bu bölümü yazarken playlistten karışık şarkı çalıyodu sonlara doğru beauty in death çalmaya başladı öyle denk gelince biraz uyumlu bulduğumdan kullanmak istedim ama sözlerini kullanmadım sadece şarkının birkaç cümlesinden birazcık ilham almış olabilirimm
Jisung'dan
minho'nun yanından ayrıldıktan sonra kulaklığımı takıp yolda boş boş yürümeye başladım. her şey o kadar tuhaf geliyordu ki... annemin ölümü çok da umrumda değil ama babamı kolay kolay atlatabileceğimi sanmıyorum. ve artık gerçekten özgürüm. gerçekten tamamen özgürüm. beni zorbalayarak psikolojimi bozacak kimse yok. ama yine de tuhaf hissettiriyor. onların artık hayatımda olmaması tuhaf hissettiriyor. her ne kadar iğrenç insanlar olsalar da hayatımda olmalarına o kadar alışmıştım ki... tuhaf hissediyorum.
sanırım tuhaf hissetmemde birini öldürmemin ve bu birinin annem olmasının da katkısı var. o an bana ne olmuştu bilmiyorum. minho'nun yanındayken bana ne oluyor bilmiyorum. onun yanındayken dünyanın en özgüvenli ve en özgür kişisi oluyorum. hiçbir şeyden korkmuyorum, sanki ne kadar suç işlesek bile kimse bunu öğrenemeyecek gibi hissediyorum.
ama onun yanından ayrıldığım anda içimdeki özgüvensiz ve hatta biraz da olsa mantıklı düşünen jisung ortaya çıkıyor. onun yanında değilken içimden bir ses hep onu hayatımdan çıkarmam gerektiğini söylüyor ama onun yanına gittiğimde bu his tamamen gidiyor.
ve felix... tek istediğim bu yaşananları felix'in öğrenmemesi. gerekirse polis bile öğrensin ama felix öğrenmesin. bana o kötü gözle bakmasını istemiyorum. beni hala o masum jisung olarak görsün istiyorum. ama bundan sonra ben bile eski masum jisung olamayacağımı düşünüyorum. son zamanlarda felix'le konuşmalarımı iyice azalttım çünkü onun benden etkilenmesini istemiyorum. ben bir suçlunun tekiyken felix gibi masum bir insan neden benimle kirlensin ki?
bunun dışında artık kendim gibi davranamayacağımdan da eminim. ailem olmadığı için oldukça özgür olacağım evet ama bunun beni kötü etkileme ihtimali var. minho'yla takılmaya devam edersem gittikçe daha çok ona benzeyeceğim. benzedim zaten benzeyeceğim kadar ama... bu saatten sonra onu hayatımdan çıkarırsam bana ne yapacağını bilmiyorum, öldürebilir bile. bu yüzden onu hayatımdan çıkarmayacağım ama felix'ten biraz uzaklaşmak istiyorum çünkü dediğim gibi o masum.
ben bunları düşünürken felix'ten mesaj geldi. saat gece 1'di ve felix bana uyuyamadığını, canının sıkıldığını ve yanına gelmemi yazmıştı. "belki video oyunu falan oynarız jisung canım çookk sıkılıyor geeellllll😿" "seni özledim zaten uzun zamandır gelmiyosun yanıma..." felix'in yaptığı, dediği her şey artık çok masum gelmeye başlamıştı. bu yaşananlardan sonra felix'in bir bebekten farkı yoktu gözümde, yeni doğmuş bir bebek kadar savunmasız ve masumdu.
felix'in mesajlarına üstten bakıp kendi evime doğru yürümeye başladım. belki sabah giderdim onun yanına çünkü şu an gidersem moralimin bozuk olduğunu fark edip o da üzülecek. eve gittim ve üzerimi değiştirip yatağa uzandım. uyumaya çalışsam da yarım saatten fazla uyuyamadım.
ertesi sabah canım pek bir şey istemediğimden kahvaltı etmedim. felix'in mesajlarına cevap yazıp ona gitmeye başladım. üzgün ve durgun olmamaya çalışacağım zaten felix'le birlikteyken bu üzgünlüğü üzerimden atacağımı düşünüyorum. felix o kadar özel birisi ki onun yanında üzgün olmak imkansız.
ben yolda giderken birden birkaç adam bana yaklaştı ve kollarımdan tutup beni kelepçelediler. ne olduğunu bile anlayamadan çoktan kelepçelenmiştim.
"NE OLUYOR YA?!"
bir yandan bağırırken bir yandan da kelepçelerden kurtulmaya çalışıyordum. o sırada adamlardan biri gelip beni sıkıca tuttu ve cebinden kimlik tarzı bir şey çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kill your parents | minsung
Fanfictionintihar etmek üzere olan jisung çatıda minho adında tuhaf ve hatta biraz da tehlikeli bir adamla karşılaşır ve bir anlaşma yaparlar. "o gece beni intihar etmekten kurtardın ve beni kendi ellerinle ölüme teslim ettin." ★Angst. ★İnt!har, aile içi prob...