Zamanla Seungmin'in durumu daha da kötüye gidiyordu. Chan, elinden geleni yapmaya çalışıyor, ancak endişeli bir şekilde Seungmin'e bakıyordu. Diğer arkadaşlar da ellerinden geldiğince yardım etmeye çabalıyorlardı, ancak Jeongin'in tıbbi bilgisi olduğu için onun başka bir hücreye atılması, durumu daha da zorlaştırıyordu.Hapishaneden kurtulma umutları, Han ve Minho'nun liderle mücadelesiyle tehlikeye girmişti. Liderin kararlı tutumu ve Minho ile Han'ın çaresizliği, arkadaşlarının kurtuluşunu daha da belirsiz hale getiriyordu.
Seungmin'in sağlık durumu ise herkes için bir endişe kaynağıydı. Hapishanede yaşanan stres ve endişe, onun durumunu daha da kötüleştiriyordu. Artık arkadaşlarının kurtuluşu için bir plan yapmak ve bir çıkış yolu bulmak zorundaydılar.
Chan, Seungmin'in yanında dururken endişeli bir şekilde ona yaklaşıyordu. "Seungmin, dayanacak gücüm kalmadı. Seninle birlikte olmaktan başka bir şey yapamıyorum. Lütfen, bir yol bulmalıyız. Hem senin hem de bebeğin sağlığı için."
Seungmin zorlukla nefes alırken, "Chan, benim için endişelenme. Senin burada olduğun her an, bana güç veriyor. Ama bebeğimiz için endişeleniyorum. Onun için dışarı çıkmalıyız. Hep birlikte, güvenli bir şekilde."
Diğer arkadaşlar da endişeyle etraflarında dolanıyorlardı. Hyunjin, "Jeongin'i nerede gönderdiler? Onun tıbbi bilgisine şimdi gerçekten ihtiyacımız var."
Felix, "Han ve Minho ne yapıyor olabilir? Onlara yardım etmek için bir şey yapmalıyız."
Seungmin, zayıflayan sesiyle, "Umutsuzluğa kapılmayalım. Bir çıkış yolu bulmalıyız. Birlikte güçlüyüz."
Chan, Seungmin'e sarılarak, "Evet, birlikte güçlüyüz. Ve bir yol bulacağız, Seungmin. Seninle ve bebeğimizle güvenli bir şekilde buradan çıkacağız."
Ay yerim ben bunları
herşeyden habersizlerHan ve Minho arkalarından silah zoruyla gemiye götürüldüler hapisanede jeonginin yanına atıldılar
Jeongin herkezden ayrı bir hucredeydi Han ve Minho nunda yakalandığını görünce iyice endişelendi zaten seungmine yardım edemesin diye bambaşka bir yere atılmıştı
Han jeongin e sarıldı "şükürler olsun iyisin diğerleri nerde? "
Jeongin iç çekerek "Seungmin in durumu iyi değil tıbbi bilgim var diye beni buraya attılar diğerleri beraber ama şuan seungmin hyung ne halde bilmiyorum" dedi ve Han'a sarılıp ağlamamak için kendini tuttu
Han, Jeongin'in endişeli bakışlarına karşılık verirken kalbi hızlıca atmaya başladı. Seungmin'in durumu hakkında bilgi alamamak, içinde biriken endişeyi daha da arttırıyordu. Minho'nun çabalarına rağmen demirler açılmıyordu ve zaman giderek daraliyordu
Jeongin, gözlerindeki endişeyi gizleyemedi. "Han hyung, elimizden geleni yapmalıyız. Seungmin hyung ve bebeği için bir an önce harekete geçmeliyiz. Onlara yardım etmek için bir plan yapmalıyız," diye karşılık verdi.
Minho, demirlere bir kez daha güçlü bir şekilde vurdu ancak sonuç değişmedi. "Han, Jeongin haklı. Seungmin ve diğerleri için bir çıkış yolu bulmalıyız. Bu demirlerle uğraşmak zaman kaybı olabilir," dedi, nefes nefese.
Han, Minho'nun sözlerine hak verdi. "Tamam, Jeongin, Minho, birlikte hareket etmeliyiz. Seungmin'i kurtarmak için bir plan yapmalıyız. Belki de diğer mahkumlarla birlikte bir isyan çıkarmalıyız," önerdi, cesaretiyle arkadaşlarını motive etmeye çalışarak.
Tam o sırada piçin teki sanki benim yazmadığım karakter Vikinglerin lideri geldi
Minho demirlere vurarak "Şerefsiz piç çabuk çıkar bizi seungmin nerde nasıl ebeni sikerim yemin ediyorum!?!??!?!!!! "
Han gizlice içeriye bıçak sokmuştu ama ne yapacağını bilmiyordu ya lideri şimdi bıçakla saldırdısa miydi parmaklıklarin ardından en fazla ne yapabilirdi ki?
Jeongin, Han'ın elindeki bıçağı fark ettiğinde gözleri bir an için parladı. "Han hyung, bıçağı kullanma vakti geldi gibi görünüyor," dedi, kararlı bir ifadeyle.
Han, gözlerinde kararlılıkla, "Evet, belki de liderle doğrudan yüzleşmek zorundayız. Seungmin'i kurtarmak için bir şansımız olabilir," diye karşılık verdi.
Minho, demirleri bir kez daha vurarak, "Tamam, liderle yüzleşelim. Ama hazırlıklı olmalıyız. Belki de onunla pazarlık yapabiliriz," önerisinde bulundu.
.
.
.O sırada felix lidere saldırmakla ilgili planını anlatıyordu
Chan, Seungmin'in yanında dururken endişeli bir şekilde konuştu, "Ama ya lider bize karşı şiddet kullanırsa? Seungmin ve bebeği için bu riski alamayız."
Seungmin, zayıflayan sesiyle, "Chan haklı. Liderle yüzleşmek tehlikeli olabilir. Ama bir çıkış yolu bulmalıyız," dedi, endişeli bir ifadeyle.
Diğer arkadaşlar da fikirlerini paylaşmaya başladılar. Herkesin düşüncesi farklı olsa da ortak bir noktada buluşmak için çaba sarf ediyorlardı. Zaman daralıyordu ve Seungmin'in durumu giderek kötüleşiyordu.
Tam o sırada, hapishane koridorunda ani bir gürültü duyuldu ve kapı açıldı. Vikinglerin lideri, karanlık siluetiyle içeriye girdi ve gözleri öfkeyle parlıyordu.
Han, gözlerinde kararlılıkla liderin üzerine doğru adım attı ve bıçağını hazırladı. Minho ve diğerleri de ona destek olmak için hazır bekliyordu. Planlarını bir an önce devreye sokmalı ve Seungmin'i kurtarmalıydılar.
Artık yazasım gelmiyor yorum ve oylamalar azaldı
ne yapayım sizin için ?
bebeği tekrar mi öldürsem ? heheheh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizlerin yasak aşkı / minsung
Fanfictionkorsan minhonun yolu uzun zaman önce hem askı hem dusmanı Viking Han ile tekrar karşılaşır..... @vantesooplo hesabındaki povdan esinlenilmiştir