7.BÖLÜM: KANLA YAZILMIŞ ZARF

30 6 75
                                    

Evettt

Uzun bir aradan sonra buradayız.

Bölümleri yazmak, uzun sürüyor arkadaşlar. Bunun için özür dilerim.

Bu bölüm, diğer bölümün aksiyonunun başlangıcını içeriyor olacak.

İyi okumalar!

<3

Medya: Almina Çelik

Bu kitap ve karakterler, tamamen hayal ürünü olup bir kurgudan ibarettir.

***

Canımızı vermek değildi ölüm, hiçbir zaman. Bu doğuştu. Ölmek, güvensizlikti, yalandı. Güvenen kişinin içinde yaşadığı o şüphe tohumlarıydı. Geçmiş, bir ölümdü. Gelecek ise, seçeneklerle belirleyeceğimiz sonumuzdu. Ölüm her zaman vardı. Bizi unutmazdı.

Toplantı salonundaki herkes, sessizliğe bürünmüş bir şekilde birbirini izlerken ellerini sertçe masaya koyan Tuna ile yerimden zıpladım.

"Allah kahretsin," dedi ve başını iki elinin arasına aldı. Pars derin bir iç çekerken yüzümde bir gülümseme oluştu, bu gülümseme acıydı. İçim, o acıyı hissettiğini söylüyordu, o çocukların hissettiği acıyı.

"Burada böyle beklemeyeceğiz herhalde?" dedi Pars ve sağımda oturan başkana bakmaya başladı. Bende dikkatimi başkana verirken Almina'nın gözleri  boşluğa odaklanmıştı. Kaşlarım çatıldı, ama bir şey söylemedim.

"Evet Pars, burada böyle beklemeyeceğiz. Ama öfkeyle kalkarsak zararlı çıkan biz oluruz. Sakin olup, düzenli bir plan yapmalıyız." Dedi başkan. Haklıydı, ama benim içimdeki bu acı fazla bekleyemezdi.

"O zaman hemen yapalım," dedi Pars ve derin bir nefes vererek, ofladı. Tuna kafasını her iki yanına da sallarken, "Bu çok mantıksız Pars. Öfkeyle hareket ediyorsun..." dedi ve ona döndü. "Adam gibi bir kafayla yapmalıyız bu planı," dedi. Pars'ın kaşları çatılsa da kabul etmesi gerektiğini biliyordu.

"Ve ayrıca adam zaten defolup gitmiştir. Video 1 hafta önce kaydedilmemiş mi?" dedim Tuna'ya dönerek. Tuna kafasını salladı ve  yutkundu. Ademelması gerçekten de, belirgindi.

"Deniz'in dediği şey doğru olabilir.," dedi başkan ve masadan kalktılar. Onlar ayaklanınca bende ayaklandım. Başkan ve Tuna bir şeyler konuşurken, ben ilaçlarımı nereye koyduğumu hatırlamaya çalışıyordum. Bunca işin içinde, ağrılarım bana çok dert çıkartırdı.

"Toplantı sona erdi arkadaşlar, planı siz yaparsınız." Tuna ile bakışıp odadan çıktıklarında, herkes derin bir nefes verip koltuklara geri oturdu.

Şuan, toplantı odasına düşen bir gerginlikten başka hiçbir şeyimiz yoktu. Orada daha kaç çocuk olduğunu, kaçının öldüğünü bilmiyorduk. Planımız buna göre olmalıydı ve orada hala ölmeyen çocuklarının hayatı da bize bağlıydı.

"Kayra," dedi Tuna. "Sen, Ankara da ki bütün kameraları incele. Bu kayıtın elimize nerden ulaştığına da bak. Belki bir ipucu bulabiliriz." Dedi. Yutkundu ve hemen yanında oturan Pars'a doğru döndü.

"Lal, Almina ve Deniz. Sizde video kaydını daha detaylı izleyin, gözümüzden kaçan şeyler olabilir." Gözlerimiz kesiştiğinde, kafamı hızla salladım ve yutkundum. Almina, kafasını boşluktan kaldırmayarak sadece kafasıyla onayladı. Lal ise çoktan kalkmış ve bizi bekliyordu. Kaşlarım çatılmıştı, biz neyin içindeydik? Kimlere güvenebilirdim? Onları daha yeni tanıyordum.

"Deniz, Almina hadi ama, davetiye mi göndereyim?" dedi Lal ve nefesini verdi. Güldüm ve masadan kalktım. Bu sırada, Tuna Arın'la elinde Murat Kaya'nın suçlarına ve en son nerede göründüğünü inceliyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 20 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin