Herkes kendini eve zor atmıştı. Çantalar bir yere, ayakkabılar bir yere saçılmıştı. Felix pofuduk pembe terliklerini bile giymeden koştu, aceleyle kilere girdi.
Çürümüş ve tozlu rafların arasından bir örtü çıkardı. Seri bir şekilde döndü. Yerdeki kapağı kırık, üstünde gül işlemesi olan sandıktan üç tane mum çıkardı. Başka ihtiyacı olmadığından emin oldu. Kilerde işi bitince hiç oyalanmadan oturma odasına geçti.
Delik deşik olmuş eski battaniyeyi özenle yere serdi. Üç mumu da battaniyenin tam ortasına hizaladı. Jisung' dan bir kavanoz tuz istedi. Jisung ona tuzun mutfak tezgahında olduğunu söyledi. Süratle gidip tuzun bulunduğu ağır ve sararmış cam kavanozu aldı.
Küçük baş ve işaret parmaklarının arasına biraz tuz alıp battaniyenin dışına azar azar serpiştirdi. Hyunjin'e aslında Jisung'un olduğunu bilmediği şişeyi su ile doldurmasını söyledi. Hyunjin şişeyi doldurmak için lavabonun kenarına yaklaştı. Şişenin Minho'ya ait olup olmadığını bilmiyordu. Eğer şişe Minho'nun değil derse Felix ağzına sıçardı. Ek olarak Jisung'un 493483 saatlik ağlama zırlama + kıza sövme maratonuna tekrar maruz kalması gerekecekti. Neyse zaten büyü veya ritüel her neyse gerçek olduğuna inanmıyordu.
Şişeyi doldurup Felix'in yanına gitti. Bir anlık vicdan azabı çekecek gibi oldu, ama üzüleceği kişinin sevgilisinin salak kuzeni olduğunu hatırlayınca vazgeçti. Jisung battaniyenin üzerine oturmuş heyecanla Felix'i izliyordu. Hyunjin'in geldiğini fark eden Felix şişeyi çekip aldı. Hyunjin de battaniyeye istemsizce oturdu.
Jisung: Başlamıyoz mu
Felix: Nasıl yapıldığını anlatıcam öyle başlicaz.
Hyunjin: Kesin gerçek ha ben çok inanıyorum başarcaz. (opsiyonel)
Felix: YA DALGA GEÇME YA
Hyunjin: Güzelim bi şey mi dedik başarcaz dedik aaaaaa
Felix göz devirerek battaniyenin üzerinde bağdaş kurdu. Telefonundan meditasyon videolarında kullanılan uğultulu ama garip bi şekilde rahatlatıcı olan sesi açtı. Işıkları kapatmayı ve mumları yakmayı unuttuğunu gördü. Koşarak bütün şalterleri indirdi. Ne olur ne olmaz.
Onlara ritüel gibi küçük birşey gibi gösterdi ama büyü yaptıracaktı. Yalan söylediği için üzgündü ama yapacak başka şey yoktu. Ya oturup Minho'nun Jisung'u sevmesini bekleyeceklerdi ya da kolayca bir büyü yapacaklardı.
Felix mutfağa gidip her çekmecede olan o çakmaktan aldı. Mutfaktan çıktı. Oturma odasında oturmuş atışan kuzeni ve sevgilisini biraz azarladı sonra da yerine çöktü. Anlatmaya başladı.
Felix: Şimdi şöyle üçümüz de el ele tutuşcaz. Ben saçı mumların üstüne koycam, saç yavaş yavaş yancak sonra ben bi kaç kelime tekrarlicam. Arkadaki ses tamamen bittiği zaman da şişeyi alıp mumlara boşaltıcam bu kadar.
Hyunjin: Daha zoru yok muydu ya bu kolaymış
Felix: Daha kolay bi yöntem olsa emin ol onu seçerdim. Umarım işe yarar ya o kadar saçını yolup ağır laflar ettim çocuğa. Yazık oldu. Neyse manifestleyelim de büyü tutsun bari ALDIM KABUL ETTİM GEREKENİ YAPTIM 777 ÖYLEDE OLDU
Felix Minho'ya biraz daha acıdıktan sonra "neyse başladık bi kere bitirelim" dedi.
Jisung ve Hyunjin'in elini tuttu. Hyunjin ve Jisung anlık bakıştılar. Felix bu konuda çok katıydı, eğer yanlış bir şey yaparlarsa sevimli kişilipinin altında yatan canavar kükreyebilirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ICE PRINCE | minsung
Fanfiction"Buzun üstüne çıkmak benim üstüme çıkmaya benzemez Jisung, kayar düşersin." Duygularından emin olamayan bir buz pateni öğretmeni ve öğrencisinin dolu kadar sert, kar kadar yumuşak ve sahlep gibi iç ısıtan aşklarının hikayesi. !!YENİ BAŞLADIK YAZM...