⁷☀️

110 18 44
                                    

Zaman su gibi akar. İnsan kabullenmek istemez çoğu zaman çünkü akan zaman değişimi de beraberinde getirir. Pek çok şey verir belki ama pek çok şey de götürür...

Göz açıp kapayıncaya kadar geçen üç hafta, birkaç günün sonunda bir ay. Gelirken Sunghoon'un gözünde büyütmekten kendini kaybettiği üç ayın bir ayı çoktan yazın sıcağına, denizin dalgalarına bir de siyah parlak saçların her bir teline karışıp yitmişti.

Sunghoon annesi ve teyzesiyle takılıyordu bugün, birlikte sahil kenarındalardı. Denize girmeye karar vermişlerdi, Sunghoon'a onlara eşlik etmek istediğinde kırmamıştı iki tatlı kadın. Jake ise... Her zamanki gibi her yerde olabilirdi.

Sunghoon en son bir önceki gün gitar çalarken çocuklarla onu dinlediği zaman görmüştü Jake'i. Jake şarkısını bitirdikten sonra çocuklara bir işi olduğunu söyleyerek kaçıp gitmişti, şaşırmamıştı Sunghoon buna.

Üzerindeki tişörtü çıkartıp şezlongunun başına asmış, vücuduna güneş kremi sürüyordu. Annesi ve teyzesi yine koyu bir sohbetin ortasındalardı bu yüzden Sunghoon kendi halinde takılıyordu, kendi kendine mırıldanıp şarkı söylediği sırada güneş kremini sürmeyi bitirmişti ki yanında hissettiği bedenle kafasını kaldırdı. Jake onun yanına otururken annesi ve teyzesine bakmıştı bu sefer, hala Sunghoon'la göz teması kuracak kadar cesaret bulamıyordu kendisinde. Ayrıca çıplaktı Sunghoon!

Sunghoon şaşırmadan edememişti, bir haftadır kendisinden kaçan o değilmiş gibi şimdi yanında oturuyordu. Ona baktı bir süre sessizce. Jake üzerinde hissettiği bakışlarla kafasını çevirip ona baktı birkaç saniye, kalbinin hızlanmasına engel olamıyordu.

"Ne bakıyorsun ya!?"

Jake'in ani tepkisi Sunghoon'un şaşkınlığına şaşkınlık katıyordu. Sim Jake'e şaşırmadığı an mı vardı ki zaten?

"Hiç..."

Sunghoon bakışlarını çekti onun üzerinden, rahatsız ettiğini düşünüyordu. Anneleri hala sohbetlerine devam ederken Sunghoon derin bir nefes aldı. Jake'e döndü tekrar, Jake ise sessizce oturmaya devam ediyordu ondan beklenmeyecek bir şekilde.

"Jake özür dilerim."

Jake onun sözlerinden sonra ona bakmamıştı bile, fazla ilgilenmiyormuş gibi yaptı. Çekiniyordu, korkuyordu. Ne için özür diliyordu ki şimdi?

"Ne için özür diliyorsun?"

Sunghoon elini ensesine götürürken sıkıntıyla nefesini tuttu. Birkaç saniye sessizce ensesinde dolaştırırken elini gözlerini kaçırdı:

"Şey, o gün için. Seni rahatsız ettim, özür dilerim yapmamalıydım."

Jake onun sözleri yüzünden ne yapacağını bilemedi, hatta ne hissedeceğini. Pişmanlık mı duymuştu Jake'i öptüğü için, yoksa sadece Jake'e rahatsızlık verdiği için miydi özrü? Elbette Sunghoon ikincisini kastetse de Jake düşünmeden edemiyordu. Zoraki bir tebessüm belirdi yüzünde, boş vermeliydi. O hep boş verirdi.

Jake ayağa kalkarak kendi tişörtünü çıkarttı ve Sunghoon'a baktı. Sunghoon ne olduğunu anlamadan kolunu yakalayıp kendisini denize sürükleyen Jake'le dalgaları aşarak suyu yarılamışlardı bile, Jake yüzündeki kocaman sırıtışıyla Sunghoon'u suya ittiğinde Sunghoon dengesini kaybedip suya düşmüş ve bir miktar su yutmaktan kaçınamamıştı. Jake kahkahalarla ona gülerken o ikisinin de özlediği koşturmacalarını bu sefer suyun içinde gerçekleştiriyorlardı. Jake'in çocuksu heyecanı ve kahkahaları Sunghoon'u da güldürüyordu bu sefer Jake'i yakaladığında kucağına kaldırıp onu suyun içine fırlatırken bu sefer gülen Sunghoon'du.

Aşka Gel ~ JakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin