özel bölüm⭐

53 5 24
                                    

Sizce aşk nedir? Bağlanmak? Gülebilmek? İşte ben minik bebeğimi kaybettikten sonrasını yaşamadım.

4 yıl sonra

"Minho ilaçlarını aldınmı?"

"Hayır getirmediler çünkü."

"Ama senin alman gerek."

"Kölenizmi var?"

"Senin varmı?"

"Var."

"Kim?"

"Sen."

Jisungun ölümünden sonra hastaneye yatırıldım.Öfke problemlerim artmıştı ve artık kendimde değildim, Chan hyungun dediğine göre sürekli içip kafayı buluyormuşum daha skbrada jisungun mezarının başında uyuyormuşum. Evet ona hala ilk günkü gibi aşığım ve özlüyorum. Belki 4 sene azdır ama ben o yokken nefes aldığımı hissetmiyorum.
Sadece onu özlüyorum.

Hastane odamda bir tane radyo var, ve cam camın önünde iki sandalye ve masa, sandalyenin sağ tarafına geçip oturuyorum. Gözlerimi kapatıyorum ve o şarkıyı açıyorum. -The end of the world-

Bana jisungun kokusunu getiriyor, özlemim gitmiyor artıyor ama sesi kulaklarımda dudakları dudaklarımda ellerim elimde. Güneşin yüzüme vurmasına izin veriyorum ve yaşların akmasına veriyorum. Belki benim solumda oturuyordur, elimi tutuyordur, bana bakıp birdaha kimsede göremeyeceğim gülümsemeyi veriyordur. Artık o gülüşü fotoğraflarda görüyorum. Neden hala yaşıyorum?

Peki bu süreçte anneme ne mi oldu?

Annem annem yıkılmıştı benden daha fazla. Sonra dayanamadı ve oda öldü.

Felix ve hyunjin evlendi

Chan seungminle nişanlı

Jeongin changbine aşkını tekrar itiraf etti.

Pekiya ben? Hala ağlıyorum.bazen rüyalarıma giriyor bana ben burada mutluyum ağlama diyor ama.. ben... Yüzünü hatırladıkça hâlâ ağlıyorum.
Çok sevdiği siyah beyaz şeritli kazağı ve Converse ayakkabıları bende bazen kazağına sarılıp ağlıyorum, ona ilk günkü gibi sarılışım aklıma geliyor.

Neden güneş hala parlıyor benim güneşim yokken? Onun yerini almaya çalışıyor yoksa? Alamazki onun yerini okadar parlak değilki bu güneş.

Neden kuşlar şarkı söylüyorki benim miniğim söylemezken? Onun sesi kadar güzel değilki?.

Birde jisungun mektubu. Hala okuyorum. Sandalyede oturuyorum.kazağını sandalyesine koyuyorum. Ve okuyorum. Dilek diliyorum. Gerçekten ne zaman öleceğim ben?

Jisungun mezarına 3 senedir gitmiyorum. Ne hale gelmiştir aceba?

Hastaneden izin alıp mezarlığa gittim. Beni tek bırakmaları bir hataydı.
Üstüme jisungun kazağını ve ayakkabı olarakta converselerini giydim.

Mezarının önüne gittim. Elimdeki minik
Kardelen çiçeğini koydum mezarına oturdum. Cebimden bıçağımı çıkarttım ve sapladım. sapladım. Sapladım. Ve sapladım. Ölene kadar. Parçalanana kadar.

Gözlerimin karardığını hissettim. Gözlerimi açtığımda...






Önümde jisungum vardı, beni gülerek uyandırmaya çalışıyordu.

"Hoşgeldin sevgilim evime.."

"Jisungum?"

"Kedi alacakmıyız?"

"Aglıyordum. Gülerek ağlıyordum. Heryer toz pembeydi üstünde... Üstünde en sevdiği kazağı ve ayakkabıları vardı.

Saçlarını öptüm ve öptüm gülüyordu hemde çılgınca.

"Minho geri dönmek istiyor musun?"

"Hayır hep burada kalmak istiyorum."

"Kalacakmısın yani?"

"Evet miniğim kalıyorum."

"SONUNDAAAA!"

Şimdi anladımda kokusu hala yerindeydi.

Ya abi ficı bitirmek istemiyorum sonsuza kadar sürsün istiyorum ama bitirmeliyimm çok çok seviyorum bu ficı umarım rahatça okumuşsunuzdur mezarlık ficime göz atmayı unutmayın

Ve şarkıyida dinleyin~💗

Why does my heart go on beating?

Why does my eyes of cry

Dont they know ıt's the end of the world

İt ended when you say goodbye~

Kanlı prensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin