19

160 26 0
                                    

GUNUN IKINCI BOLUMU HELLO

önceki bölümlerde wooyo'nun nefes sorunlarını burada anlayacaksınız, abartı tepki veriyor gibi görünmüştür belki.

715 kelime 😦😦
-

san

wooyoung

7 Aralık,

Burnuma gelen iğrenç kokuyla gözlerimi açmayı başarmıştım.

Karşımda bulunan en parlak ışık gözlerimi açmamla anında kapatmamı sağlamıştı. Yanımda bulunan bedenin hafif kıkırtısı kulağım iliştiğinde, gözlerimi yavaşça açıp bakmamı sağlamıştı.

Biz neden buradaydık peki?

"Tekrar günaydın, gerçi akşam oldu."

Kaşlarımı çattığımda oturuşunu düzeltmiş, boğazını temizleyerek tekrar konuşmaya başlamıştı.

"Neler olduğunu hatırlıyor musun?" Boğazımı yokladığımda acıdığını fark edip yüzümü ekşitmiştim.

"Çok zorlama kendini, kafa sallasan yeter." Kafamı olumsuz salladığımda bana daha da yaklaşmış, elini alnıma koyarak ateşimi yoklamıştı.

"Tuvalette fenalaşıp bayıldın o yüzden şu an buradasın. Doktor birazdan görmeye gelecek seni, dinlen biraz daha." Elini bedenimden ayırdığında tekrar içim ürpermiş, üzerimde bulunan yorganı biraz daha kendime çekmiştim. Halime gülmüş, bana yardım etmişti.

"Buradayım ben, dinlen hadi." Kararsız bir şekilde ona baktığımda gülümsemiş ve elinde bulunan telefonuna dönmüştü.

Dediğini yaparak gözlerimi tekrar kapatmış, tekrar bir uykunun eline kendimi vermiştim.

Ne kadar zaman geçtiğini bilmesem de başımda bulunan sesler çoğalmasıyla gözlerimi aralamaya çalışmıştım. Bir boğaz temizlenme sesiyle tamamen kendime gelmiş, başımda bulunan doktora bakmıştım.

"Nasıl hissediyorsunuz?"

Aklıma boğazım geldiğinde tekrar yüzümü ekşitmiştim.

"Kendinizi zorlamanıza gerek yok, evet hayır şeklinde konuşabilirsiniz anlarım sizi. Pekala, öncelikle durumunuzu söyleyeceğim. Bildiğiniz gibi betasınız, değil mi?" Kafamı sallayarak onu onaylamıştım. Yanımda bulunan bedene kafamı çevirmeden, "Evet." demiştim.

"Sonradan olduğunuzu da biliyorsunuz?" Kafamı sallayarak onaylamıştım.

"Rahat edemezseniz bana söylemeniz yeterli, arkadaşınız yanınızda dursun mu?" Arkadaşım? Sağımda bulunan bedene kafamı çevirdiğimde anlamıştım, San olduğunu.

"Sorun değil."

"Pekala. Wooyoung Bey, bu zamana kadar ben böyle bir vaka görmedim açıkçası. Bu iyi bir şey aslında, bu durum tekrarlandığından neler yapacağımızı biliyoruz. Acaba, nefes sorunlarınız önceden de var mıydı?"

Kafamı olumsuz sallamıştım. "Hayır."

Yatakta tamamen dikleşerek oturduğumda daha rahat hissettiğimi anlamıştım.

Doktor kafasını sallayarak beni onaylamıştı.

"Sizi üzecek bir olay yaşadınız mı? Bu ayrılık olabilir, yakınınız ölmüş olabilir gibi."

"Yani, sayılır."

"Ne zaman betaya dönüştüğüzü sorabilir miyim?"

"Yedi veya sekiz yıl oluyordur, hiç değilse altı yıl." Boğazımın acısı gittikçe azalmaya başlamıştı.

"Peki, bundan önce bir feromon yoğunluğunda bulundunuz mu? Dar bir ortamda sizi fazlaca etkileyecek kadar feromon aldınız mı?"

