Bir ağıt ne kadar acı olabilirdi?
Bir yürek kaç darbeyle başedebilirdi?
Bir beden hangi yangına körükle gidebilirdi?
Bir kadın kaç farklı yerden kanatılabilirdi?
Yüreği acıyla harmanlanmış bir kadın Midyat'ın tozlanmış sokaklarında büyüyüp kaderin k...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*Geçmişin en yaralayıcı tarafı; nerde, nasıl, hangi durumda olduğuna bakmaksızın kabuk bağlayan yaraları deşmesidir...*
Bölüm şarkısı: Cem Adrian- Bir kar tanesi
🔒
Gözleri boştu.
Oturduğu yerde, kızını kucağında sabit tutmaya çalışırken, etrafta dönen o lanet konuşmaya şahit olmak istemese de buna mecbur bırakılıyordu. Sesli bir nefes vermeyi düşündü ama durakladı. Zaten şu anki ilgi bile onun üzerindeydi ve daha fazla kimsenin gözüne batmak istemiyordu."
Birkaç saniyeliğine gözlerini yumdu. Şuana kadar düştüğü konumları hatırlamamaya çalıştı. Çok büyük hakaretlere maruz kalmış, en iğrenç ithamlarla yüz göz olmuş, gururu kırılmıştı. Ancak şu anki durumu bunların biraz daha üstündeydi. Bir sığıntıydı, evet, ama hiç bir zaman para peşinde olmamıştı. Ve kimilerinin düşüncesinin tam tersi, evlenmek istemiyordu!
Bundan önceki dört senesini düşündü. Kahrolası bir evliliğe sürüklenmiş, genç yaşında anne olmuştu. Her Allah'ın günü dönen farklı dedikodulara maruz kalmış, çoğu kimsenin gözünde kocasının aşkına karşılık vermeyen, kötü kadındı.
Sevmek, zorla olmuyordu. Miran'ı sevmemişti. Hem de hiç! Ona karşı hissettiği tek duygu saf bir nefretti. Ondan nefret ediyordu. Heja, şimdiki konumunu hatırladıkça ölen adamın arkasından içten içe öke kusuyordu. Onları bir uçurum ucuna getiren o iğrenç adamdı. Hepsi onun oyunlarından biri gibiydi. Ve genç kadın ömür boyu ettiği o yemini son nefesinde bile bozmaya niyetli değildi. Hakkı ne Miran'a nede o çok sevdiği ailesine helaldi.
Sıkıca sardığı kızın, kucağında hareketlenmesi üzerine bakışlarını ona döndürdü. Ariya, annesinin aynısı ela gözleriyle yavru bir kedi gibi kadına bakıyor, kollarından çıkmaya çalışıyordu. "Ne oldu, kızım?" diye sordu fısıldayarak. Gözleri bir tur etrafta döndü. Konuşanlar konuşmaya devam ediyordu. Bu da Heja'yı rahatlatıyordu. Ona gelecek olan her soru yerin dibine girmesine neden olacaktı sanki.
"Bıyak,"
"Neden?" Kaşları çatıldı. Kızının vücuduna baktı. Hiç bir şeyi yok gibiydi.
"Oyun," diyen Ariya'yla rahat bir nefes aldı. Kollarını küçük kızının üzerinden ayırdığında bunu fırsat bilen Ariya, hemen ayağa kalktı.
