Selam👋
Yorum sınırı 160.
Yeni bölümler biraz geç geliyor olabilir kusura bakmayın...
Arabada müzik açıp hoseok ile söylüyorduk, onu eve bıraktıktan sonra da baş başa devam ettik yolculuğa.
Müzik hariç ses yoktu arabada, konu açmak istesemde bulamayıp susuyordum. Sonrasında kendisi konu açıp neler sevip sevmediğimiz konuşmaya başladık.
İki saatlik yolculuktan sonra büyük bir evin önünde durdu, tek yaşadığı halde bu kadar büyük bir ev biraz fazlaydı sanki ama neyse.
Arabadan inip Annem'e bu gece gelmeyeceğimi söyledim, yavaş adımlarla Jungkook'un yanına gidip evin kapısında durdu "iyi misin?" diye sordu, sanırım biraz gergindim.
"Iyi'm sadece gerildim galiba" dedim, ikimizde içeri girdik "niye?" diye bi soru yöneltti "bilmem evine ilk defa geliyor ve ilk defa ortam yokken birlikteyiz ondandır" dedim.
Kıkırdayıp "doğru neyse kahve sevmediğine göre sana çilekli süt yapayım, sever misin böyle?" demişti, bende kıkırdayıp "evet ama zahmet etme bende yapabilirim" dedim.
"Yanımda dur yeter" diyip belimden tutarak mutfağa doğru gittik, tezgaha yaslanıp jungkook'un hareketlerini izledim. Kendine yaptığı soğuk kahveden sonra dolaptan çilek alıp mikserin içine koydu, sütü de içine koyup aleti çalıştırdı.
Düşünceli biri olması hoşuma gitti, yaptığı sütü büyük bir bardağa koyup buzu da ekledi ve bana uzattı "al bakalım" dedi. Gülümseyip "teşekkür ederim" dedim ve ikimizde bahçeye çıktık.
Bahçedeki büyük sağlanacağı görmem ile gözlerimi parlamıştı. Jungkook'u geri de bırakıp sağlanacağın yanına varmam kendimi yumuşak pufların üstüne atarak arkama yaslanmıştım.
Jungkook'a bakmam ile sırıtışını görmem bir olmuştu. "Keyfiniz yerinde mi güzellik" diyerek göz kırpmıştı ve kendini yanıma bırakmıştı.
"Hmm yerinde" diyerek gülmüştüm. gözleri dudaklarıma kaydığı gibi yutkunması bir olmuştu. Ne yaptığını anlamış gibi hızla başını gökyüzüne çevirerek yüzünü buruşturmuştu.
"Hava çok güneşli" diyerek dövmeli ellerini anlına götürürken bir yandan da kahvesini yudumluyordu.
"Güneşli havaları seviyorum" diyerek gözlerimi kapatarak gülümsedim ve başımı yukarı kaldırdım. "Senin yanında bir hiç" fısıldamasını duymadığımı sanarak rahat davranıyordu.
Tanrım... Resmen beni güneşten bile parlak görüyordu...
Utanarak kenara bıraktığım çilekli sütü alıp içtim "bu bitik evde tek sıkılmıyor musun?" diye bir soru yönelttiğimde omuz silkti "sessizliği severim" dedi.
"Hmm anladım" diyip ona baktım, gözlerim yüzünün her bir yerini inceliyordu ve bana bakmasıyla göz temasımız başlamıştı. Uzun bir süre birbirimize bakmıştık ve ilk kaçıran ben olmuştum, elimdeki sütü tamamen bitirip kalkmıştım "ben şunu bırakayım" dedim.
Mutfağa gittiğimde bardağı tezgaha bırakıp salona ilerledim, jungkook'ta benim gibi yapıp yanıma oturmuştu "filme ne dersin?" dediğinde gülümseyerek "olur derim!!" dedim heyecanla.
Eline kumandayı aldığında ne açacağını şaşırmış gibi bana baktı "peki ne bakalım?" diye sormuştu, aklıma izlemek istediğim ama derslerden bir türlü izleyemediğim film gelmişti.
Fakat bu film eşcinsel olan bir filmdi "şey aklıma bir tane var ama..." dediğimde utandığım için biraz kızardığımı his ettim "ama ne?" dediğinde ona baktım "iki adamın hikayesi, anlasın ya..." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrong corner
Подростковая литератураJimin Jungkook'tan hoşlanıyordu, taehyung ise ona yardım etmek isterken ters köşe oldu.