⁶☀️

100 19 37
                                    

Yaz tatillerinin en güzel yanlarından; şort ve askılı tişörtler giymek, arkadaşlarla sahilde takılıp dondurma yemek... Sunghoon'un tek eksiği arkadaşlardı bu durumda, tek arkadaşı olan Jake'de neredeyse bir haftadır tabiri caizse kaçıyordu Sunghoon'dan. Define aramaya çıkıp öpüştükleri günden beri.

Öğlen güneşi, tek bulutun bile olmadığı gökte parıl parıl parlayıp yakıyordu yeryüzünü. Sunghoon bugün kaçıncı olduğunu bilmediği dondurmasını yiyerek adımlıyordu her zaman gezindikleri sahilin kenarında. Arada bir kıyıya vuran dalgalar ayaklarını da ıslatırken serin su ile hafifçe ürperdiğini hissediyordu.

Jake bir haftadır tıpkı ilk günlerde olduğu gibi sabahları herkesten önce evden çıkıyor, eve ise gece geç saatlerde dönüyordu. Önceki akşam annesinin zoruyla ve sert bir fırça yediği için akşam yemeğine katılmış ardından ise tüm akşamı odasında geçirmişti. Sunghoon içten içe kendisine kızmadan edemiyordu, onu rahatsız etmişti belli ki. Oldukça canı sıkılıyordu bu duruma fakat bir türlü özür dilemeye de fırsatı olmamıştı.

Yine zihninde tıpkı bozuk bir plak gibi cızırtılı seslerle başa sarıp duran düşünceler bunlardı, ılık meltem çıplak kollarını ve bacaklarını okşayarak rahatlatıyordu sanki onu. Sahilde adımlamaya başladığından beri sahilin diğer ucunda bir grup görüyordu, kim olduklarını tahmin etmek pek de zor değildi fakat gidip gitmemekte kararsızdı, bu yüzden olabildiğince ağır adımlar atıyordu.

Yaklaştıkça üzerindeki beyaz tişörtüyle kumlara yayılmış bir grup çocuğun karşısında, sahile kurulmuş bir sahnenin üzerinde oturmuş elindeki gitarla şarkı söyleyen Jake'i gördü. Odasındaki posterlerden ve renkli kişiliğinden beklenecek bir şeydi zaten.

Ya da Jake olduğu için garipsememişti Sunghoon?

İkinci karşılaşmalarında Jake'le birlikte olan ve ayaklarına misina dolayan çocuklardan biri Sunghoon'u görmüş, eliyle onu gel anlamında çağırmıştı. Jake emin olmak için etrafına bakınırken çocuk onu çağırmaya devam ediyordu. Sunghoon yavaşça yaklaşıp Jake'le göz göze geldiğinde Jake bir an gözlerini kaçırmakla kaçırmamak arasında kararsız kalmış fakat bozuntuya vermeden şarkıya devam etmişti. Sunghoon kendisini çağıran çocuğun oturması için işaret ettiği yanına otururken gülümsemişti ona. Jake şarkısını bitirene kadar onu izlemişti ilgiyle ve yüzündeki küçük tebessümüyle. Sesi de kendisi kadar güzeldi. Şarkısını bitirdiğinde küçük çocuklar alkışlarken Jake gülümseyerek onlara öpücük göndermişti. Sunghoon'da gülmüştü onların bu haline, Jake'in enerjisinin ve sevecenliğinin nereden geldiğini sormaya gerek yoktu artık.

"Bir daha! Bir daha!"

Çocuklar hep birlikte alkış tutup Jake'e ithafen bağırırlarken Sunghoon ne dediklerini anlamasa da onların alkışlarına eşlik etmek zorunda hissediyordu. Jake de olanca güzelliğiyle ve dişlerinin hepsini göstererek kocaman gülümsemişti onlara:

"Peki peki, ama bakın bu son. Ne çalayım istiyorsunuz bakalım söyleyin?"

