Göz kapaklarımın kapalı olmasına rağmen etraf aydınlıktı yorganı başımdan çektim ve gözlerimi açmaya çalıştım direk yüzüme vuran güneş ışığıyla birlikte yorganı üstümden tamamen atıp esnedim ardından gözlerimi ovuşturarak etrafa baktım benim yatağım dışında yataklardan bir tanesi daha bozulmuştu gece gelmeyi akıl edip yatmıştı ama yatağımın karşısındaki yatağın kimin olduğunu bilmiyordum.Düşüncelerimden sıyrılarak banyoya doğru ilerledim kapıyı açtığımda içerisi sıcaktı anlaşılan yakın zamanda duş alınmıştı , aynada ufak buhar tutmuştu ellerimi yüzümü yıkadım ve saçlarımı taradım.Banyodan çıktıktan sonra üstümü değiştirdim ve telefonumu elime aldım herhangi bir bildirim gelmemişti , oda anahtarımı alıp kapıyı kapadım.
Geldiğim asansörden aşağı inip restoran tarafını arayacaktım , bunu planlayarak asansöre doğru yürümeye başladım o sıra arkadan biri bana yaslandı öne doğru sendeledim.Arkama baktığımda yüzü tamamen makyajla boyanmış bir kız vardı naptığını sorgularcasına bakış attım "Aa pardon görmedim" dedi sırtını çevirip bana doğru dönerken fakat yanındaki arkadaşları sırıtıyordu "Sende ileri vites yok mu? Geri geri geliyorsun" dedim.
Böyle bir cevap beklemezmişçesine suratındaki ifade değişti "Sen kimsin de benle böyle konuşuyorsun?" dedi.Konuyu daha fazla uzatmak istemediğim için önüme dönüp asansöre bindim.
Sıfırıncı kata ulaştığımda asansörün kapıları yavaş yavaş açıldı ileri doğru adım attım ve etrafı inceledim koridora doğru döneceğim sırada kenarda gördüğüm şey beni durdurdu,içerde yavru bir kedi vardı yatıp yuvarlanıyor ve miyavlıyordu yüzümde kendiliğinden oluşan tebessümle birlikte kediye doğru yöneldim beni gördüğü gibi yattığı yerden kalkıp bacağıma süründü yavaşça çömeldim ve başını okşamaya başladım.
"Sen ne tatlı şeysin öyle" diyip çenesini sevdim,onu okşadıkça bana daha çok yakınlaşıyordu ve miyavlıyordu.
"Kedileri sever misin?"Çaprazımda gölge belirdi ayaklarından yüzüne doğru başımı yavaşça kaldırdım,teyzemle geldiğimizde eşyalarımızı taşıyan çocuktu ve benden iki , üç yaş büyük gibi gösteriyordu.
Başımı salladım,tebessüm etti ve oda kedinin başını okşadı.En az yarım saattir kediyle oyalanıyorduk ancak karnımdan gelen gurultu ile artık yemek yemem gerektiğini hatırladım,yavaşça kalktım ve üstümü silkeledim "Ben artık gideyim" dedim
"Görüşürüz" dedi "Görüşürüz" diye onu tekrarladım.
Etrafa bakındım uzak olsada restoranı gördüm ve yürümeye başladım.Kapıyı açtığımda içerisi fazla kalabalık değildi,dışarıda olan masalara doğru ilerledim kenarda bulunan masayı gözüme kestirdiğim gibi oraya yöneldim ön tarafımda bulunan masada benim yaşlarımda erkekler vardı
"Yarın sahada maç olacakmış haberiniz olsun"dedi bana arkası dönük olan çocuk sesi tanıdık geliyordu koyu kahverengi saçları vardı muhtemelen aynı odada kaldığımız erkekti.
"On ikiler ile olacakmış maç"dedi kahverengi,dalgalı saçlı çocuk.Odak noktamı onlardan çekip ne yiyeceğimi düşündüm ve sipariş ettim -Ramazan olduğu için yazmadım:) - masaya bıraktığım telefonum titredi ve ekran açıldı,bildirim gelmişti telefona uzandım ve elime aldım.
İsimsizKullanıcı35:
-Ayıp ama niye engelledin? senin yüzünden yeni hesap açmak zorunda kaldım.
Siz:
-Daha kim olduğunu bilmiyorum ve sen benle yıllardır arkadaşmışız gibi konuşuyorsun bunu normal karşılamamı bekleme.Hala kendini tanıtmazsan yine engel yiyeceksin
Yazdım ve ekrana baktım.
