TANITIM/GİRİŞ BÖLÜMÜ

24 10 16
                                    

dilanengin58

Lütfen beni takip edin, yeni bölümlerden ve alıntılardan haberdar olun💕

Gerçek hikayelerden esinlenerek, kurguladığım bir kitap.
Detaylarını ve kitap hakkında tüm bilgileri *Bilgi* isimli bölümden okuyabilirsiniz.

Buraya başladığınız tarihi yazabilirsiniz,
Ben başlıyorum.

Yazmaya başladığım tarih:
29/02/2024

Yayınlayacağım tarih,
29/02/2024

Not:
Bu bir aşk hikayesi değildir, günümüz tarihini anlatmamaktadır, bazı bölümler kurtuluş savaşımız zamanında geçmektedir.

Bazı başlangıçlar, bazı sonlardan geriye kalandır.

Bazı sonlar ise, başlangıçlar uğrunadır.
Bizim hikayemizin başlangıcı,
Aslında sonlarımızın birleşimiydi.
Yaşarken kesişmeyen yollarımız, ölmek üzereyken kesişti.

Birimiz seksen üç, diğerimiz yetmiş dokuz yaşındayken kesişti.
Diğer insanları birbirinden ayıran ölüm, bizi birleştirmek üzereydi.

"İlk mi?" Diye sordu, bacaklarını köprüden aşşağı sallandırırken.
Yüzünde garip bir gülümseme vardı.
İnsan, ölüme gülümser miydi? Belki de hayat ona gülmediği için, hayata ters olan herşeye gülümsemeye başlamıştı Nare, ismi gereği güç sahibi olmalıydı fakat bu aidiyeti artık reddetme vakti gelmişti, hayata karşı gösterdiği direnç sadece sözünü tutmak içindi ve omuzlarında yükten başka bir şey değildi.

Ölüme gülümsemesi, ona hiç gülmemiş hayata karşı bir tepkisiydi.

"Ne ilk mi?" Diye sordum, benim de köprüden aşşağı bir bacağım sarkıyordu, gözlerini bana çevirerek konuşmaya başladı.

"İntihar," dedi, yüzündeki gülümseme birkaç saniyeliğine yok olmuştu, dudaklarından dökülen bu kelimeyle. "İlk intihar edişin mi?" Diye sordu, yüzünde alaycı bir gülüş belirdi, "Benim ilk..." Dediğinde gözlerini tekrar denize çevirdi.
"Ve son olacak."

Nedenini sormadım, yaşayan bir bedende bir ruh can verdiğinde, kimse bunun nedenini sormazdı.
Kimse fark etmezdi bile.
Ve o beden artık içinde çürümeye başlayan cesedin ağırlığını taşıyamayıp, bir kuş gibi özgürlüğün omuzlarından aldığı yükün hafifliği ile gökyüzünde süzülmek istediğinde,
Böyle bacakları bir yerlerden aşşağı sarkıyor olurdu.

"Benim ilk değil," diye fısıldadım,
"Fakat benim de son olacak." Artık öyle olmasını ümit ederek.
Aklara boyanmış saçları rüzgarın da etkisiyle havalanıyordu, tamamen özgür değillerdi, saç tellerini tutan kelebek tokası vardı.
"Ne garip, değil mi?" Diye sordum dayanamayarak.

"Garip olan ne?"

"Yaşlarımız birbirine yakın, yaşantılarımız muhtemelen birbirine benziyor ve sonlarımız aynı olacak."
Dedim ve devam ettim, "Oysaki yaşarken hayatlarımız birbirinden farklı yerlerdeydi, bedenlerimiz belki de aynı kaderi paylaştı fakat ruhumuzun katilleri farklıydı," gözlerinin içine baktım ve  görülmez bakışların esiri oldum. Bakışlarındaki keder ömrü boyunca görünmez olmuştu. "Birbirimizden çok uzaktık, belki de dünyanın bir diğer ucundaydın bunca zaman," dediğimde gülerek lafımı kesti,

Son Yağmur Damlası Düştüğünde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin