Çınar Çakırbeyli...
Hâlâ aileyle kalıyorum, aile... En azından Sönmez ailesi iyi bir aileydi, kardeşim cidden şanslıymış. Şuan salonda oturuyoruz, Osman Bey ise aniden gelen mesaj sonu hızla evden çıkıp gitmişti. Kim bilir ne oldu, acaba Orkun'a mı bi zarar geldi? Ya zarar geldiyse, ya üzgünse? Zaten içimde bi sıkıntı var, ne oldu acaba?
Zaten babama karşı kızgındı, pardon Murat Bey'e karşı! Ona baba demek olmaz, olmamalı. O kadar aptaldı ki ben bile onun yerine üzülüp utanıyordum.
Zaman atlaması
Yazardan devam:Osman Bey, Miran'dan gelen konuma hiç düşünmeden gelmişti. Hakan Bey'se ikilinin ricasıyla yanlarından ayrılmıştı sonra müsait bi günde Miran ile konuşabilirdi, şuan hiç müsait değillerdi.
Atılan konuma gelmiş olan Osman Bey ileride durmuş olan araca yol aldı, ikili araç içindeydi. Hava soğuktu, yağmur bile başlamıştı. Miran şöför koltuğundayken Orkun ise arka koltukta oturuyordu. Başını geri yaslamış gözleri kapalı duruyordu, dudağı Hakan Bey tarafından tedavi edilmiş olsa bile acısı olayı unutturmuyordu. Tek bir tokat yedi zoruna gitti, belki de kardeşi defalarca tokat yemişti. Peki ya o ne hissetmişti, tokat yerken canı Orkun'un ki kadar yanar mıydı? Orkun'un hem canı yanmış hemde kendi elleriyle aileye karşı ördüğü duvar yerle bir olmuştu.
Osman Bey cama vurup geldiğini belli etti, bununla Miran arka koltuğu işaret edince çatık kaşlarla kapıyı açıp araca bindi. Işte o anda fark ettiği şeyle kalbi teklemişti, hemen oğlunun nazikçe çenesini tutup kendine çevirdi.
Osman B : Dudağına ne oldu? Kavga mı ettin? Kim vurdu?
Dedi sinirle dişlerini sıkarak, birinin ona vurdu düşüncesi canını sıkmıştı. Sinirden burnundan soluyordu, birden bire boynuna sarılan oğluyla irkilse bile sonradan toparlanıp nazikçe saçlarını karıştırarak tekrar konuşmuştu.
Osman B : Kim yaptı? Kim buna cürret edebildi ha? Bi isim ver hemen haddini bildireyim. Benim oğluma dokunmak neymiş hesabını sorayım.
Orkun konuşmuyordu sadece burnunu çekerek babasına sığınmıştı, sarılıp güvende hissetmek istedi. Bu adam ona bir kere dahi vurmazken, dokunmaya kıyamazken Murat Bey direkt tokatı basmıştı. Çınar sanıp vurmuştu ama o Çınar değildi. Gerçi olsa bile fark etmezdi, haksız yere kimse kimseye vuramazdı. Osman Bey yavaş yavaş saçlarını severken sakinleştirici sözler saf ediyordu. Oğlu korkmuştu, bunu direkt anlamıştı. Zaten evladını çok iyi tanırdı, gözlerine baksa derdi olduğunu hemen anlardı. Trip atacak olsa ilk fark eden Osman Bey olur, bile bile onu nazlardı. Çocukluktan beri fazla nazlı büyümüş, kuzeniyle oynayıp durmuştu.
Kuzeniyle abi - kardeş olmuştu, çokta severdi. Öz abisi gibi görür, kimseye diyemediği derdini ona derdi. Çünkü bilirdi ki Miran abisi hep onun ardında duracaktı, canını hiç yakmazdı. Laf dalaşına girerlerdi de bir kere bile birbirlerine el kaldırmazdı. Aksine hep birbirlerini koruyup kollarlardı, biliyordu ki olay sırasında Miran olsaydı asla tokat yemesine müsade etmezdi. Yiyemeden karşısında kim var demez direkt tokatı basardı, yetmez birde döverdi. Göz göre göre zarar görmesine izin vermezdi.
●●●●●●
Osman B : Seni o eve yollamayacağım, zaten ne halt oldukları çözüldü. Polisler suçluları bir bir alacak. Elimizde Ceylan denilen kadının itirafı da var, Miran gizli çekmiş bize ulaştırdı.
Dedi sakinleşmiş olan oğluyla konuşurken, Orkun daha iyiydi. Sadece mavi gözlerinin etrafı kızarmaya yüz tutmuştu, elbette ki ağlamıştı. Şuan durgundu, suskundu. Tek dinleyicilik yapıyordu, Osman Bey ise onun saçlarını sevmeye devam ediyordu. Bu arada Miran'ın dikiz aynasından beri ona baktığını başını kaldırıp bakmasa bile biliyordu. Daha doğrusu hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Yarım 1'e Çeyrek Kala " Kurt Kapanı!"
Teen FictionKurt kapanı.... Asıl suçlu tam olarak kimdi? Kimi suçlamalıyız, gerçek olanı mı yoksa bize aile olanı mı? Hadi birlikte bulalım! " Herkes öldürür sevdiğini Ama herkes öldürdü diye ölmez!"