1.1

8.6K 837 136
                                    

Terden dolayı alnına yapışmış saçlarını koluna silip derin bir nefes aldı genç omega. Önündeki engele bir yumruk daha savurduğunda çalıştığı odanın kapı açılma sesi gelmiş fakat oralı olmamıştı. Dirseğiyle kendine doğru hareket eden engeli geri savurdu.

"Seungmin telefonun çalıyor."

Sesli bir nefesi burnundan bırakmasıyla birlikte bakışlarını kapıya çevirdi. Eunwoo kapıda dikilmiş elinde onun telefonunu tutuyordu. Ona doğru hareketlendi.

Telefonu alfanın elinden almasıyla ekranda yazan ismi görmüş ve çağrıyı yanıtlayarak kulağına dayamıştı.

"Efendim Lix,"

"Minie ne yapıyorsun?"

Sesli bir şekilde soluklandı ve cümlesini toparlamaya çalıştı. "Spor yapıyordum, sen?"

"Ah, o zaman hemen duşa girsen iyi olur. Çünkü çok iyi bir yer keşfettim ve bu gece benden güzel bir içki hediyesi alıyorsunuz!"

Duvardaki saate baktı Seungmin. Saat henüz yedi buçuktu ve o şimdiden kaslarının sızım sızım sızladığını hissediyordu.

"Yarın yapsak." diye mutsuz bir sesle mırıldandı. "Bugün daha sporu bitirmedim ve şimdi bile çok yorgunum."

"Hadi ama Minie! Diğerleri kabul etti bile. Ben ısmarlayacağım diyorum. Bir daha bu fırsatı yakalayamazsın bak. Söz akşam sana ben masaj yapacağım."

Felix'in bu sözleriyle birlikte güldü. Arkadaşı masaj yapmaya garip bir şekilde bayılıyordu. Her ne kadar eve gidip uyumak istese de arkadaşını kırmak istemedi bu yüzden.

"Peki, tamam. Yarın boş günüm zaten, bugünü size ayırabilirim."

"Sen bir tanesin be!" diye bağırdı hattın diğer ucundan Felix. Arkadaşının bu haline gülerken vedalaşmışlar ve saat dokuzda Felix'in konumunu attığı yerde buluşmak üzere kapatmışlardı telefonu.

Seungmin yerden su şişesiyle birlikte havlusunu alıp omzuna attığı sırada hala kapının önünde dikilen Eunwoo konuşmaya nasıl başlayacağını bilmiyordu. Hala sessizlik içinde orada öylece beklerken Seungmin soyunma odasına geçmek için kapıya doğru hareketlendi fakat kapının önünde duran Eunwoo yolu kapatıyordu.

"Geçebilir miyim?" diye mırıldandı Seungmin. Geçenki olaydan sonra dikkatli davranıyordu ona karşı.

Eunwoo ise yüzüne bile bakmayan omeganın yüzünden ayırmıyordu gözlerini. Seungmin yere bakarak kapıyla kendi arasında öylece dikilmeye başlamıştı.

"Seungmin,"

Eunwoo'nun seslenmesiyle sadece rahatsızca dudaklarını yalamıştı Seungmin. Eunwoo ise dayanamayarak elini omeganın çenesine atmış, başını yukarı kaldırmıştı.

"Neden beni yok sayıyorsun?"

Çenesindeki el ile şaşkınca gözlerini birkaç kez kırpıştıran omega, deltanın bu teması dahi hissedebileceği korkusuyla başını geriye çekti.

"Yok saymıyorum."

Eunwoo'nun eli yere düşerken omeganın neden birden kendini temaslardan kaçındırdığını merak ediyordu.

"Bak, geçenki olaydan ötürü mahçup hissediyorsan ben onu unuttum bile. Sana takık bir adamı dert edecek değilim. Delta olsa bile."

Seungmin o günki yumruğun alfa tarafından tamamen yanlış anlaşıldığını biliyordu. Tabii kendini yanlış lanse ettiğini de. O gün eğer Eunwoo'nun temaslarını sanırım spor böyle yapılıyor diye düşünmeyip geri savursaydı şu an onunla flörtleşmeye çalışan alfaya da mantıklı bir açıklaması olabilirdi.

gasoline | chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin