin etmesi için güzel bir açıktı.

"Tavşan çok güzeldi değilmi Elara?" Tavşanı yedikten sonra yere yatarken sordu. Elara yavaş yavaş yiyordu, aklında bir şeyler varmış gibi. "Elara, iyimisin?" Elara kendini toparladı. "Afedersin sadece biraz dalgınım." Lelea evine geri dönmek için ayağa kalktı. "Arada bir uğrarım, babam ile dua edip tanrimizin sonunda o kişiyi dünyaya getirip getirmediğini sorucam." Fortes içinden deli danalar gibi bağırdı. " NOLURSUNUZ SORUN VE BİR HATA YAPTIĞINI SÖYLERSE ONU AZARLAYİN ÇÜNKÜ HİÇ DOĞRU ANLAMAMIŞ!" Tabi duysalarda daha güzel olurdu.

Lelea evinin yolunu tuttu, Elara'da biraz etrafı gezmek istedi. Yanına haritayı aldı ve ormanı keşfetmeye başladı. Kurulduğu yerden çok uzak olmayan bir mağaranın girişinde yerde yatan birini gördü. Yanina yaklaşınca deri bir zırh ve bir kılıç taşıdığını gördü. Uyandırmak için yaklaşırken kendi kendine uyandı. "Sen kimsin?" "TANRILARI GİBİ İNSANLARIDA SALAK! ÖNCE BİR MERHABA DE ÇÜNKÜ BİZDE AYNI SORUYU SANA SORUCAZ KENDİNİ MACERACI SANAN ERGEN KIZ!" fortes sinirine o kadar hakim olamadı ama zaten cevabı bildiği için çok dert etmezdi, elara'nın bilip bilmeyecegi önemliydi.

"Bende aynı soruyu sana sorucaktim, maceraperest gibi duruyorsun, adını soylermisin?" Genç kız ayağa kalktı ve kendini tanıttı. "Ben akami, bu ormanda kayboldum ve geceyi bu mağarada geçirmek zorunda kaldım. Neyseki hiç böcek yoktu yoksa ağaca çıkar orda uyurdum." Fortes akami'nin bütün bilgilerini biliyordu.

Anne babası yok, küçük bir kardeşi var, dedesinin kardeşi kral olduğu zaman onu sürgüne göndermiş ve memleketine birdaha hiç dönmemiş. İşin komik tarafı yan ülkenin kralı ile akraba olduğunu bilmeden maceraperest olmaya karar vermiş. Bu işte hiç başarılı olmadığı ve girdiği her ekip onu ilk görevden hemen sonra kovmus, nedenleri ise mantıklı sebepler. Aşırı üşengeç birisi, çok hızlı yoruluyor, mızmızlanıyor. Ama bunlar dışında iyi yanlarıda var. Mesela yardım sever, ekip üyelerini ayrı ayrı değer verir, ekipman değerlendirmesi yapar ve kimin hangi pozisyonda en uygun olduğunu tanıdıkça anlar, saygılı, hoşgörülü, heves ettiği bir şeyi asla bırakmaz.

"CV'ye bak be kızda yöneticilik kanı var sonuçta, ama babasından sadece maceracı ve azmini almış, teyzesine bu kadar çok benzenecegi kimin aklına gelirdi. Babasının amcasının şerefi yok ve iyiki ondan o özelliği almamış."

ormanda bir çiftlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin