angut gibi aşık olmuştum işde, hayat garipti, koreli ünlü şarkıcı ve mafya jungkol abeseyoya aşık olmuşken suga da bana yürüyordu ve ben ikisine de yürümek istiyordum of tanrım napıcam ben. bu sırada kız kardeşim başıma bela olmuştu ve minik emo kal...
Sabah alarmın sesi ile uyandım. Alarmı alıp duvara vururken annemin "galk kız saat kaç oldu?" sesi ile yerimden doğruldum.
Bu arada kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Elisa, 21 yaşındayım ve konservatuar okuyorum. İngilizce ve korece biliyorum. Şu sıralar bir şirkette stajyer olarak görev yapmaktayım.
Ahhh bu kadar bilgi yeter şimdi kalkıp hazırlanmam lazım. Üstüme hemen tatlı bir elbise giydim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hemen sade bi makyaj yapıp lip gloss ve rimel sürdüm olamaz çok geç kalmıştım! Annemin benim için hazırladığı tostu bento boxa koyup çantama koydum. "Ben çıkıyorum anne."
"Tamam kızım geç kalma hadi iyi işler!" Annem babam bizi terk ettikten sonra bana ve kız kardeşime (Zeynep) tek başına bakmıştı o iyi bi anne ve iyi bir insandı.
Otobüse binince bi tane teyze bana yer verdi bi sonraki durakta ineceği için. Sanırım yaşımdan biraz küçük gösterdiğim için insanlar liseli olduğumu sanmıştı ah çok utanç verici, aish!
Şirketin önünde durunca hemen kartımı okutup içeri girdim. Burası koreye bağlı bir türk şirketiydi, ortaklarından birisi seuldeydi. En yakın arkadaşım Cansunun yanına gittim. "Günaydın canım."
"Günaydın."
"Ne var ne yok."
"İyidir."
"Sen bana tripli misin Cansu?"
Cansu sadece "aish" diyip yanımdan ayrıldı. Ne oluyor ya!!!! Neyse, sakin olmalıyım bugün benim ilk iş günüm. Bir anda sırtımda bi el hissettim. "AAA Berk Bey ne oldu?"
"Odama gelir misin Elisa seninle bişi konuşucam."
"Tamam berk bey." Hemen dosyaları alıp odasına gittim. Bana kapıyı kapatmamı işaret edince kapattım önündeki sandalyeye oturunca berk beyin kasları gözüme takıldı o yakışıklı bi adamdı. "Evet berk bey sizi dinliyorum."
"Elisa benimle koreye gelmen lazım aslında cansu ile gidicektim ama onun yerine seni seçtim çünkü sen amerikanca ve korece biliyorsun bu işimize yarayabilir orada ne de olsa seul büyük şehir."
"Omo! Ama berk bey ben bilemedim ki... Nasıl olur."
"Eğer gelmek istersen maaşına %50 zam yapıcaz."
"Hmmm ben biraz düşünim berk bey olur mu?" berk tamam dediğinde odasından çıktım kendi odama geri döndüğümde düşünceliydim belki de bu iş fırsatı benim için çok iyi olabilridi hem zeynep için de kore kırtasiyelerden kawaii eşyalar alırdım. Cansu odama girince kaşlarımı çatıp gözlerimi devirdim. "Ne oldu cansu?"
"Seni şıllık! Berk beyi etkileyip koreye gitmeyi planlıyodun di mi? ama bende gelicem, ne yapıcam ne edicem gelicem!"
"Ne diyorsun cansu yaaaa! Laflarına dikkat ettt, ben berk beyi etkilemiyorum, berk bey beni seçti çünkü ben 2 dil biliyorum ama sen bilmiyosun koreye gitsen nasıl konuşacaksın aish! Lütfen arkadaşlığımıza zarar verme... seni sevdiğimi biliyosun."
