ICE PRINCE | minsung

1

Avusturyalı kuzeni Kore'deki sevgilisini ziyarete gelmese sosyopat gibi evinde oturup video oyunu oynayacaktı Jisung. Kış tatilini vıcık vıcık bir ilişkiye maruz kalarak geçirmek isteyip istemediğinden emin değildi.

❄❄❄

Kat kat giyinmiş olmasına rağmen Kore'nin sert kışı Jisung'un sinirlerini uyuşturuyordu. 15 dakika 15 saat gibi gelmişti ona. Ama sabırlı olmak zorundaydı çünkü hayatta kalan tek yakını Felix'ti. Yaşanılan şeyler insanı duygusuzlaştırabilir, tıpkı Jisung'a yaptıkları gibi. Olaylar çığ düşürmüştü Jisung'a. Artık fiziksel olarak üşümüyordu onun ruhu üşüyordu. Ellerini ısıtmak değildi zor olan, kalbindeki buzları kim eritecekti?

Jisung'un gözlüğü bulanıyordu sürekli. Gözlüğü üstüne sürtüp buğuları giderdi, gözüne geri taktı ve kafasını kaldırdı. Çok değil az uzakta kalabalığın arasından zarif hareketlerle sıyrılan genç bir adam gördü. Adamın ten ve saç rengi deki tezatlık... Teni buz gibiydi, Jisung'un zaten donuk olan kalbine irili ufaklı sarkıtlar eklendi; saçları alev gibiydi, Jisung'un çoktan kül olmuş aşık olma duygusuna kıvılcımlarını saçtı. Gözlükleri tekrar buhar oldu, adamı gözden kaçırmamak için bir hışımla gözlüğünü kaptı, geri taktığında yabancı sanki orada hiç var olmamıştı. Öne doğru bir iki adım attı, kafasını her yere çevirdi fakat ortamın soğukluğundan bile eser yoktu. Saniyelik gördü onu, kıvılcımlar çıktı bir kere. Jisung bu hissi özlemişti.

Jisung

Kimdi bu yabancı? Onu ilk defa gördüm, gerçi çok sık dışarı çıkmıyorum. Felix buralı olmamasına rağmen benden daha çok insan tanıyor. Onu almaya sevgilisine gelecekmiş, o zaman niye beni de çağırdı ki? Ne güzel sıcacık evimde yatardım. Ama evde kalsaydım onu göremeye bilirdim. Saçmalama Jisung, o sadece geçici bir havaalanı crushı, yani öyle sanırım.

Havaalanının ortasında düşünceleriyle boğuşurken Felixin sesiyle irkildi.

Felix:Gelmen gereken yere gelmedin, aradım açmıyorsun ne oluyor ya?                                                    

Nasıl büyülediyse adam onu anlık olarak dış dünya ile iletişimi koptu. Ne gözü gördü, ne kulağı    duydu... 

Jisung: Ha duymadım.

Felix'in yanında dikilen zengin ve yakışıklı sevgilisi Hyunjin'i sonradan fark etmişti. Hyunjin arabasının anahtarını anahtarını Jisung'un eline tutuşturdu, valizleri sırtlandı; milyonluk arabasının bagajına yerleştirdi. Han'a söz hakkı tanımadan "Sen sür" dedi. Felix'in bileğini tuttu ve arka koltuğa oturttu.