"ben sana izin verene kadar bir yere kıpırdamayacaksın beomgyu"
"t-tamam"
"Mesajları ona sen gönderdin, tehditi sen yapıyorsun, hatta uzun süredir de bana anonim olarak yazan sensin... Anlıyorum",
Nefesi aniden kesilen gencin başından aşağı kaynar sular dökülmüş, rüyada olup olmadığını sorguluyordu.
"ama bu problem değil,"
Sesinin tonundaki sakinlik ve umursamazlık genci gereğinden fazla gererken, neler olduğunu ve neden bu kadar az tepki verdiğini anlamaya çalışıyordu. Kafası çok karışıktı, anlam veremiyordu.
"bugün birkaç dosyamı evde bıraktığımı fark ederek öğlen gibi eve uğradım"
Kahve saçlının gözleri büyüğün keskin gözlerinde geziniyor, bir anlam çıkartmaya çalışıyordu gerginlikle.
"dosyayı buldum, bu sefer de kartımı bulamadım."
İkili aralarında kart konusunda anlaşmazlık yaşamazdı, aynı evi paylaştıkları gibi birçok konuda sahip oldukları şeyler ortak olurdu onlar için.
"sonra döndüm dolaştım, turladım tüm evi. Dedim ki belki beomgyu'nun komodininde bir yerdedir, neden olmasın?"
Büyük olan yavaş yavaş ellerini gevşetmeye başlarken, diğeri ise kafası karışık bir şekilde istemsizce tekrar sıkılaştırıyordu ellerini. Anlayamadığı bir gerginlik tüm vücudunu kaplamıştı ve birazdan ne olacağını kafasında kestiremediğinden, ses çıkartmadan beklemişti büyüğün konuşmasını.
"komodinini biraz karıştırdım kusura bakma, bulamadım kartımı"
Gencin ellerini bırakıp salmıştı artık. Arkasını dönerek hiçbir şey olmamış gibi kendi çekmecesine yürümüş, arkasında kalan oğlanı anlamaz bakışlar ile ortada bırakmıştı.
"ama bunu buldum"
Eğildiği komodin çekmecesinden çıkarttığı küçük çizim defteri ile arkasını döndü.
Ve şimdi birkaç adım uzağında kalan oğlanın bakışları anlamsızlıktan uzak, korkuya dönmüştü aniden. Farkına vardığı anda gözleri büyümüş, ağzı açılsa da kelimelerini kullanamamıştı. Yerinde kitlenip durduğunda ona yaklaşan siyah saçlının yüz ifadesini inceledi.
Siyah saçlı, tek eli eşofmanının cebindeyken, diğeri ile de içinde kendisinin ve kahve saçlının olduğu çizimlere bakıyordu.
Uygunsuz çizimler.
Kendisine daha da yaklaşacağını düşündüğü sırada, büyük olan hemen yanında olan gencin yatağına oturmuş, elini arkaya yaslayarak rahat bir pozisyonda durarak çizimleri incelemeye devam etmişti sakince.
Gözleri sayfanın her bir yanında geziyor, korkutucu derecede detaylı olan çizimleri inceliyordu.
Ayakta dikilen gencin tüm vücudu ve yüzü stresten yanmaya başlamış, ağlamamak için tuttuğu nefesi ile hiçbir şey yapmadan, yatakta oturan siyah saçlıyı izliyordu. Kafayı yiyecekti, bulmasını beklemiyordu.
Belki de her hafta yeni çizimler eklemiş, aylar boyu doldurmuştu defterin sayfalarını. Bazen farklı kağıtlar kullanmış, katlayarak defterin arasına sıkıştırmıştı özensizce.
Yatağa yasladığı elini kaldırarak sayfayı değiştirdi büyük olan. Bir süre gözlerini gezdirmeye devam etmiş, yüzüne hiçbir anlaşılabilecek tepki koymadan tüm kalem darbelerini inceliyordu.
"h-hyung, ben-"
Ayakta dikilen çocuğun bakışlarının kendi üstünde olduğunu fark etse de, stresten titreyen sesini umursamadan ve onu tınlamadan bir sonraki sayfaya geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nervous, yeongyu
Romanceaynı yürek, farklı inançlar; belki de uzakta aradığım sensindir.