199 29 14
                                    

• • 𝕄𝕪 ℂ𝕙𝕚𝕝𝕕 • •

𝐀𝐥𝐭ı

Yeni küçük arkadaşını keşfetmenin üzerinden bir hafta geçmişti. Sana göre Haku; oyun oynamak isteyen zararsız, küçük bir tavşandı. Onun düşük seviyeli bir lanet olacağı aklının ucundan dahi geçmiyordu. Onunla oyun oynadığında, eskiye nazaran daha az yalnız hissediyordun. Seni hayal kırıklığına uğratan şey, Sukuna her ne zaman yanına gelse Haku ondan gizleniyordu. Onu baban ile tanıştırmak istediğinde o sadece korkuyla titreyip, başını hayır manasında sallamakla yetindi. Uraume'ye eğer bundan bahsedersen, hemen Sukuna'ya söylerdi. O yüzden bunu ondanda gizledin.

Kısacası; Haku senin küçük sırrındı.

Şuan tavşan arkadaşınla bahçede beraber vakit geçiriyordun. Sukuna ise dışarı, bazı köyleri yağmalamak için gitmişti. Uraume ise, biraz şifalı ot toplamak için ormandaydı. Haku için çiçekli bir taç yapıyordun.

"Ki ki! Ki ki!"

Kıkırdayıp, küçük tavşanın başını okşadın. "Biraz daha beklemelisin." Dedin sevimli şekilde gülümseyerek. Ardından odağını tekrar bitmemiş taca çevirdin. "Söylesene Haku, neden babamla tanışmak istemiyorsun?" Lanetler kralından bahsetmem üzerine, küçük lanetin bedeni titremeye başladı. "K-Ki ki..." Dedi başını iki yana sallayarak. İçine çekip, nazikçe lanetin başını okşadın, "Dediğin hiçbirşeyi gerçekten anlamıyorum." Haku'nun böyle korkması için mantıklı bir sebep düşünürken kendince mırıldandın.

"Ondan korkuyor musun?"

Soruna karşılık, Haku birkaç defa başını salladı. "Korkmana gerek yok! Babam sana zarar vermiyecek, çünkü sen benim arkadaşımsın ve çok da sevimlisin!" Dedin ve bitirmiş olduğun tacı onun kafasına geçirdin.

"Ki?"

"İnan bana, babam seni sevicek!"

=❀=

Sukuna Pov:

Odamda tek başıma oturmuş, Y/N'nin gelmesini bekliyordum. Her zamanki gibi odasındaydı.

Geçen hafta, Y/N biraz tuhaf davranıyordu. Eninde sonunda öğreneceğim birşeyleri gizliyordu. Saatlerce odasında kalıyor ve her ne zaman onu kontrol etsem aşırı heyecanlanıyordu. Beni her sabah selamlardı, onu bile yapmaz olmuştu. Ve bu benim sinirime dokunuyordu.

Dikkatini benden başka çeken birşey olmalıydı.

Kapı kayarak açıldı ve Y/N içeri girdi. İçeri girerken ona verdiğim oyuncak elindeydi. "Merhaba, babacığım!" Kızım bana doğru yaklaşıp beni başıyla selamladı ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle yanıma oturdu. "Mutlu görünüyorsun." Diyerek onun saçlarını karıştırdım. Buda bana bir kıkırdama olarak döndü.

"Sana birşey göstermek istiyorum."

Bana birşey göstermek istediğini söylediğinde kaşlarımı kaldırdım. "Hadi Haku, utanma."  Y/N oyuncak tavşanı yere bırakarak konuştu. Tavşan yavaşça hareket etmeye başladığında gözlerimi onun üzerinden bir saniye bile ayırmıyordum, ondan çok hafif bir lanet enerjisi yayılıyordu. Gözlerin büyüdü. Bu şey bir lanetti. Kızıma bir lanet verecek kadar kör müydüm ben? Gözlerimi kısıp, yumruklarımı sıktım.

Varlık, "Ki?" Dedi ve kızımın arkasına saklandı. Y/N kıkırdadı. "Babacığım, seni onunla tanıştırmak istedim. Haku ilk başta senden korktuğu için pek istemedi." Neşeyle konuşmaya devam etti. Bunu sadece benim hakkımda konuşurken yapardı. Bu lanet benden korkmalı. Tüm o cılız lanetlere hadlerini bildirmeliyim. "Y/N, bu bir lanet ondan kurtulmalıyım." Ona söylememle şoka uğradı.

"Hayır, babacığım! Haku benim arkadaşım! Lütfen onu bırak, söz veriyorum hiçbirşey yapmayacak!" Titreyen laneti arkasına gizleyerek yalvardı.

"Lütfen, babacığım..."

Y/N bana doğru umut dolu gözlerle bakarken nerdeyse göz yaşlarına boğlacaktı. Bu zavallı şeyden kurtulursam, üzülüceğini bildiğim için iç çektim.

"Pekala, Y/N. Onu tutabilirsin. Ama sana zarar vermeye kalktığı an onu ortadan kaldırırım." Y/N gülümsedim ve bana doğru koşup kollarını boynuma doladı. "Söz veriyorum, babacığım. Haku zararlı birşey yapmayacak!" Benden uzaklaşıp, lanetin yanına gitti. "Gördün mü Haku?  Sana seni seviceğini söylemiştim." Kıymetli kızımın şu sikik lanete sarılmasını izledim.

Kızımla aramda bir engel vardı. Oda bu kolaylıkla öldürebileceğim lanetti. Eğer aniden ortadan kaybolursa, Y/N bunun için beni suçlayacağını ve benden nefret edeceğini biliyordum. Şimdilik, zamanı gelene kadar onları kendi hallerine bırakacaktım.

Y/N'nin yemeğini yiyip, yatma zamanının gelmesi uzun sürmedi. O lanete ben güvenmediğim için uyumalarını bekledim. Y/N'nin odasına gidip, yanına oturdum. Lanete sarılmıştı. Bu laneti öldürebilirdim, ama kızımın bana olan güvenini sarsmak istemiyordum. Gülümseyerek, yüzüne yapışmış pembe saçlarını yüzünden kenara çektim.

Tek umursadığım şey canım çocuğumun mutluluğuydu. Bu dünyada onun mutluluğu dışında başka bir önemi yoktu. Hiçbirşey.

‧₊˚♡𝐌𝐲 𝐂𝐡𝐢𝐥𝐝ღ ᵂⁱᵗʰ ᴿʸᵒᵐᵉⁿ ˢᵘᵏᵘⁿᵃ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin