Sabahın köründe Jisung'un üstüme atlamasıyla uyandım. O kadar hızlı atlamıştı ki kemiklerimin kırıldığını hissedebiliyordum.
"GUNAYDİN KUCUK CİVCİV"
"gün daha aymadı Jisung niye uyandırdın beni"
"Ya gerizekalı dün dedin ya bara erken gitmem gerekiyor özel müşteri mi ne gelecekmiş diye. Bende uyandırdım işte"
"ANANI SİKİM BEN ONU UNUTTUM"
"malsın yemin ederim amk"
Aceleyle yataktan fırlayıp üstüme birşeyler geçirdim. Mutfağa gittiğimde Seungmin ve Jeongin çoktan kahvaltıya başlamışlardı.
"Günaydın Felix" dedi Seungmin
"Günaydın" dedim. Hızlıca bir parça ekmek koparıp ceketimi omzuma alıp çıkacakken Jisung konuştu.
"Hey, dur bizi bekle bugün bizde seninle geleceğiz."
"Benimle mi geleceksiniz?"
"Evet bugün orada takılırız. Hem dün bahsettiğin şu pezevenk patronunun çok önemsediği özel müşterilerini merak ettim." Dedi Jeongin.
"Neyini merak ettin Jeongin iki üç tane serseri gelir en fazla." Dedim. Çünkü daha önce de mekana özel müşteri gelmişti. Hepsi de aynı tip kaba saba angut adamlar oluyordu.
"Ya nerden biliyorsun belki yakışıklı, karizmatik iş adamları falan gelecek."
"Bakıyorum da sen amma düşkünsün 'karizmatik adamlar'a." Diyerek güldüm. Diğerleri de buna gülmüştü.
"Ne alakası var be." Dedi sinir olmuş bir şekilde.
"Hadi artık geç kalıyorum geliyorsanız gelin de çıkalım artık." Dedim.
Hep beraber çıkıp arabaya binip yola koyulduk.
Yazardan:
Felix ve diğerleri bara varmışlardı. İçeriye girdiler ve bir masaya oturdular. Henüz patronu gelmediği için Felix de oturmuştu. Bir süre oturup sohbet ettikten sonra mekanın önüne büyük siyah bir araba gelişti. Sonrasında içinden 4 tane adam indi.
Adamlar mekana girdiklerinde bütün gözler onların üzerine gitmişti. Felix ve diğerleri de dahil.
Felix'ten
Bir anda mekana 4 tane adam girmişti. Gözüm içlerinden başları olduğunu düşündüğüm uzun boylu siyah saçlı 20-25 yaşlarında yakışıklı adama takılmıştı. İlgimi çekmişti. Ah hadi ama ne diyorum ben kendine gel Felix adamı ilk defa görüyorsun.
Onlar içeri girdiklerinde patron daha gelmemiş olduğu için onlarla ilgilenmem gerekiyordu. Hemen ayağa kalktım ve onlara
"Hoşgeldiniz efendim" dedim. O öndeki çocuk... Ah Tanrım çok yakışıklıydı.
Hyunjin'den
Diğerleri ile beraber mekana girmiştik. İçeri girer girmez sarı saçlı, çilli, tatlı ve bir o kadar da güzel olan, burada çalıştığını düşündüğüm bir çocuk yanımıza geldi. Bize hoşgeldiniz dediğinde anlam veremediğim bir şekilde kalp atışım hızlanmıştı. Bir süre sadece onu izledim. Gözlerinde kayboldum resmen. Sonunda ağzımı açıp bir kelime edebildim.
"Hoşbulduk."
O da benim gözlerime takılmıştı. Ne zamandır bakıştığımızı bilmiyordum bile. Sanki zaman durmuştu o an...
Diğerleri ve masada oturan çocuklar da bizim birbirimize bakışlarımızı görmüş olacaklar ki sessizliği Minho bozdu.
