𝟏𝟔

272 26 4
                                    

Sabah, biraz ilerlemiş saatlerde uyandım. Isa hala gelmemişti ve belliki Carlos ile eğlenceli bir gece geçirmişlerdi, bu düşünceyle kıkırdadım. Umarım iyilerdir diye geçirdim aklımdan ve daha sonra odamda Lando'nun uyuduğu geldi. Kahvaltı hazırladıktan sonra onu uyandırmak mantıklı olur diye düşündüm. Hem biraz daha dinlense onun için sorun olmazdı.

Başım delicesine ağrıdığı için bir hap alarak güne başladım. Belki Lando'nun da ihtiyacı olabilir diye odanın kapısını araladım. Mışıl mışıl uyuyordu. Başındaki komidine bir bardak su ve ağrı kesici koydum. Tekrar ona baktım. Dağılmış kıvırcık saçları yüzüne doğru düşmüştü, çok sevimli görünüyordu. Gözlerim aşağıya doğru kaydığında üstsüz yattığını fark edince şaşkınlıkla ağzımı kapadım. Neden şaşırdığımı da bilmiyordum, ona pijama vermemiştim ve haliyle Barselona sıcağında üstsüz yatmıştı, bundan daha doğal bir şey olamazdı. Usulca parmak uçlarımda yürüdüm, son bir kez ona baktım ve odadan çıktım. O geceden sonra onu tekrar üstsüz görmek kendimi tuhaf hissettirdi.

Akşamki cümlelerini tekrar düşündüm; "Hala çirkin mi görünüyorum, hala ilgini çekemiyor muyum?". Ona böyle konuşmayı bırak, bu şekilde hissettirecek hiçbir şey yapmamıştım. Sarhoştu ve muhtemelen saçmalamıştı. Başka bir ihtimal olamazdı.

Balkona çıkıp biraz oturdum. Barselona sokaklarındaki insan uğultuları, araba sesleri ve kavurucu güneş sayesinde uykum açılmış gibiydi. İçeri geri döndüğümde odamın kapısı hala kapalıydı, bende bunu fırsat bilerek mutfakta kahvaltı hazırlamaya karar verdim. Yapılabilecek en basit kahvaltılardan biri olan Fransız usülü tost ve çay hazırlamaya başladım. Aklım bir yandan hala Isabella'daydı. Ona mesaj attım.

✉️
𝐀𝐥𝐞𝐬𝐬𝐢𝐚: Bel, hala uyuyor musun? Carlos ile birlikte misiniz?

𝐈𝐬𝐚𝐛𝐞𝐥𝐥𝐚: Hayır ama yataktan kalkamıyorum, Carlos tarafından sarmalanmış durumdayım ;) Peki ya sen Lando ile gecen nasıldı?

𝐀𝐥𝐞𝐬𝐬𝐢𝐚: Tanrım benimle dalga geçiyor olmalısın ve hayır Lando ile ayrı odalarda uyuduk. Ayrıca eve döndüğünde neler olup bittiğini bana anlatacaksın!

Carlos ile bu kadar hızlı ilerlemeleri iyi bir şey miydi, bilemiyordum. Daha kendi ilişkilerime çeki düzen verememişken Isabella'nın hayatına karışmam saçma olurdu. Carlos ile tek gecelik bir şey miydi yoksa dün gece bir ilişkinin başlangıcı mıydı, hiçbir fikrim yoktu. İlerleyen günlerde neler olacağını görecektik.

Hazırladıklarımı masaya koyarken Lando odanın kapısında belirdi. Dağılmış ve aşırı derecede yorgun görünüyordu. Gözlerinden birini ovuşturarak "Günaydın" diye mırıldandı. Karşılık verdiğimde ise lavabonun yerini sordu ve oraya gitti. Yaklaşık beş dakika sonra biraz daha düzelmiş bir şekilde gelip masada karşıma oturdu. "Hap için ve bu güzel kahvaltı için teşekkürler Alessia, uyandığımda berbat hissediyordum, sen iyi misin?"

"Sebepsizce iyiyim, ve rica ederim." kahvaltı yaparken derin bir sessizliğe gömüldük. Dünki tartışmamızı hatırlayacak kadar ayıktı diye düşünüyordum ama konuyu tekrar açmak istemedim. Bir süre sonra sessizliği o bozdu; "Carlos ve Isabella'dan haber var mı?" gülümsemeyi de ihmal etmedi. Isabella ile mesajlaştığımı ve hala yan yana olduklarını söyledim. Kısık bir sesle güldü. "Carlos, Isa'yı üzmez umarım." açıkcası ağzını yoklamak istedim. Çünkü Carlos ile uzun bir süre vakit geçirmiş, iki sene boyunca McLaren'da birlikte sürmüşlerdi.

"Hayır, Carlos çok romantiktir. Açıkcası ondan tavsiye aldığım zamanlar oldu." daha sonra gaf yapmış gibi kızardı ve önündeki tabağa gömüldü. Ona kızamazdım, sonuçta hayatına ilk giren veya son giren kız da ben olmayacaktım. Anladım der gibi başımı salladım. Söylenmemiş birçok söz aramızda çığ gibi birikti ama biz konuşmamayı tercih ettik.

𝐎𝐛𝐬𝐞𝐬𝐬𝐢𝐨𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin