🎀Büyük olan, arabasını apartmanın önüne park ederek yerinden kalktı ve arabadan indi. Kapıya doğru adımlarken geriye dönerek anahtarı uzatması ile araba kitlendiğine dair bir ses çıkarttı sessiz sokakta.
Adımları soğuk apartmanın içerisini bulduğunda asansöre doğru yürüdü ve 3. katta olan asansörü çağırmak için düğmeye tıkladı. Merdiven altında birikmiş olan bisiklet yığını görüntü kirliliği yaratsa da apartman yöneticisi tarafından hiçbir zaman umursanmamış, yer kaplamaktan başka işe yaramamalarına sebep olmuştu.
Çocuk bisikletlerinin arasında diğerlerine oranla daha büyük olan kırmızı bisiklet ise hafiften eskimiş pedalları ve gidonu ile göze çarpıyordu. Genç olanın zamanında hyung'una ısrarla aldırdığı ve korkudan sadece birkaç kere binebildiği bisiklet.
Küçükken bisiklet süremediğinden dolayı içinde her zaman heves olarak kalmıştı kahve saçlının. Süremediğini fark ettiğinde ise hyung'undan onlarca kez özür dilemiş ve doğal olarak mahcup olmuştu. Büyük olan ise bunu sorun etmemişti, aksine beraber dışarı çıktıkları yaz akşamları bisikleti kendisi sürer, önüne de genci alarak yolculuklar yaparlardı.
Fakat kışın getirdiği uygunsuz hava şartları nedeniyle bisikleti birkaç ay öncesi merdiven altına atmış ve orda bırakmışlardı. Arada bir apartmana gizlice girip bisikletin kornasını çalmaya çalışan çocuklar yüzünden ise bisikletin kornası maalesef yoktu. Onun yerine ne zaman beraber akşamları bisiklet sürseler genç olan eğlenerek bağırır, korna görevini üstlenirdi.
Asansörün zemin kata gelmesiyle kendini içeri atarak tekrar 3. kat düğmesine tıkladı ve sırtını aynanın olduğu yere yasladı. Üşümüştü, hava almak ve geceleri manzarayı izlemek amacıyla dışarda uzun saatler kalmayı severdi ama arabadan çıktığında soğuğun sert gerçekliği kaçınılmaz olurdu.
Ekran 3. katı gösterdiğinde ittirerek demir kapıyı açmış ve dairelerine ilerlemişti. Beomgyu'nun kahve botları kapının önünde dururdu ve asla evin içerisindeki ayakkabılığa bırakmazdı. Büyük olan nedenini sorduğunda ise beraber yaşadıklarının belli olmasından hoşlandığını söylemişti.
O günden sonra büyük olan da ayakkabılarını küçüğününkilerinin yanına bırakarak içeri almayı kesmişti. Genç olan bunu zamanla fark etmeye başladığında ise yüzünde güller açmış, gülümseyerek hyung'una sıkı sıkı sarılarak onu önemsediği için teşekkür etmişti. Evdeki ayakkabılık ise boyanıp raf olarak kullanılmaya başlanmıştı.
Tıklattığı kapının hemen açılmamasıyla cebinden evin anahtarını çıkartarak kapıyı açmıştı. Siyah botları dışarıda kalacak şekilde eve girmiş ve soğuktan sıcağa geçmenin etkisiyle içi titremişti.
Kapıyı kapattıktan sonra arkasını dönmesi ile hemen dibinde biten boncuk gözlü çocuk kendisine biraz alttan gülümseyerek bakıyordu.Boy farkları çok fazla değildi ama kendini açıkça belli ediyordu. İkisi de bunun farkında olmasa da bir diğerinin hoşuna gidiyordu.
"Hoş geldin." dedi kahve saçlı, diğerinin siyah atkısını çözmeye başlayarak. Bunu bir alışkanlık haline getirmişti ve farkında değildi. Ne zaman hyung'u eve gelse hemen yanına giderek üstündekilerini çıkartmasına yardımcı olurdu ve sorular sorardı. Özlediğinden de olabilirdi.
Siyah saçlının farkında olmadığı şey ise ne zaman küçük olan yanında bitip ona yardımcı olsa hemen elini küçüğün beline atar ve bir şey demeden sessizce onun kendisine yardım etmesini izlerdi.
Şu an da olduğu gibi, iki elini de küçüğün beline sıkıca sarmış ve gülümseyen bedeni izliyordu kendisi de gülümseyerek. Küçük olan çıkarttığı siyah atkıyı hemen yanlarındaki askılığa atmış ve kollarını hyung'unun boynuna dolayarak sımsıkı sarılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nervous, yeongyu
Romanceaynı yürek, farklı inançlar; belki de uzakta aradığım sensindir.