İsimsizKullanıcı35:
-Ben
Yazdı ve durakladı ekrana öylece baktım geriye bişey yazmadı ve bende engelledim çünkü tanımadığım insanlarla konuşmayı tercih etmiyordum yakın olduklarımla bile az konuşurken tanımadığım insanlarla konuşmak zahmet olurdu.Telefondan başımı çektiğimde yemeğim gelmişti ekranı kapadım ve kenara bıraktım ardından yemeğimi yedim.
"On ikiler oynayamaz biz rahat alırız" dedi sarışın arkası dönük.
Yemeğimi bitirdim ve kalktım ardından parayı ödeyip yurtun orta yerinde öylece durdum.Burası yurttan ziyade otel gibiydi çünkü ailesi zengin öğrencilerin yaşadığı yurttu,teyzemin olması gereğindende fazla parası vardı nerden geldiğini bilmiyordum bir şekil çözecektim ama şimdilik bu soru işaretini kenara bıraktım.
Hava güzeldi güneşli ve hafif esiyordu yaz ayındaydık bu yüzden normaldi çıkış kapılarına doğru yürüdüm o sıra telefonum titredi fakat bakmadım kapıdan çıktığım gibi yüzüme vuran serin rüzgar yaşadığımı kanıtlar gibiydi bahçenin dışına yürüdüm ordanda sahile indim ve bir kayanın üstüne oturdum cebimde olan kulaklığımla müzik açtım,şarkıda;
Bir bilsen ne hallerdeyim
Öldüm de gömülmelerdeyim
Depremsiz başıma yıkıldı evim..
Bak taksi kapıda bekliyor
Kitlendi ayağım gitmiyor
Şarkı sözleri insanların ruhunun yansıtmasıydı,bazı insanlar için huzurun tek bulunduğu yer müzikti.Telefonuma bildirim geldiğini hatırlayıp elimi cebime attığım sıra sağ tarafımda bir hareketlilik oldu refleks olarak başım oraya döndü.Yurtta eşyalarımı taşıyan ve bu sabah birlikte kedi sevdiğim erkekti, rüzgar denizden estiği için siyah saçları arkaya doğru uçuşuyordu üstünde ise rahat bir kombin vardı bol siyah pantolon ve üstündede beyaz kısa kollu vardı en az beş dakikadır onu incelediğimi farkettim ve hemen başımı denize çevirdim elim cebimde kaldığı için telefonu aldım.
Reklam mesajlarındandı o bildirimi silip cebime geri attım.
"Sakin yerler hoşuna gidiyor sanırım"dedi
"Evet,sakin yerlerde beynime daha çok odaklanabiliyorum ve düşüncelerimle konuşuyorum" dedim o an bir insanın sorduğunun ardında ek bir şey söylediğim için şaşırmıştım bunu farketmiş olacak ki histerik bir gülüş sesi geldi.
"Güzel" dedi, sessizce denize odaklandım "Adın ne?"dedim,ardından "Yurt sayesinde fazla karşılaşacağız galiba" dedim "Arthur , sen?"
"Ben de Serçen" dedim kısa bir sessizlik oluştu o sıra elini cebine atıp telefonunu çıkardı bende önüme döndüm.
Telefondan bildirim sesi geldi hemen elimi cebime atıp mesaja baktım yine baş belası isimsiz kullanıcıdan gelmişti.
İsimsizKullanıcı34:
-Yav senin yüzünden çorap değiştirir gibi hesap değiştiriyorum.
Siz:
-Napabilirim sende kendini tanıt o zaman aslında tanıtsanda bişey değişmeyecek çünkü ilk mesajı gece gece bana atıp yıllardır arkadaşmışız gibi davranman normal değil,amacın ne?
İsimsizKullanıcı34:
-Kötü bir niyetim yok sadece konuşmak istiyorum.
Yazdı bir süre mesaja baktım.
Siz:
-Bende inandım.
Yazdım ve hemen ardından bişey yazmasına fırsat tanımayarak hesabı engelledim.Telefondan başımı kaldırdığımda etrafa bakındım Arthur gitmişti ne zaman gittiğini farketememiştim ve hiç ses çıkarmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİLİT
FantasíaOrtasında bulunduğum odanın kenarlarında binlerce kapı vardı ve hepsinin üzerinde kilit.Elimde tek bir anahtar vardı buda tek bir kapıyı açtığının göstergesiydi üstündeki desenden hangi kapının olduğu anlaşılıyordu.Kapıya doğru yürüdüm,kilit söküldü...