Bir süre düşündüğümde aklıma gelen sahneyle derince nefes almıştım.

"Bu evet demek oluyor anladığım kadarıyla." Kafamı salladığımda bir süre elinde tuttuğu deftere yazısını yazarak bana bakmıştı.

"Bir psikiyatrist değilim Wooyoung Bey ama bunun için gitmenizi öneririm. Anladığım kadarıyla travma sonrası etkilenme durumu söz konusu. Bunu açıklamam gerekirse, yıllar önce yaşadığınız üzücü olay yüzünden bedeniniz ve beyniniz ne zaman aynı feromonu alsa tepki veriyor."

"Bu tepkiden tepkiye değişiyor ve sizde de nefes sorunu var. Nefes sorunu, çok önceden yaşadığınız bir durumu tekrar terkar yaşamak gibidir. Sizi kötü etkileme sebebi, aynı durumu tekrar yaşamayı düşünmeniz. İstemsizde olsa aklınızda ve bedeninizde bulunuyor. Bu feromon kime ait peki, biliyor musunuz?"

Gözlerimi sıkıca kapatıp açtığımda, odada bulunan diğer bedeni göstermiştim.

"Anladım. Sadece tek bir feromona oluyor değil mi?"

Kafamı sallayarak terkar onaylamıştım doktoru.

"Dediğim gibi psikiyatrist değilim ve o tür ilaçları yazamam. En fazla kullandığınız ilacı yazabilirim. Eğer psikoloğa giderseniz bu ilaçları bırakmanız gerekebilir, ne de olsa psikoloğun yazdığı ilaçlar fazlaca ağır oluyor. Her neyse, isterseniz randevu alabilirim?"

Kafamı olumsuz şekilde sallayarak doktora bakmıştım. "Teşekkür ederim, ben, daha sonra bakacağım." Boğazım yüzünden durarak konuşmamı o kadar dert etmemiş olacak ki, gülümseyerek odadan çıkmıştı.

Yanımda bulunan beden bir süre konuşmamış, hareket dahi etmemişti. Sadece nefes seslerimiz odayı dolduruyordu. En sonunda dayanamamış, derince nefes alarak konuşmuştu.

"Sen, o yüzden mi beni istemiyordun? Yani, etkilendiğin için mi yanına yaklaştırmıyordun?"

Oturduğum yerde aşağıya kaymış, yastığımı düzelterek uzanmamı sağlamıştım.

"Alakası yok, sadece seni istemiyorum hayatımda."

Yorganı kafama geçirmeden gördüğüm beden olduğu yerde donmuş gibiydi.

"Özür dilerim."

Yorganı tamamen kafama geçirdiğimde karanlığın ortasında kalmıştım.

"Wooyoung, çok özür dilerim. Biliyorum hatalıyım, yapmamam gereken şeyleri yaptım ama o kadar pişmanım ki. Affetmeyeceğini biliyorum, yemin ederim biliyorum ama elimden başka bir şey gelmiyor. Görmezden gelmeni anlıyorum, istememeni anlıyorum haklısın da. Söyle bana, yapabileceğim bir şey söyle çünkü benim aklım senden başka bir şeyle dolu değil." Cevap vermediğimi gördüğünde derince nefes alıp vermişti.

"Pekala, sanırım hiçbir zaman affedilmeyeceğim. Olur öyle." Adımları benden uzaklaşmış, bir süre sonra durmuştu.

"Dinlen sen, çıkana kadar buradayım." Bir süre durmuş, tekrar konuşmuştu.

"Durmam seni kötü etkiler mi?"

"Evet." Bir süre ses gelmediğinde odayı adım sesleri kaplamıştı.

"Arkadaşlarına haber verdim, kendine dikkat et güle güle." Kapının kapanmasıyla sessizlik daha da çoğalmıştı.

-

BİR ÖNCEKİ BÖLÜMÜ OKUMAYI UNUTMAYIN

attention ★ woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin