Bu kitapta geçen kişi ve kurumlar ayrıntısıyla bir kurgudan ibarettir.
Bir mum, yanar yanar ve en sonunda söner. Söndüğü zamanlarda yeni bir mum alıp yakarsın ve o yine karanlığına ışık olur. Ama yakmasını bilmeyen cehennem olur... Bazen gerçekler bir kurşundan bile daha çok can yakar. O gerçek aslında sana iyi gelir, körlüğünü açar, sağırsan eğer sana sesini duyurur... Ama bunları yaparken de senin canını yakar. Kulağın yalanlara alışmış ve onla doymuştur, ama kalbin gerçeklerle beslenir ve ona muhtaçtır.
Karşımda ikisi kız dördü erkek, toplam 6 kişi vardı ve ben ciddiyetimi koruyamadan kahkaha atmaya başlamıştım. Bunların hepsi bir şaka olmalıydı, başka bir şey olamazdı.
"Neden güldüğünü anlayamadım avukat hanım." Gelen sesle kahkahalarımdan arındım ve sesin sahibine baktım. Sarı saçlara sahipti ve masmavi gözleri vardı. Boyu ortalama 180-1.85 olmalıydı. Bana anlayamamış bir ifade ile bakarken yanındaki sarı saçlı ve mavi gözlü kız konuştu," Benim evime de bu kadar kolay girebilseler, ben de sinirimden kahkaha atardım sanırım," dedi ve gülümsedi.
Burada her ne oluyorsa birisi artık açıklayacak mıydı?
Karşımdaki diğer erkeklere göre uzun boylu olan, ela gözlere ve çikolata kahvesi saçlara sahip sanki aklımı okumuş gibi konuştu," Evine böyle girdiğimiz için ekibim ve ben adına özür dilerim. Ama ancak böyle halledebilirdik, nasıl girdiğimiz ise meslek sırrı," dedi ve çapkınca göz kırptı. Kıkırdamıştım ama sebebi kesinlikle iyi değildi." Neden geldiğimiz sorusunun cevabını ne kadar merak ettiğini biliyorum. Avukat Deniz Saygın, yıllar önce aileniz abin Doruk Saygın ve senin önünde katledilmiş doğru mu?" dedi ve kaşlarını kaldırarak bana bakmaya başladı. Bu soru daha çok benim doğrulamam gereken bir soruydu. Ama bu bilgilere nasıl ulaşmıştı? "Evet doğru," dedim ve önüme doğru eğildim ve ellerimi önümde birleştirdim. Hareket edip karşımdaki koltuklara oturunca gerilmiş ama belli etmemiştim." Ailenizin katili olan Murat Kaya, yıllardır aradığımız ve izini sürdüğümüz bir katil ve aynı zamanda bir vatan haini," dedi ve ciddi bir şekilde devam etmeye başladı," Onu araştırırken senin dosyanı fark ettik ve seni de araştırdık," dedi. Rahatsız olmuştum nedense," Ve yakınlarını onun yüzünden kaybeden bir kişinin daha seni avukatı olarak seçtiğini fark ettik." Dedi. İyi de ben bunları zaten biliyordum. Ela gözlü adamın konuşmasına izin vermeden kahverengi saçlı mavi gözlü güzel kız söze girdi," Ve Deniz, senin de bizim gibi aile sevgisi görmeden büyüdüğünü- en azından şu son 18 yıldır- gördük. İntikam almak istediğini biliyoruz ve seni anlıyoruz da eğer ekibimize katılırsan hem intikamını alırsın hem de davanı kazanırsın." Dedi ve bütün ekip bana merakla bakmaya başladı," Niye böyle biir teklifi kabul edeyim ki?" dedim omuzlarımı silkerek ve evin kapısının yanına doğru ilerledim, kapıyı işaret ederek," Çıkış buradan," dedim ve suratsız bir şekilde onları evden göndermeye çalıştım. Ama hiç kimse milim kıpırdamamıştı. "Bu teklifi kabul etmemek için bir sebebin yokken neden reddedişin ki Rus güzeli," dedi ela gözlü adam. Kaşlarım hafiften çatılmış bir şekilde ona doğru ilerledim ve tam önünde durdum.
"Evime gizlice giren, benim hakkımda bilgi toplayan altı tane yabancıya güvenmemi bekleyemezsiniz," dedim.
"Senden öyle bir şey beklemiyoruz zaten,"
"Seçenek sunmadık, katılmak zorundasın Deniz." Dedi ve arkasına yaslandı. Sinirlerim iyice bozulmaya başlamışken cevap verdim. "Zorla yapıyoruz diyorsun yani?" dedim ve telefonuma doğru ilerlemeye başladım. "Bu evden hemen gitmezseniz polisi aramak durumunda kalacağım." Dedim ve tehlikeli bir gülüş sundum onlara. Ama bu tavrım karşısında o kadar sakindiler ki daha da sinirlerim bozulmaya başlamıştı, "Bu kadar sakin olmanız göz alıcı," dedim ve sinirle nefes verdim. Mavi gözlü ve çikolata kahvesi saçları olan kız cevap vermişti bu sefer. " Sen Tuna'ya bakma Deniz, tabikii de zorlamıyoruz ama bizi zaten üstlerimiz, yani emniyet müdürlüğündeki baş komiser gönderdi." Dediğinde "şaka mı yapıyorsunuz?" der gibi onara bakmaya başlamıştım. Adının Tuna olduğunu öğrendiğim adama çevrildi bakışlarım, gözleri yüzümde geziyordu ve ciddiydi," Düşünmek için 2 günün var Rus güzeli," dedi ve kalktı. Güldüm. "Rus güzeli deme bana," dedim ve kapıya doğru ilerledim. Sinsi bir gülüşle kapıyı işaret ettim." Şimdi defolup gidebilirsiniz," dedim ve kapıyı açtım. Bir şey demelerine izin vermeyerek kapıyı yüzlerine kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Teen FictionKüçük bir kızın önünde, ailesini öldüren bir katil ve birbirlerini aile olarak gören bir ajan ekibi... Deniz içinde büyüyen intikam ateşi ve hırsla avukat olur. Ailesinin katilinin bir dosyası ile karşılaşır ama ters giden şeyler vardır. Ajan ekibin...