"Biraz daha bakışacak mısınız yoksa içeri geçelim mi artık?"
Bunu duyunca Çilli Çocuk gözlerini benden aldı ve bize içeri geçmemiz için işaret yaptı.
Onun peşinden gittiğimizde bize özel ayırtılmış büyük bir masaya götürdü.
"Ne içmek istersiniz" diye sordu.
"Hepimize kafa yapacak bir şeyler" diyip güldü Chan hyung. Bunun üzerine çilli çocuk da gülüp "peki, hemen getiriyorum" dedi.
Onu ilk defa gülerken görüyordum. Gerçekten çok güzel bir gülüşü vardı. Oturup o mükemmel gülüşünü sabaha kadar izleyebilirdim.
Ve evet sanırım o çocuğa aşık olmuştum.
Biraz zaman geçtikten sonra elinde tepsiyle gelmişti. Herkese içeceklerini verirken anlık bir cesaretle
"Adın ne senin?" Diye sordum. İlk başta anlamaz gözlerle baktı.
"Ben mi? Aa şey ben Felix." Dedi.
Heyecanlanmış gibi görünüyordu. Bu görünüşü bana çok tatlı geldiği için gülümsedim.
"İsmin çok güzelmiş. Bende Hyunjin." Dedim.
Tebessüm ederek "Teşekkür ederim ve memnun oldum efendim." Dedi.
Sonra patronu geldiği için yanımızdan ayrıldı.
Çilli çocuk, yani Felix gittikten sonra Changbin kolumu dürttü ve
"Olm yavaş lan bakışlarinla yedin bitirdin çocuğu" dedi.
Sonrasinda Minho konuştu.
"Hyunjin sen ilk görüşte aşık olmuşsun benden söylemesi."
Söylediklerine güldüm ve içeceğimi içmeye başladım.
Felix'ten
Hyunjin'le konuşurken kalbim yerinden çıkarcasına atıyordu. Buna anlam veremesem de ondan gerçekten etkilenmiştim. Ne güzel onunla konuşuyorduk şu lanet olasi patron gelmeseydi her şey çok iyi gidiyordu.
Patronla konuştuktan sonra bizimkilerin olduğu masaya döndüm. Hepsi gözlerini dikmiş bana gülerek bakıyorlardı. En sonunda sordum.
"Ne var niye öyle bakıyorsunuz?"
Jisung konuştu
"Lix sana bişey diyim mi? Sen çok pis aşık olmuşsun."
Söylediğine şaşırdım ve bir kahkaha attım.
"Yoo ne alaka nerden çıkarıyosun? İlk defa bugün gördüğüm birine nasıl aşık olabilirim? Hem ben aşka inanmam."
"Gözlerin öyle demiyor ama Felix." Dedi Jeongin.
"Ah hadi ama aşık falan olmadım saçmalamayın." diye tersledim.
"Her neyse adamlar da boş değilmiş he" dedi Seungmin.
"Dimi özellikle şu ceketli olan" dedi Jisung.
"Ya saçmalamayın olm daha tanımıyoruz adamları kim bilir ne bok çıkacak bunlar" dedim.
"En fazla ne çıkabilirler Felix, mafya çetesi çıkacak halleri yok ya." Dedi Jeongin.
Hepimiz bu dediğine gülüp geçmiştik.
________________________________________
Tekrardan selammm. Umarım güzel bir bölüm olmuştur. İlk ficim olduğu için biraz endişeliyim bu konuda smnsnxw. Lütfen fic hakkındaki fikirlerinizi yazinn💗
Oylarınızı bekliyorumm.
Sonraki bölümde olaylar olucakk😽
3. Bölümde gorusuruzz ⭐🤍
Byeeee🪐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only We -Hyunlix-
FanfictionOnu evlatlık alan ailesi tarafından evden kovulunca mecburen barda çalışmaya başlayan Lee Felix ve büyük bir mafya lideri olan Hwang Hyunjin.