Karışıklık olmasın diye açıklayayım dedim. Düzyazıların bazılarını birinci kişi ağzından bazılarını üçüncü kişi ağzından yazacağım. Bu tamamen anlatmak istediğim açıya göre değişecek. Umarım hikaye akışında kopukluk hissetmezsiniz. 🥺🥺
&
Gelen 'ding' sesiyle birlikte yaptığım keki eldiven giyerek fırından çıkarttım. Aslında mutfak konusunda tam bir faciaydım. Sırf misafire ikram edebileceğim bir şeyler olabilmesi için annemi aramış ve bir saatlik uğraşlarımın sonucunda ve annemin yönlendirmeleriyle birlikte çikolatalı kek yapmayı başarmıştım.
Üstünde hala dumanı tüten keke bakarak iç çektim. Üst kısımları fazla koyu duruyordu. İçimden yanmamış olmasını dileyerek keki soğuması için tezgahta bıraktım ve hazırlanmak için odama doğru yol aldım.
Aslında bu buluşmanın da buluşma amacının da saçma ve gereksiz olduğunun farkındaydım fakat Chan anlamadığım bir şekilde ısrar etmişti. İhtiyaçlarımı kendim belirleyip alabilirdim, onun yanında öyle şeylere bakacak ve üstüne üstlük alacak olmam beni geriyordu.
Cinsellik hiçbir zaman benim için istekten öte olmamıştı.
İhtiyaç duyduğum bir şey değildi. İstiyordum evet ama ben bu olayı sevdiğim biriyle yapmak istiyordum. Benim ihtiyacım buradan geliyordu. Çoktan o ihtimali kaybetmiştim. Şimdi ise bunu içten içe istemek ve bir de ihtiyacını duymak beni delirtiyordu. Chan'a hem o gün yaşadıklarımız için hem de şu an daha fazlasını istememe sebep olduğu için öfkeliydim ve bu, ona karşı kalın bir duvar örmeme neden oluyordu.
O duvarı kolay kolay aşabileceğimi sanmıyordum.
Evet, tek suçlu o değildi. Ben de karşılık vermiştim ve dur deseydim, ruh eşi olarak ona emir vermem işe yarayacaktı. Fakat karşı koyamamıştım. Bu yüzden sonuçlarına da katlanmak zorundaydım bir şekilde.
Üstümden saten pijamalarımı çıkararak dolabıma ilerledim. Çok hazırlanmış gibi gözükmek istemiyordum, hatta eşofman bile giyebilirdim fakat evime bir deltanın gelecek olması beni gerdiğinden sanırım kendime biraz çekidüzen versem iyi olurdu. Bu yüzden altıma kargo pantolon üstüme ise basit, baskısız bir tişört giymiştim.
Sıkmak için parfümümü elime aldığımda duraksadım. O bana kokunu saklama demişti. Kokum hoşuma gitmediği halde bunu nasıl yapabilirdim ki? Çoktan istemsizce boynuma iki fıs sıkmış ve tekrardan masamın üstüne koymuştum parfümümü.
Tekrardan mutfağa geçip keki kalıbından çıkarmak için eldivenlerimi giydim. Ters çevirip üstüne birkaç kez patpatlayınca kek kolayca saklama kabına düşmüştü.
İkram etmeden önce tadına bakmak için bir dilim kestim. Alt tarafından bir ısırık aldığımda gelen kömürümsü tatla birlikte yüzüm buruşmuş ve akabinde gözlerim büyümüştü. Kekin alt tarafları yanmıştı!
Hemen çöpe koşup ağzımdaki varlığı tükürdüm ve hızla kekin yanan alt taraflarını kesmek için elime bıçak aldım. Neredeyse bütün tezgah kek kırıntılarıyla dolduğunda ben yanan ve çöpe atılacak kek kalıntılarını sağlam olan kek kalıntılarından ayırmaya çalışıyordum.
Tam tezgahı toparlamaya başladığımda çalan zille beraber yerimde dondum kaldım. Gözlerim saate kayarken çoktan buluşacağımız saatin geldiğini ve bunca zamandır vaktimi bol keseden harcadığımı fark etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gasoline | chanmin
FanfictionÜlkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.