-2-

22 3 0
                                    


Daha ne kadar yalnız kalabilirdim kim bilir? Jaemin ve Renjun beni kafamdaki sorularla baş başa bıraktığından beri de Jaemin derslerde onu görmeme rağmen gelip de benimle konuşmuyordu. Başta bir şaka olduğunu düşünmüştüm ama o çok ciddiydi. Herkes gelip ne olduğunu soruyordu bana. Verecek bir cevabım yoktu. Ayrıca insanlara neden güvenmediğimi tekrardan yüzüme vuruyorlardı. Benimle öylesine konuştukları belliydi. Bir dedikodu çıkınca da başıma sinek gibi üşüşüyorlardı. İşleri düştükçe konuşacakları biriydim onlar için.

1 aydır bu gerçeklikle yaşamaya çalışıyordum. Ta ki Renjun beni arayana kadar. Sanırım artık kendini hazır hissediyordu ve belki de sevgilisi Jaemin'in neden böyle davrandığını açıklayabilirdi.

Bana konumunu attıkları kafeye gittim. Jaemin de Renjun da oradaydı. Yanlarına oturdum ama gergindim.

"Eee ne zamandan beri sevgilisiniz?"

"4 yıl."

Kaşlarım çatıldı. Bu imkansızdı. Jaemin 3 sene önce 11. sınıfta okul değiştirip bizim okula gelmişti. Biz de o zaman tanışmıştık zaten.

"Liseden önce de mi tanışıyordunuz? Niye sevgili olduğunuzu sakladınız?"

"Hayır. Lisede tanıştık ve asla sevgili olduğumuzu saklamadık."

Kafam karman çorman olmuştu iyice. Söyledikleri hiçbir şey olayı çözmeme yardımcı olmuyordu.

"İyi de Jaemin bizim liseye 3 sene önce nakil oldu."

Düşünmek hiçbir şeye yaramıyordu. O yüzden sadece onların dediklerini dinlemeye çalıştım ama nedense kendimi kaybediyormuşum gibi hissetmeye başlamıştım. Bunun ise olanlarla alakası yoktu. Bir anda olmuştu. Daha önce çok kez bayılmış biri olarak söylüyorum. Bayılmak üzere olduğumu biliyordum. Deli gibi terliyordum ve başım dönüyordu. Renjun ve Jaemin'in bana seslendiğini görebiliyordum ama duyamıyordum. Hemen bir su içtim. Ama nafile.





****

Hayat belki de beni bu kadar yormaktan vazgeçmeliydi. Çünkü artık bu kadarını kaldıramıyordum. Gözlerimi açtığımda yine hastanede olmaktan bıkmıştım. Başımda dikilen anneme baktım. Çok telaşlı görünüyordu. Oysa alışmış olmalıydı. Bu neredeyse 10. olmuştu. Bana sinirli olup yine çok kötü beslendiğimle ilgili bir konuşma yapıyor olmalıydı. Ama o sadece telaşlıydı. Belki de bu sefer test sonuçlarında kötü bir şey çıkmıştı.

Etrafa bakındım. Babam, ablam ve bir kişi daha vardı.

"Bu kim?"

Elimle canavar görmüş gibi tanımadığım o kişiyi gösteriyordum.

"Ne demek o kim oğlum? İkiz kardeşin işte."

Bir süre etrafıma bakındım. Bir şeyler yanlış gibiydi.

"Uyumam gerekiyor. Kendime gelemedim hala sanırım."

"Hadi gel eve gidelim. Orada dinlen."

Ailem beni sakat kalmışım gibi tekerlekli sandalyeye bindirirken ben de kardeşim dedikleri kişiye baktım. Hala peşimizden geliyordu. Hatta beni tekerlekli sandalyeye taşımaya çalışmıştı. Sinirle kucağından aşağı atlayıp kendim oturdum. Niye oturduğumu ben de bilmiyordum. Sadece gerçekten kendime gelememiş olmalıydım.

Arabayla giderken yolu izledim. Buraları biliyordum ama kesinlikle bizim eve giden yol burası değildi.

"Nereye gidiyoruz?"

paralel evren | markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin