Merhaba arkadaşlar. Yeni bir bölümle geldim. Lütfen oy ve yorum vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar. Sizleri seviyorum.
°°°°°°°°°°°°°°°°
12. BÖLÜM: KIRGIN YÜREKLER🔒🔑🔒
SIĞINTI YÜREK
°°°°°°°°°°°°°°°°*Beyinde dönen oyunların verdiği acı doğum sancısı çeken bir anneninkini anımsatıyordu.*
Bölüm şarkısı: Mehmet Erdem-Acıyı sevmek olur mu?
🔒
Donuk bakan yüz aslında çok şey anlatırdı. Düz kaşlar işkence ederken, alıp verilen solluklar zehirlerdi ya da bakışlar öldürürdü insanı. Tüm hücreleriyle vahşete tanık olan bedenler ruhlarına veda bile edememişlerdi. Ve onlar derinlerinde biriktirdikleri her şeyi birazdan kusacak gibiydiler. Ne tuhaf değil mi? Sukutla başlayan gün karmaşayla devam edip kötülükle son bulacak görünüyordu. Buna hâlâ anlam veremeyen karı koca farklı kelimelerle aynı şeyi düşünüp tartışmadan konuşsalar ne çok yanlış yaptıklarını anlarlardı.
Ardil Heja'ya atıldığı zaman telefonun karşısındaki adamın sesi duyuldu. "Heja Hanım, orada mısınız?" Fısıldamadan ibaret olan ses Ardil'in kulaklarına dolup beyninde patlıyordu. Öfkeyle hırlıyor kendisinden uzaklaşan karısının elinden telefonu çekip almayı dilliyordu. Yarası sızlıyor ancak yaşadığı öfke nöbeti ona dün gece aldığı yarayı unutturup başka şeylere yönlendirilmesine yol açıyordu. Kızzarıp bozarıyor yüzünden ateş püskürtüyordu.
"Evet. Evet buradayım," diyen kadın Ardil'den olduğunca uzaklaşmış stresle tırnaklarını kemirmeye başlamıştı. Kocası Emre'yle beraber kendisini farklı diyarlara muhteşem(!) bir tatile gönderecekti. Bari kefenimi seçmeme izin ver ey insafsız diye içten içe yakındı. Genç adamdan korkmuyor olmayı dilerken buldu kendini. Maviliklere odaklandı elaları. Laciverte dönmüşlerdi. Eyvah! diye haykıran iç sesi bedenini titretti. Daha çok gençtik.
"O telefonu bana ver!" Dişlerinin ardından konuşurken, ona doğru omuz silktiğinde diğer taraf tekrar araya girdi.
"Umuyorum ki rahatsız etmiyorumdur?"
Emre'nin konuştuğunu anlayan Ardil sağlam kolunu kaldırıp elini yüzünden sonra dağılmış saçlarının arasına koydu. Tuttamlarını çekiştirirken, çenesini sıkıyor dişlerini kırmaktan korkmuyordu. "Soktuğumun şu telefonunu bana ver, Heja!"
"Hayır. Vermeyeceğim," diye inat ederken, telefonu kulağından hafifçe çekmiş eliyle hoparlör kısmına baskı yapmıştı. "O kibar biri ve benim senin gibi kabalık yapmam ayıp olur." Tekrar elini çekerek cihazı kulağına yaklaştırdı. "Yok, rahatsız etmiyorsunuz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIĞINTI YÜREK (TAMAMLANDI)
Teen FictionBir ağıt ne kadar acı olabilirdi? Bir yürek kaç darbeyle başedebilirdi? Bir beden hangi yangına körükle gidebilirdi? Bir kadın kaç farklı yerden kanatılabilirdi? Yüreği acıyla harmanlanmış bir kadın Midyat'ın tozlanmış sokaklarında büyüyüp kaderin k...