Sunghoon anlamasa da onların konuşmalarını izliyordu, galiba yeni bir dil öğrenme vakti gelmişti. Çocuklar dönüp Sunghoon'a baktılar.

"Sen seç."

Sunghoon onların kendisine dönüp bir şeyler anlattıklarını görünce hem şaşırmış hem de anlayamadığı için üzülmeden edememişti. Jake onların çığlıklarını kesmeyi başarmıştı.

"Tamam çocuklar, sakin olun önce. O bizim dilimizi anlamıyor o yüzden cevap veremiyor."

Sunghoon'un yanında oturan ve genelde en çok sesi çıkan, yüzünden bile yaramaz olduğu anlaşılan çocuk dalmıştı konuşmaya:

"Sen biliyor musun onun en sevdiği şarkıyı Jake?"

Jake gülümseyerek kafasını salladı bildiğini söylercesine.

"Hadi söyle o zaman! Baksana o da seni dinlemeye geldi, hem çok mutlu olmaz mı?"

Jake küçük çocuğa gülümseyip gitarına dönmeden önce Sunghoon'a bakmıştı kısa bir süre. Sunghoon gülümseyerek kendisini izliyordu. Bir haftadır içinde yanıp duran ateş ve karnında uçuştuğunu hissettiği kelebekler daha da canlanıyordu şimdi. Heyecandan ellerinin titremesine engel olamamıştı. Gözlerini çekti hemen, parmakları gitarın tellerinde gezinmeye başladığında çocuklar heyecanla çığlık atmışlardı. Hepsi severdi bu şarkıyı ve Jake'de çok güzel söylerdi.

Sunghoon tanıdık melodiyi duyduğunda gözleri parlamıştı ve bu melodinin sahibi karşısında duran Jake'ken daha da güzel kılıyordu bu durumu. Sevinip şarkıya eşlik eden çocukları gördüğünde gülümsüyordu artık, Jake'in hoş sesi kulaklarında gezinirken ilk kez bu kadar huzurlu hissediyordu belki. Kalbine dolan sıcaklık öylesine rahatlatıcıydı ki, yakıcı olmaktan çok uzaktı, hoştu.

Jake her bir sözün kalbinden geçenler olduğunu biliyordu, komikti belki ama sanki onlar içindi bu şarkı. İkisinin tesadüfleri ve tanışmaları gibiydi, kalplerindeki hislerin yansımasıydı. Güldü bu duruma. Sunghoon bunları bilmediği için şanslı hissetti kendini, bilse belki bu kadar rahat olmazdı içi.

Kalbimi çaldın bir anda
Kaçmamı beklemedin sen
Belki de hep zile basıp da
Kaçmayı sevdiğinden
Gerçeği gördüm bir anda
Yok duramam buralarda
Ateşle oynamak isterim
Yana yana yanyana

Çocukların birkaç tanesi dans ederek diğerleri de ilgiyle Jake'i izleyip alkış tutarak ve onunla birlikte söyleyerek ona eşlik ediyorlardı. Sunghoon'un ise gözleri Jake'den başka bir yere değmiyordu bile, belki sözleri anlayamıyordu ama hissetmesine sebep olan gözler tam karşısındaydı, çekingen ama bir o kadar da istekli bakışlar.

Hadi sen de söyle
Aşka gel de böyle deli delice
Ateşin içinde yanmıyorsa sevda neyime?
Gerisi bahane ben divane
Öpse beni delice
Ateşin içinde yanmıyorsa sevda neyime?
Aşkın delice

Ateşin içinde yanıyorlardı, söndürmek de onların elindeydi ama şarkının dediğine göre yanmalılardı. Tutuşup, kül olmalılardı.


ARRRKADASLAR JAKE'İ YERİM

•ARRRKADASLAR JAKE'İ YERİM

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İyi sabahlar...

İyi öğlenler...

İyi günler...

İyi akşamlar...

İyi geceler...
'°•~Say you love me...

Aşka Gel ~ JakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin