2 saat sonra
Eve gidiyordular, Çınar rahatsız olunca Orkun sözünü tutup eve götürmeyi tercih etmişti. Arabası yoktu sadece motoru vardı, bu nedenle arabayı babasından almıştı. Normalde Miran'dan isterdi, ne de olsa onun arabası vardı. Ancak kuzeninin sözlerini hatırladığı için arabasını istememişti, vermeyeceğini iyi biliyordu.
Şimdi de ikizler Çakırbeyli Malikanesine gidiyordu, yol boyu sessizlerdi. Çınar duyduğu şeyleri sindirmeliydi, bu görevde abileri de vardı. Orkun'dan taaa baştan beri haberleri vardı, neyin ne olduğunu da iyi biliyorlardı. Bu şeylere ek olarak Rüzgar'ın ona olan sevgisini öğrenmişti.
Orkun : Çınar bu şeyleri kimseye anlatamazsın, anlatma tamam mı?
Dediğinde genç adam başını olumlu yönde sallamış vede yerinde hafif kaymıştı. Uyuyup dinlenmek, en önemlisi de düşünmek istiyordu. Başı çok ağrıyordu, gerçekler yüzüne çarptıkça midesi bulanıyordu. Mümkünmüş gibi Ceylan hanımdan biraz daha iğrenmişti. Orkun parmağını hafif direksiyona vururken konuştu.
Orkun : Uyurken kapını kilitle ve uyumadan önce bana mesaj at. Zaten seni düşünmekten uyku tutmuyor, bari bana bilgi geçte rahat edeyim.
Çınar : Beni seviyorsun.
Dedi parlayan gözlerle, ikiz kardeşine çok güzel bakıyordu. Orkun'sa derin bir nefes alarak başını olumlu yönde sallamıştı, gözleri sadece yoldaydı.
Orkun : Çınar sen benim kardeşimsin, en önemlisi de ikizimsin. Seni sevmeyeceğim de kimi seveceğim ha? Ben bu lanet görevi bile sen varsın diye "bir ikizim var" diye kabul ettim yoksa ben ailemle çok mutluyum.
Çınar : Cidden mi?
Orkun : Evet hem sende gördün eşim var, hamile biliyor musun? Çocuğum olacak, şuan isim düşünme aşamasındayız. Heyecanlıyım, mutluyum. Tek umudum seninde birgün aynı mutluluğu bulmandır.
Çınar : Beni kimse sevmiyor ki, sevgilim olması imkansız.
Orkun : Niçin yani seni niye sevmiyorlar?
Çınar : Selvi yüzünden, her daim mutlu olmama engel oluyor. Bende pes ettim, onlar varken mutlu olamam. Hakan amcam bile bizi terk etti, buna rağmen nedense dedem Ceylan hanımı boşamıyor. Amcamda geri gelmiyor, biz hep dışarıda görüşürdük. Beni tek Hakan amcam severdi.
Dedi titrek bir nefes alarak, amcasını istiyordu. Babadan çok amcasını severdi, hem amcası buraya temelli dönerse onu yanına alacaktı. Söz vermişti, Hakan Bey yeğenini aileye daha fazla yem etmeyecekti. Ancak işten kaynaklı dönemiyordu, doktordu. Kafasına göre çıkıp gelmesi zordu, bunu bilen Çınar herşeye rağmen amcasının birgün geleceğini biliyordu.
Çınar : O beni seviyor, bende onu seviyorum.
Dedi yeniden, amcasına çok güveniyordu. Orkun ikizinin masum haline istemsizce gülümsemişti, ikizi çok şirindi. Çokta çocuksuydu. Bir süre sonra eve vardıklarında korumalar demir kapıyı açtı, zenginlerdi. Her yer koruma doluydu ama bazen hiçbir halta yaramazlardı. Evin tam önünde durdular, çıkılması gereken büyük merdivenler vardı.
Çınar : Yanımda kalır mısın?
Dedi mırıldanarak, utandığı için yanağı kızarmıştı. Orkun ona kıyamıyordu, zarar görmesini de istemiyordu. Işte o anda kapı açılınca merdivenlerin tepesinde Murat Bey'i görmüştü, onu gören adamsa çocuk misali sevinmişti. Iki oğlu da gelmişti, yan yanalardı. Çınar'sa masum çıkan sesiyle "lütfen beni kırma!" demişti, tek kalmak istemiyordu. Şuan sadece ikiz kardeşine güveniyordu, babasına güvenle yaslanmaya cesareti yoktu. Zaten şimdiye dek çok hasar almıştı, yeniden hasar alma ihtimali çok yüksekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Yarım 1'e Çeyrek Kala " Kurt Kapanı!"
JugendliteraturKurt kapanı.... Asıl suçlu tam olarak kimdi? Kimi suçlamalıyız, gerçek olanı mı yoksa bize aile olanı mı? Hadi birlikte bulalım! " Herkes öldürür sevdiğini Ama herkes öldürdü diye ölmez!"