(Ekim'den)
"Güzelim, hadi bir şeyler ye."
"Canım istemiyor."
Elindeki tabağı bir kenara bıraktı ve yüzümü ellerinin arasına aldı.
"Lütfen bir şeyler ye artık. Gerçekten üzülüyorum."
"Midem bulanıyor Emre. Yiyemiyorum."
"Biraz zorlaman gerekiyor kendini."
Yavaşça ayağa kalkıp kollarımı bedenine sardım.
"Dışarıya çıkalım mı?"
"Çıkalım güzelim."
Üzerime bir sweat giydikten sonra Emre'yle birlikte dışarıya çıktık. Elimi sımsıkı tutuyordu. Benim için çok endişelendiğini biliyordum. Onu rahatlatmak istiyordum ama ben daha kendimi rahatlatamıyordum.
"Ne yapacaksın?" diye sordu birden.
"Bilmem." diye mırıldandım. "9 yaşındayken bıraktığı çocuğu şimdi ister mi?"
"Birden hayatına girip her şeyi mahvediyor." diye mırıldandı.
"Özlemiştim onu aslında. Biraz unutmaya başladığım için de kötü hissediyordum. En azından hatırlamış oldum."
"Ben senin enerjini kaybetmiş hallerine dayanamıyorum. Mutsuz mutsuz oturup bir yere odaklanıp saatlerce bir şeyler düşünmeni istemiyorum."
"Ben iyiyim."
"Değilsin Ekim, değilsin. İyi olmak zorunda da değilsin. Tepkisizliğine de anlam veremiyorum. En azından ağla, bağır çağır. Sen hiçbirini yapmıyorsun. Sadece sessizce oturuyorsun."
Adımlarımı yavaşça durdurdum.
"Ne yapacağımı bilmiyorum çünkü. Eğer ona gidip ben senin oğlunum desem bana ne der bilmiyorum. Belki beni tekrar terk eder. İşte o zaman asla dayanamam. Ben bir daha terk edilmek istemiyorum."
Kollarını sıkıca bedenime sardı. Bana yardım edemediği için çok kötü hissediyordu, biliyordum.
"Elimden bir şey gelmediği için özür dilerim."
Gülümsedim.
"Yanımda olman bile yetiyor sevgilim. Merak etme."
Emre'ye sarılmaya devam ederken birden birisi bacağıma sarıldı. Bakışlarımızı aşağıya çevirdiğimizde Deniz gülümseyerek bize bakıyordu.
"Deniz?"
"Sizi sarılırken gördüm. Ben de sarılayım dedim. Sarılmayı çok seviyorum."
Gülerek onu kucağıma aldım. Bu çocuk şimdi benim kardeşim miydi?
"Niye üzerine bir şey almadın. Hava soğuk."
"Evden hemen çıkmak istedim."
"Neden?"
"Annem ve babamın sesi çok yüksekti. Ben de kaçtım."
Bakışlarım Emre'nin gözlerini buldu. Demek ki annem gittiği hiçbir yerde huzur bulamamıştı. Yine kavga ediyordu.
"Hadi gel kahveye gidelim. Bir şeyler içeriz."
"Olur." dedi sevinçle. "Ben kahveyi ve oradaki abileri çok seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Sen (Gay)
RomanceBabası öğretmen olan Ekim, babasının tayini çıktığı için yeni bir mahalleye taşınır. Mahalleyi gezmek için dışarıya çıktığında bir adamla atışırlar. Bu adam mahallede sözü en çok geçen kişidir. İlk başta araları pek iyi değildir ancak ilerleyen zama...