Eve vardığımızda beni kucağına almak için yeltendiğinde onu yavaşça ittirdim.
"Ben kendim yürürüm!" dedim sarhoş sesimle.
Zar zor ayağa kalkıp eve doğru ilerledim. Bir kolunu belime sarmış beni sımsıkı tutuyordu. Sonunda eve girdiğimizde beni yatağa yatırmak için odaya götürmeye çalışsada direniyordum.
"Ben Küçük Prens okuyacağım!"
"Sonra okursun!"
"Şimdi okuyacağım!"
"Ekim saçmalama, hadi!"
Kendimi yere doğru bıraktım. Halının üzerine oturmuştum.
"Kızma!"
"Kızmadım."
Önümde tek dizinin üzerine çökmüştü.
"Ben seni harbiden çok seviyorum ha!"
Sessizce güldü.
"Gülme! Ciddiyim! Babamdan bile çok seviyorum!"
Bir şey demeden gülmeye devam ediyordu. Kollarımı birden boynuna sardım.
"Lütfen gitme!"
"Gitmiyorum zaten. Buradayım."
"Biliyorum ama ben! Sen de gideceksin!"
"Gitmeyeceğim..." diye mırıldandı sakin sesiyle.
Gözlerim dolmuştu. Ağlamamak için zor duruyordum.
"Annem de öyle demişti ama gitti!" dedim gözümden bir yaş akarken. "Ben kötü bir şey yapmadım ki!"
"Yapmadın." dedi sırtımı okşarken.
"Yok ben çok şımarığım! O yüzden gitti, biliyorum! Sinirliyken üzerine gitmeseydim bana öyle bir şey yapmazdı o! Yanlışlıkla oldu, kendini kaybetti!"
"Sakinleş biraz."
"Ama ben sorun olmadığını söylemiştim. Niye gitti ki?"
"Senin suçun yok."
"Babam beni suçluyor ama!"
Emre beni yavaşça kucağına alıp odaya götürdü. Yatağa yatırıp başımın yanına oturdu. Saçlarımı okşuyordu.
"Emre..." diye mırıldandım. "Canım çok acıyor..."
"Geçecek." dedi çaresizce.
"Geçmiyor Emre! Acıdan ölüyorum ben! O gözlere her baktığımda ben tekrar tekrar terk ediliyorum."
Sesim yavaşça azaldı. Titreyen sesimle konuşmaya devam ettim.
"Ben onun yüzünü unutuyorum, sesini unutuyorum ve elimden hiçbir şey gelmiyor."
Hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım. Emre yavaşça gözümden akan yaşları siliyordu.
"Bana Küçük Prens okur musun?" diye mırıldandım.
"Okurum." dedi ayağa kalkarken. "Bekle!"
İçeriye gidip hızlıca kitabı alıp geri döndü. Tekrar başımın yanına oturmuştu. İlk sayfayı açtı ve o rahatlatıcı sesiyle okumaya başladı. Hiç takılmadan sakin sakin okuyordu.
"İnsanların yıldızları vardır ama yıldızlar herkes için farklı anlam taşır. Seyahat eden kimileri için yıldızlar rehberdir. Başkaları için sadece minik ışıklardır. Biliminsanı olanlar içinse çözülmesi gereken problemlerdir. Benim işadamım için altındı yıldızlar. Ama o yıldızların hepsi sessiz.-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Sen (Gay)
RomanceBabası öğretmen olan Ekim, babasının tayini çıktığı için yeni bir mahalleye taşınır. Mahalleyi gezmek için dışarıya çıktığında bir adamla atışırlar. Bu adam mahallede sözü en çok geçen kişidir. İlk başta araları pek iyi değildir ancak ilerleyen zama...